Multi: Uraz DemirLavinya Kara
"Aşk, dünyanın en tehlikeli silahıdır.."
...
"Lavinya bak onunla ne olduysa senden önceydi." Arkamdan gelen Uraz'a hızla döndüm. "Evine gelecek kadar ilerlemiş mi ilişkiniz?" Sorum beni bile ürküttü. Benim derdim neydi böyle? "Lavinya geçmişi sorguladığının farkında mısın? Sana geçmiş dedim bitti gitti. Bir daha buna cüret edemez zaten." Bende farkındaydım saçmaladığımın ama kendime engel olamıyordum. Gözümün önünde gerçekleşen eylemleri bir türlü silemiyorum. Onları yan yana hayal etmek, beni daha çok hırçınlaştırıyor. Hele ki Uraz'a karşı hissettiğim bu güçlü duygudan sonra görüntüler hiç çıkmıyor aklımda. "Bak ben biliyorum ama engel olamıyorum kendime sanırım gitsem iyi olacak." Diyerek havuzun etrafından dönüp içeriye girdim. Kolumdan tutulup hızla çekilince, kendimi Uraz'ın kolları arasında buldum. "Ne tür bir kıskançlık seviyesi bu?" Diyerek dudaklarıma baktı. Kurumuş dudaklarımı dilimle yaladım. Bir elimi omuzuna yaslayıp gözlerine baktım. O anda dudaklarıma olan aç bakışları ruhumun bedenimle savaşmasını sağladı. "Bana ne olduğunu bende bilmiyorum ama içimdeki bu şey beni korkutuyor."
Bakışları gözlerim ve dudağım arasında mekik çekerken avuç içini enseme yasladı. "İçindeki bu şey seni korkuturken, beni de sana bağlıyor ölüm çiçeği." Diyerek dudaklarını sertçe dudağıma yasladı. Sanki buna ihtiyacım varmış gibi, ona biraz daha sokuldum. Tenine dokunmaya muhtaç ellerim gömleğinin altından çıplak tenine ulaştı. Bu zafere ulaşan ellerim ona daha çok sataşmama neden oldu. Bedenim kontrolünü kaybetmiş gibiydi. Kalbim ağzımdan atarken ruhum zevkin doruklarında haykırıyordu. Uraz hafif geri çekilip burnunu burnuma sürttü. "Hissediyorum ölüm çiçeği sonum senin elinden olacak." Diyerek gözlerini kapatınca ellerimi ensesine yasladım. "Oysa ben sonun değil sonsuzun olmak istiyorum." Dudaklarında keyifsiz bir gülümseme oldu. Başını olumsuzca sallayıp gözlerimin içine baktı. "Bu nasıl bir doyumsuzluk? Beni bitirmeye kararlı gibisin. Şayet öyleyse başarıyorsun. Şu halime bak." Diyerek avuçladığı kalçamı sıktı. "Bir öpücüğünle bu hale geliyorsam, gerisini düşünmek dahi istemiyorum." Dediğinde avuç içimi yüzüne yaslayıp dudaklarına kısa bir öpücük bahşedip geri çekildim. "Neyse hadi bana evini gezdir." Coşkuyla söylenip ona sırtımı döndüm. "Hay evimi sikeyim. Beni koyduğun şu duruma bak." Duymayacağımı sanarak mırıldandığı kelimeler sırıtmama neden oldu. Bunlar daha iyi günlerin Uraz bey. Salona geçtiğimizde ortada ne Onur vardı nede gelen yarı çıplak kadınlar. Arkamdan salona giren Uraz döndüm. "Onur ona yapacaklarımı anlamış olacak ki kaçmış pezevenk." Dediğinde memnuniyetle önüme döndüm. "Susadım. Bir bardak su alabilir miyim?" Başını sallayıp mutfağa doğru adımladı. Ben ise sırtını izliyordum. Geniş omuzları, belirgin kol pasılları, okadar çok kasları var diki, neredeyse gömleğin kolları patlayacaktı. Sertçe yutkunup önüme döndüm. İçim alev alev yanarken nefes almakta güçlük çektim. Bu nasıl bir duyguydu böyle? Yanan yüzümü elimle yelpaze ederken aslında içimdeki yangını söndürme çabasındaydım. "Al bakalım." Hissettiğim soğuk su ile irkilerek çığlık attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASADAKİLER
Ciencia Ficción"Gökyüzüne yanlızca yıldızlar eşlik eder. Bana da yanlızca sen eşlik edebilirsin!" Başımı olumsuzca sallayıp gülümsedim. "Gökyüzüne yıldızlardan başka çok şey eşlik eder." Gözlerime bakarak içine çektiği dumanı serbest bıraktı. "Evet ama gökyüzünü...