Gençler uzun bir aradan sonra ben geri döndüm. 3 Ay sonra üni sınavım olmasına rağmen geri döndüm burdayım çünkü çok özlediğimi ve artık bwoo'nun hikayesini bir sonuca kavuşturmak istediğimi fark ettim. Ayrıca sizleri de çok özledim bunca zaman neredeydin derseniz bunu sonra sonra anlatırım şimdi devam etme zamanı. Hatırlamayan olursa diye en son Bm jiwoo'yu izlerken jessie işkence ediyordu. Somin ve Jseph camı açabilmiş atlayacaklarken menajerleri gelip onları kurtarıyordu.
Sominden:
Menajerimiz geldikten sonra kendimize gelmemiz için biraz süre geçmesini beklemiştik. Özellikle ben karanlık olduğu için fazlasıyla etkilenmişken normal düşünmem çok zordu. Menejerimiz kahvelerimizi getirdiğinde sıcak olmasını umursamadan bir yudum aldım. Dilimi yaksa bile sıcacık bir şey içmek midemi ve vücudumu rahatlatmıştı.
"Sizden haber alamayınca çok endişelendim ama Jessie durumunu bildiğim için ilk önce şirkete gittim ve başkanla konuştum. Polis de dahil olmak üzere herkes sizi aramaya koyuldu. Telefon sinyallerinize bakıldı ama bir şey bulamadık. En sonunda bir çare belki evde bir ipucu bulurum diye gelmek istedim ve buradasınız. Peki Bm ve jiwoo nerde?" İkimiz de birbirimize bakıyorduk. Bunu dillendirmemiz zor olacaktı.
"Bilmiyoruz. Gözümüzü açtığımızda kayıt odasındaydık. Çıkmak için uğraştık durduk. Biz de onları çok merak ediyoruz." Dediğimde üzgün bir şekilde bize baktı. Başımı jseph'e çevirdiğimde onun da bakışlarının yerde olduğunu fark ettim. Bizim yüzümüzden gibi hissediyordu. Koruyamamıştık onları.
"Çocuklar merak etmeyin en kısa sürede bulacağız onları. Yer yarılıp içine düşmediler ya sonuç olarak."
Uzun bir sessizligin ardından menejerimizin telefonu çalmaya başlamıştı.
"Evet başkanım. Evet iyiler. Kahve yaptım kendilerine gelmelerini bekliyorum. Nasıl? Tamam, tamam hemen geliyoruz." Değişen yüz ifadeleriyle bir şeyler olduğu anlamıştık." Noldu, ne dedi başkan?" Diye sorduğumda menejerimiz çoktan ayağa kalkmıştı.
"Sanırım bir ipucu bulmuşlar. Başkan bizi şirkete bekliyor. Hadi çabuk olun gidelim hemen."
Jiwoo'dan:
Bıçağı karnıma bastırarak bir şeyler çizmeye çalışırken sarı saçlı adam gelip jessie'yi durdurmuştu.
" Neden dokunuyorsun bana. Şu an önemli bir iş içerisindeyim farkında değil misin? Uzak durun demedim mi ben size."
Sonlara doğru sesi yükselerek konuşmuştu. Sarı saçlı adam kulağına fısıldamaya başladığında ise şaşırmıştı ve elindeki bıçağı adama vermişti.
"Sizinle çok saha güzel şeyler yapacağız ama şu an küçük bir pürüz çıktı onu halletmem gerekiyor. Beni bekle tamam mı prenses."
Yalandan gülümseyip bm'e dönmüş ona ise öpücük atarak odadan çıkmıştı. Şimdi odada yalnızca Bm, ben ve o diğer adam vardı. Biz birbirimize gözlerimiz dolu dolu bakarken adam gelip başımızda dikilmeye başladı. Lütfen, lütfen biri bizi kurtarsın artık bu cehennemden.
Jseph'ten:
Şirkete girdiğimizde Başkan'ın odasında bir sürü koruma ve dedektif olduğu düşündüğüm insanlar vardı. Sanırım bir şey bulmuşlardı. Başkanın masasının önünde ki koltukta siyah saçlı bir çocuk ve ondan daha ince kızıla yakın rengi saçları olan bir çocuk oturuyordu. Kapıyı çalmadan odaya dalan çocuk ise uzun boyluydu.
"Derek bir şey bulduk abi. Başkanım sanırım işinize yarayabilir." Adının Derek olduğunu öğrendiğim çocuk hemen ayaklandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bwoo
FanfictionYavaşça bana doğru yaklaştı. Ben korkmuş ve şaşırmış bir şekilde ona bakıyordum. Aramızda sadece 2-3 cm kaldığında beni öpeceğini anladım ve kafamı çevirdim ama o sanki hiç birşey olmamış gibi kulağıma doğru yanaştı ve kalbimi deli gibi attıracak o...