Selam canlarım ben geldim. Artık haftada bir bölüm gelecek ve ficin bitmesine de az kaldı. Yeni bir fic yazmaya başladım. Bu bittikten sonra onunla devam etmeyi düşünüyorum. Hesap ismi sorununu da çözdüm gibi görünüyor şu anlık umarım bir daha sorun olmaz. Satır arası yorumlarınız beni çok mutlu ediyor. Yorumlarınızı eksik etmeyin canlarım Şimdi çok da uzatmadan bölüme geçelim umarım begenirsiniz iyi okumalarr. ( Medyayı bwoo olarak hayal etmeniz önemle tavsiye edilir ama önce kendinizi hazırlayınız feels geçirmeniz çok olağan.)
Bir kaç gün her şey mükemmel gitmişti. Jessie'den iz yoktu. Korumalarımız artık daha da dikkatliydi. Benim çağırdığım arkadaşlarım da çok iyi çalışıyorlardı. Başkana durumu anlatmıştık. İlk başta çok katı bir tepki verse de yavaş yavaş tepkisi geçiyordu ve bizi korumak istiyordu, hatta bu sırada benim arkadaşlarımı da koruma olarak şirkete almıştı. Dikkat çekmemek için resmi olarak korumalık yapmalarını istemişti. Dışarı tek başımıza asla çıkamıyorduk. En az 2 kişi bizimle birlikte geliyordu. Bu durum biraz sinir bozucu olsa da jessie'nin bir şey yapamayacağına emin olana kadar böyle olmak zorundaydı. Ta ki düne kadar.
"Yah, Jeon Somin. Hemen bana onu geri veriyorsun."
Jiwoo'nun tatlı sesiyle gülümsedim. Bu dönem bizi çok yıpratıyordu. Somin de kendince bizi eğlendirmeye çalışıyordu işte. Gerçekten çocuk gibi evin içinde koşuşturuyorlardı ve bu durum oldukça komikti. Şimdi de Somin elinde olan çikolatayı kenara koyup jiwoo'nun telefonunu almış kaçıyordu. Jiwoo sinirli bir şekilde homurdandığında biz ise gülmekle yetiniyorduk.
" Bm hemen şu an kalkıp bana yardım ediyorsun yoksa çok pis bozuşuruz."
Günler sonra ilk defa iş dışında beni hitap alarak konuşan jiwoo'yla kaşlarım havalandı.
"Hadii." Girdiğim şoktan çıkıp hemen ayağa kalktım ve somine doğru ilerlemeye başladım. Somin ise korku dolu bakışlarla bana bakıyordu.
" Jseph ikiye bir olamaz yardım."
Jseph ikiletmeden ayağa kalktığında bir savaş olacağı çok belliydi.
"Bir dakika o zaman plan yapmalıyız. Somin telefonu jiwoo'ya geri ver bu iş için ihtiyacı olabilir."
Jseph konuştuğunda hepimiz dikkatlice onu dinlemeye başladık.
" Kaybeden takım kazanana yemek ısmarlar. "
"Oooo bu ilgimi çekti işte." Dedi jiwoo.
"Oyunumuz da şu. Herkes kendine alan belirleyecek ve oraya beyaz bayrak bandana tişört artık ne varsa beyaz bir şey koyacak. Karşı takımın bayrağını ilk alan kazanır. Tamam mıyız?"
Hepimiz kafa salladık.
"Güzel. Şimdi biz sominle beyaz bir şey arayacağız siz de birlikte arayın. On dakika sonra burda buluşuyoruz."
Sıkıntıdan evin içinde kendimize oyun yapmıştık. Hoşnut olmadığımız da söylemezdi. Jiwoo'yla kısa bir süre birbirimize baktık.
"Hadi beyaz bir şey bulalım."
Diyerek onu elinden tutarak yukarı çıkardığımda ikiletmeden peşimden geldi. Önce bizim odaya girdik. Belli ki somin ve jseph kızların odasındaydı. Bir şeyler bulmak için gözlerim odayı tararken benim yatağımda bakışlarım durdu. Eski halimize dönmeye başladığımız zamanlardı. Koşuştururken üstüme düşmüştü ve bana ilk kez dolaylı yoldan da olsa güvendiğini, yanımda huzurlu olduğunu söylemişti. İstemsizce gülümserken jiwoo bunu fark etmiş olmalı ki ellerini önümde salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bwoo
FanfictionYavaşça bana doğru yaklaştı. Ben korkmuş ve şaşırmış bir şekilde ona bakıyordum. Aramızda sadece 2-3 cm kaldığında beni öpeceğini anladım ve kafamı çevirdim ama o sanki hiç birşey olmamış gibi kulağıma doğru yanaştı ve kalbimi deli gibi attıracak o...