Geri geldim gençler. Uzun zaman oldu. Nasılsınız, umarım iyisinizdir. Uzun bir aradan sonra bölüm atıyorum. Bölümün sonunda bir açıklama yapacağım eğer okusanız çok memnun olurum. Şimdi çok uzatmadan bölüme geçelim iyi okumalaarr.Hepimiz salonda sessizce oturmuş birinin bir şey demesini bekliyorduk. Benim tepki vermesini bekledigim tek bir kişi vardı ama hepsinden çok o tepkisizdi sanki daha oturtamamıştı kafasında. Onlara bütün hikayeyi anlatmıştım. En başından şu ana kadar jessieyle geldiğimiz her anı, olayı. En sonunda Somin konuşunca ortamdaki gerginlik biraz olsun azaldı.
"Yani, bütün bu olanlar jessie'nin bir oyunu muydu? O saçma sapan aşkımlı konuşmalar."
Kafa salladım. Aynen öyle olmuştu. Bu sefer jseph kafasını bana doğru çevirdi.
" Dostum bu yaşadıklarının kolay olmadığını kabul ediyorum. Ama bize anlatabilirdin. Bir şekilde çaktırabilirdin. Kaç yıldır birlikteyiz biz."
Haklısın demekle yetinebildim sadece. Gözlerim ise sadece bir kişinin üzerinde dolanıyordu. Herkes havadaki bu gerginliğin farkında olmalı ki somin ben en iyisi kahve yapmaya gideyim dedi ve jseph de onunla birlikte gitti. Şimdi sadece biz vardık salonda, baş başaydık. Ayağa kalkıp çok yakın olmasa da jiwoo'nun yanına oturdum. Bana bakmasını bekledim, bakmadı. Bir şey söylemesini, kızmasını, vurmasını belki de küfür etmesini bekledim. Ama O bunların hiç birini yapmadı. Sessizce yerinden kalktı ve merdivenlere yöneldi. Ne düşünüyordu? Ne yapmak istiyordu ? Hepsi kafamda dolanırken o çoktan merdivenlerden çıkmaya başlamıştı bile. Girdigim transtan çıkıp peşine koştum. Bileğinden tutup kendime çevirdiğimde hafif dengesini kaybetti ama kısa sürede tekrar kurdu.
"Bir şey demeyecek misin? Bir söz ya da bir küfür. Kız, bağır, küfür et hatta vur bana ama nolur böyle sessiz kalma jiwoo yalvarırım."
Hiç bir şey demeden gözlerime baktı. Kolunu yavaşça çekti benden.
"Yalnız kalmak istiyorum. Biraz düşünmeye ihtiyacım var." Başka bir şey demeden merdivenlerden çıktı ve odasına girdi. Arkasından bakakalmıştım.
" Gel hadi yaptık kahveleri. Bırak jiwoo biraz kafa dinlesin."
Üzgün bakışlarımla aşağı inip Somin'in elinden kahveyi aldım.
" Bir şey demesini bekliyordum. Kızsaydı, bağırsaydı ama böyle susup gitmesi canımı çok yakıyor."
Koltuklara oturmuştuk. Somin ve jseph yan yana oturuyorlardı. Oldukça da yakınlardı. Sahi ne ara bu kadar yakın olmuşlardı acaba. Jiwoo'yu düşünmekten ona bir şey olacak korkusundan hiç odaklanamamıştım bizimkilere. Çok tatlı olmuşlardı."Seni de anlıyorum Bm ama onu da anlamaya çalış uzun zaman sonra ilk defa birini gerçekten sevmeye başladı ve daha söyleyemeden darbe yedi. Seni jessie'yle görmek ona hiç iyi gelmedi."
Kafamı ellerimin arasına aldım. Pişmandım. Ona anlatmadığım için, en çokta onun gözünün önünde beni sevdiğini bile bile jessie'yle olduğum için. Kabul etmeyebilirdim. Polise haber verip her şeyi düzene sokmaya çalışabilirdim ama korktum. Jessie'nin yapacaklarından korktum. O iyi değildi tedavi görmesi gerekiyordu. Derek de dahil ona bunu anlatmaya çalışmıştık ama anlamıyordu. Bana takıntılı hale gelmesi onu bir psikopata çevirmişti işte. Takıldığım, arada bir dışarı çıkıp konuştuğum kızlara yapmadığını bırakmamıştı. Sakinleştirici kullanıyordu ve diğerleri bile onu zar zor tutuyordu. Bunların hepsini istemesem de Derek anlatmıştı. Üzgün değildim. Benim arkamdan oyun oynaması, sırf bir iddaa uğruna kalbimi kırması saçmalıktı. Sonrasında beni sevdiğini söylemesi bile kabul edilemeyecek kadar iticiydi. Kaçmayı başardıktan sonra, jiwoo'ya âşık olduktan sonra dönmesi ise daha ne olabilir ki dememe sebep olmuştu. Tabi uzun sürmemiş jiwooyu tehdit etmesiyle hayatımın şokunu yaşamıştım. Düşüncelerimi bölen yine somin'nin sesi olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bwoo
FanfictionYavaşça bana doğru yaklaştı. Ben korkmuş ve şaşırmış bir şekilde ona bakıyordum. Aramızda sadece 2-3 cm kaldığında beni öpeceğini anladım ve kafamı çevirdim ama o sanki hiç birşey olmamış gibi kulağıma doğru yanaştı ve kalbimi deli gibi attıracak o...