Sıcaklığını kontrol ettiği sütün kapağını iyice sıktıktan sonra oturma odasına doğru ilerledi. Beklediği gibi Jisung çizgi film izlerken bir yandan da oyuncaklarıyla oynuyordu. İçinden yaptığı şey için özür dilerken yüzüne takındığı gülümseme ile küçük olanın yanına eğildi.
"Al bakalım, sütün."
Jisung hevesle biberonu elinden alıp şirince güldüğünde konuştu.
"Teşekkür ederim Minho. Benimle oynar mısın?"
Sorusu sırasında önündeki oyuncakları gösterirken büyük olan onu kırmamaya özen göstererek reddetti.
"Üzgünüm Jisung. Şimdi yapmam gereken işler var ama eğer uslu durursan sonra seninle oynarım."
Diğeri ilk cümlede biraz üzülse de devamında tekrar gülümseyerek ona uzatılan sütü içmeye başlamıştı. Minho ise o sırada kameraların çekmediği tek oda olan kilere gitmekle meşguldu.
Bir süre bekledikten sonra telefonuna gelen mesaj üzerine seri adımlarla üst kata çıkarken kendini Han Kyungbin'in evdeki ofisinin önünde bulmuştu. Derin bir nefes aldıktan sonra yanında getirdiği maymuncuk seti ile kapıyı aralamış devamında da etrafı kurcalamaya başlamıştı.
İlk durağı önemli belge ve dosyaların bulunabileceği çekmeceler olurken elinden geldiği kadar hızlı olmaya çalışıyordu, zamanı kısıtlıydı. İşlerine yarayabileceğini düşündüğü bir şeyin fotoğrafını çektikten sonra sonunda asıl vurgunu yapacağı yere gelmişti; kitaplığın en arkasında bulunan gizli bölme.
Sırıtarak dosyaları açığa çıkarmış ve bu adamın aptallığına gülmüştü. Kim yaptığı tüm yasadışı işlerin kaydını evdeki ofisinde tutardı ki?
Seri hareketlerle belgelerin fotoğrafını çektikten sonra her şeyi eski düzenine uygun bir şekilde bırakıp odadan çıkmıştı. Geriye sadece kiler odasına dönüp Jeongin'in dondurduğu kamera kaydını tekrar çalıştırmasını beklemek kaldığından sakin adımlarla alt kata indi. Salondan geçerken yerde yatan yarı baygın fakat uyuya kalmış gibi duran Jisung'a da göz atmayı unutmamıştı. Kendini küçük ve karanlık odada bulduğunda birkaç dakika sonra telefonuna bir mesaj bildirimi geldi.
Jeongin
Kameralar tamam
Her şey sorunsuz ilerlediği için sevinirken dar odadan elinde Jisung'un mamalarından biriyle çıkmıştı. Paketi mutfağa bırakıp salona döndüğünde küçük olan hala yarı baygın bir haldeydi. Minho yaptığı şey yüzünden kendini biraz kötü hissetse de içinden hepsi onun iyiliği için diye kendine fısıldadı.
Yanına çöküp bebek tulumlu gencin saçlarını okşadığında yakında geçicek diye sessiz bir fısıltıyla daha konuşmuştu. Onu biraz daha izledikten sonra diğeri yavaşça kendine gelirken gülümsemişti. Fakat küçük olanın bir sorunu var gibiydi.
"Minho, neden başımı okşuyorsun? Yoksa sen de mi bana sadece babacığıma yapmam gereken şeyleri yapmamı isteyeceksin?"
"Ne demek istediğini anlamadım. Neyden bahsediyorsun?"
"Daha önce sürekli başımı okşayan bir bakıcım pantolonunu çıkartıp onu ağzıma almamı istemişti."
Diğerinin çatık kaşlarıyla masumca söylediği cümle büyük olanın duraklamasına sebep olurken korkuyla sordu.
"Peki sen ne yaptın?"
"Ben uslu bir bebek oldum ve sadece babacığıma yapmam gereken şeyleri ona yapmadım. Sen de o bakıcı gibi mi yapacaksın?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Daddy Issues // Minsung ✓
FanfictionIşıklar söndüğünde avuçları arasında okuyacağı bir senaryo olmadığından afallamıştı genç adam fakat aynı zamanda bulunduğu sahnede elinden tutacak kişi Minho'dan başkası değildi. !!Sadece seks üzerine yazılmış bir kurgu değildir!! Daddy Issues - The...