Hayat çoğu zaman oldukça acımasızdı. Kimi insanı az yaralarken kimi insanı parçalıyordu. Tıpkı şimdi gözleriyle süzdüğü bedene olduğu gibi. Han Jisung, yıllarca bir adamın köleliğini yapmaya zorlandı, karşı çıktığı zaman aldığı tepkilerden dolayı seçimleri tek bir seçeneğe dönüşmüştü. Ondan istenilen her şeyi yapmalıydı, kendi düşüncelerinin bir önemi yoktu.
Uzun bir zaman boyunca yaşamaya(?) zorlandığı bu hayat şimdi Lee Minho ve ekibinde bulunan kişiler sayesinde son bulmuştu. Artık bir eve hapis ve köleleştirilmiş değildi, özgür bir bireydi. Fakat alışkın olmadığı bu yabancı fikir onu oldukça korkutuyordu. Küçük bedeni birinin emri altında çalışmak adına yetiştiğinden kendini eksik ve yalnız hissediyordu. Bir şeyler ona ters ve yanlıştı.
Kapı zilinin sesiyle düşüncelerinden ayrılırken diğerinin uykusunun bölünmemesi için hızlı adımlarla odadan çıktı. Kapıya ulaştığında karşısında en yakın arkadaşlarını görmeyi beklemiyordu.
"Ne oldu? Niye geldiniz?"
"Arkadaşımızın evi gelemez miyiz?"
"İşim var uğraşamam sizinle."
Minho cevap vermelerini beklemeden kapıyı kapatacağı sırada Seungmin kapıyı ittirip konuşmuştu.
"Jisung'a bakmaya geldik."
Ev sahibi zorla içeri giren çok sevgili misafirlerinin ardından kapıyı kapatırken konuştu.
"Uyuyor."
"O şuan uyuyorsa yatak odanın önündeki kim?"
Minho duyduğu şey ile bakışlarını çekingence onları inceleyen bedene çevirdiğinde Jisung'un gözleri yine dolmuştu. Konuşamayacak kadar korkan genç kapının ardına sığınmaya çalışırken büyük olan onun durumunu farkedip yanına ulaştı.
"Korkma, onlar benim arkadaşlarım. Hatta istersen sizi tanıştırabilirim."
Diğerini sakinleştirmeye çalışan beden hafif kenara çekilip geldiklerinden beri aynı yerde dikilip Jisung'u izleyen arkadaşlarını ortaya çıkarmıştı. Ardından parmağı ile işaret ederek tanıtmaya başladı.
"Şuradaki köpek yavrusuna benzeyen benim gibi polis ve adı Seungmin."
Kendinden bahsedilen beden eli ile küçük bir selam verip gülümserken sıra diğerine geçmişti.
"Bu da seninle çok fazla vakit geçirmek isteyen arkadaşım Hyunjin."
Uzun saçlı adam da yüzüne bir gülümseme kondurduğunda saklanan beden biraz olsun sakinleşmişti. Fakat kolundan çekiştirdiği Minho'yu odanın içine çekip kapıyı örttüğünde göz yaşlarını daha fazla tutamadı. Kendini boynuna sarıldığı adamın kucağında bulurken bir yandan da sayıklıyordu.
"Babacığımı istiyorum. Minho beni ona götür. Çok korkuyorum. Lütfen beni eve geri götür."
Ağlaması fazlalaşıp kollarını daha da sıklaştırdığında diğeri hiçbir şey demeden yavaşça sırtını okşamış ve birkaç dakika geçmesini beklemişti.
"Onlardan korktuysan geri gönderebilirim. Hiç sorun değil."
Jisung cevap vermek için biraz nefes almış ve ardından kollarını gevşetmişti.
"Ben sadece... korkuyorum. Ama sadece onlardan değil. Her şeyden; babacığımdan, dışarıda gördüğümüz insanlardan, o büyük evlerden, buraya gelen arkadaşlarından ve biraz da senden. Minho bana kötü şeyler yapmayacaksın değil mi?"
"Hayır, hayır. Ne kadar zorlandığını tahmin edebiliyorum ama lütfen bana güven. Hepsini senin iyiliğin için yapıyorum. Şimdi diğerlerini kovmamı ister misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Daddy Issues // Minsung ✓
FanfictionIşıklar söndüğünde avuçları arasında okuyacağı bir senaryo olmadığından afallamıştı genç adam fakat aynı zamanda bulunduğu sahnede elinden tutacak kişi Minho'dan başkası değildi. !!Sadece seks üzerine yazılmış bir kurgu değildir!! Daddy Issues - The...