Bwoo

Bm-Jessie Part 2

Merhaba arkadaşlar nasılsınız umarım iyisinizdir. Vote sınırı koymuştum fakat ulaşamamış olmama rağmen yine de atıyorum bir kaç bölüm sonra ise finale gidiyoruz. Çok içime sinmedi bölüm ama sindi gibi de olayları artık bağladık. Jessienin bakış açısından da görmüş olduk fikirlerinizi yorumlarda belirtirseniz çok mutlu olurum iyi okumalarrr.
(Medyadaki fotoğrafa kalbimi bırakıyorum canım bebişim😍)

Matthew: Aa çok afedersin.

Jessie: Sorun değil. Benim de hatam var. Önüme bakmıyordum.

Matthew: Jessie ydi değil mi?
Gerçekten üzgünüm esas ben önüme bakmıyordum.

Tebessüm ederek kafamı salladım. Eğilip kağıtları toplamaya başladık.

Jessie: Sanırım buralarda oturuyorsun.

Matthew: Ah, evet . İlerideki caddede oturuyorum. Siz de sanırım Dean'ın mekanındasınız çoğunlukla.

Jessie: Evet. Hayalî hep kendine özgü bir mekan açmaktı. Sonunda bunu başardı. Baya da bir iş yapıyor.

Kağıtları toplamayı bitirip ayağa kalktık.

Matthew: Bunu telafi etmek istiyorum. Eğer sen de istersen seninle bir kahve içmek isterim.

Jessie: Hmm. Hiç de fena olmaz aslında.

Güldük.

Matthew: O zaman sana ulaşmam için telefon numaranı alabilir miyim?

Jessie: Tabii. İstersen sen ver telefonunu ben kaydedeyim.

Matthew: Olur, olur tabi.

Yavaş bir şekilde telefon numaramı kaydettim kendimi aradım. Böylelikle onun da numarasını kendi telefonuma kaydetmiş oldum.

Matthew: Tekrardan üzgünüm ve tekrardan tanıştığıma memnun oldum.

Jessie: Ben de.

Matthew: O zaman ben sana haber veririm.

Jessie: Anlaştık. Görüşürüz

Diyerek el salladım. Oda görüşürüz dedi ve el sallayarak uzaklaştı. Arkadan bizi izleyen bizimkilere onay işaretimi yaptım ve yanlarına gittim.

Jessie: Size çok kolay olur demiştim. Numarasını aldım bile.

Jackson: Seninle sevgili olmayacak jessie. Numarasını alman hiç bir şeyi değiştirmez. Arkadaşca yaklaşıyor.

Jessie: Sen öyle san. Kahve içmek için sözleştik. En fazla 2 gün veriyorum çıkmamız için.

Adrian: Aynen güzelim. Aynen öyle olur.

Carla: Görürsünüz.

Sarai: Sizce bu yaptığımız doğru mu?
Yani sonuç olarak çocuğun üstünden bir iddaya girdiniz ve onun bundan haberi yok. Ya öğrenirse. Ya her şey ters teperse. En kötüsü ya çok üzülürse.

Mark: Ayy sarai içimi kararttın.

Jessie: Gerçekten ya. Hiç bir sorun olmayacak. Ben kazandıktan sonra çocuktan ayrılıcam. Bu kadar basit. Üzülürse de hemen bağlanmasaymış. Sonuçta tanımadığın bir insanı bir anda o kadar sevemezsin değil mi?

Mark : Sonuna kadar haklı.

Sarai: Peki tamam ama bir sorun olursa keşke seni dinleseydik sarai demeyin.