Anahtarı delikte döndürmesi ve kapının aralanmasıyla derin bir nefes verirken ayakkabılarını çıkartıp içeri adımladı. Uzun bir süredir kapıyla uğraştığı için yorulmuştu. Bu nedenle kendini hiç beklemeden salondaki koltuğa bırakıp biraz soluklandı. Minho ona kapıyı nasıl açacağını birçok kez göstermişti fakat yalnızken yapmak onu biraz zorlamışa benziyordu.
Jisung için yorucu bir gündü çünkü ilk defa tek başına dışarı çıkmıştı. Yine de tüm aşamaları başarılı bir şekilde atlatabildiği için mutluydu. Sadece buluşma yerine biraz erken vardığı için kafede beklediği esnada yanına gelen garsonla bir süre bakışmış ve çekingence konuşmuştu. Ama yine de kendini ifade etmeyi başarmış, bir arkadaşı geldikten sonra sipariş vereceğini söylemişti. Ardından Felix neşeyle yanına ulaşana kadar onu merak eden sevgilisinin kendisine aldığı telefondan kafede ve iyi olduğuna dair Minho'ya mesaj atmıştı.
Aklına gelen küçük ayrıntıyla telefonu yeniden cebinden çıkarttı ve birkaç saat sonra işten dönecek olan adama eve ulaştığını mesaj attı. Gülümseyerek ayaklanıp yatak odasına geçti. Dışarıdan geldiği için kıyafetlerini değiştirirken bir yandan da Minho'ya gününü nasıl anlatacağının provasını yapıyordu. Her bir ayrıntıyı yeniden zihninde süzüyor ve sevgilisine nasıl aktaracağını düşünüyordu.
İşi bittikten sonra tam kendini yatağa atacağı sırada zil sesini işitti. Minho ona sürpriz yapıp erken mi gelmişti? Büyük ihtimalle bugün Jisung için önemli bir gün olduğundan işten erken dönmüştü.
Genç adam sevgilisinin geldiğini düşünerek heyecanla kapıya koştu. Büyük gülümsemesiyle demir kapıyı araladığında ise birkaç adım geriledi. Yüzünün düşmesine sebep olan şey karşısındakinin bir yabancı olmasıydı. Kelimeleri birbirine girip vücudu kasılırken ne diyeceğini bilemiyor, sadece karşısındaki adama bakıyordu.
"Merhaba, ben Minho'nun arkadaşıyım. Kendisi evde mi?"
Bir süre sessiz kaldı ve düşündü Jisung. Ne diyeceğini kestiremiyor, adamın yalan mı yoksa doğru mu söylediğini anlayamıyordu. Fakat tereddütle de olsa bir yanıt bekleyen adama cevap verdi.
"Daha gelmedi."
"Ah, anladım." Tatlı birine benzeyen adam salonu işaret ederek sordu. "İçeride onu bekleyebilir miyim?"
Jisung yeniden bir süre düşündü, adam beklerken Minho'ya mesaj atıp doğruluğunu öğrenebilirdi. Hem önündeki bedenin sıcak bir gülümsemesi vardı, yalan söylüyor olabilir miydi ki? Emin olamasa da kabul etti Jisung, en fazla ne olabilirdi ki?
"Tabi, buyrun."
Adam ayakkabılarını çıkartıp onu salona götüren genci takip ederken elleri cebindeydi. Jisung odanın ortasına ulaştığı esnada yüzünde arkasındaki adamın büyük ellerini hissederken zaten eve bir yabancı aldığı için endişeden hafifçe titreyen vücudu korkuyla kasıldı ve kısa süreli bir çırpınışın ardından burnuyla ağzını kapayan ilaçlı bez nedeniyle bilincini kaybetti.
Hatırladığı son şey geriye düşen başı nedeniyle siyah şapkalı adamla göz göze gelişi ve kandığı gülümsemenin düz bir ifadeye dönmüş olmasıydı. Onun için kısa süreli bir karanlık gibi olsa da aslında birkaç saat baygın kalmıştı. Tabi bu sürede neresi olduğunu bilmediği bir yere taşınmış, ayık da olsa hatırlayamayacağı yollardan geçmişti.
Zihni yavaş yavaş kendine gelirken ilk olarak etrafını inceledi. Karşısında sandalyede oturan ve telefonla ilgilenen biri bulunurken etraf koyu tonlardan oluşuyor, kirli duruyordu. Bakışları aşağı inip kendisinin de bir sandalyede oturduğunu farketti ama karşısındakinin aksine onun vücudu bağlanmış halde değildi. En son ne olduğunu anımsadığında adrenalin vücudunu hızla dolaşmaya başlarken yerinde kıpırdanmıştı. Ama bu hareketi odadaki onu kaçıran adamın dikkatini çekmiş ve ayıldığını farketmesine neden olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Daddy Issues // Minsung ✓
FanfictionIşıklar söndüğünde avuçları arasında okuyacağı bir senaryo olmadığından afallamıştı genç adam fakat aynı zamanda bulunduğu sahnede elinden tutacak kişi Minho'dan başkası değildi. !!Sadece seks üzerine yazılmış bir kurgu değildir!! Daddy Issues - The...