"Senin İçin Hassasım."

210 19 3
                                    


Merhaba bebeklerim. Umarım iyisinizdir.

Biliyorum birkaç gündür ülkece moralimiz bozuk. Şu dönemde bölüm atmak başta biraz yanlış gelse de belki birilerini birkaç dakika da olsa mutlu ederim diye düşündüm ve bölümü yazıp attım.

Saat 1 olmak üzere, sizi çok seviyorum. Umarım bu yumuş ve biraz da 🥵 bölümle keyfiniz biraz olsa yerine gelir. Motivasyonunuzu yüksek tutun. Bunların hepsi geçecek, size söz veriyorum.

Bölümü attıktan sonra hesabıma bir link bırakacağım. Ağaç sahiplenebilmeniz için. İmkanı olanlar fidan bağışlayabilir.
Sizi morluyorum, iyi okumalar.

💜💜💜

"Hyung, birkaç gün Jeju adasına mı gitsek?"

"Olur tabi."

Taehyung, bugün dersi olmadığından sabahtan akşama kadar kütüphanedeydi. Birden aklıma gelen Jeju fikri ise "Jeju Adası Gezi Rehberi" adlı bir dergidendi.

Taehyung, Jeju'ya ne kadar gitmek istediğimi biliyordu. Benim bu kadar gitmek isteme sebebim ise annemin hep gitmek isteyip gidememiş olsaydı. Belki ben onun yerine gidip biraz da olsa annemi mutlu edebilirdim.

Mi-Ran teyze konuştuğumuz konuyu duyunca söze girdi.

"Yarın gidebilirsiniz, burayı ben idare ederim. Hem yeni bir kız elemanım var, siz de biliyorsunuz. Biz de kız kıza takılırız." dedi Taehyung'un omzuna vurarak.

"Ben ikna oldum. Sen ne dersin, Jungkook-ah?"

"Seve seve." dedim gülerek.

Taehyung ile yeni anılar oluşturmak için sabırsızlanıyordum.


"Hyung, bavulunu aldıysan çıkalım hadi."

Taehyung ile dün akşamdan iki küçük bavul hazırlamıştık. Orada ise üç gün kalıp dönecektik.

"Jungkook-ie, vapur saat 12'de kalkacak beni neden saat 9'da uyandırdın?"

"9'da seni uyandırdım, sen saat 10'da yataktan çıktın. Sonra hazırlandın, saat 11 oldu ve 15 dakikadır senin kapıya gelmeni bekliyorum."

Taehyung bir şey demeden yüzüme baktı, konuşmaya devam ettim.

"Yani tam 45 dakikamız var. Trafik vesaire durumları eklersek yarım saatte orada oluruz."

Taehyung oflayarak konuştu. "Lafı ağzıma tıkmakta üstüne yok cidden."

"Çünkü sevgilim," dedim yüzümü yüzüne yaklaştırıp. "Bu evrende bir tek ben seninle başa çıkabilirim."

Taehyung sırıtarak öpmeye yeltense de kendimi geri çektim inadına. "Hazırsan çıkalım."

Taehyung bir kez daha oflayıp yavru köpek bakışları attı bana.

"Jeju adasına gittiğimizde istediğini ve hatta daha fazlasını alacaksın, Hyung. Tek yapmamız gereken yola çıkmak."

Taehyung, sinsice güldü yine. Keyif aldığına yemin edebilirdim.

"Sabırsızlanıyorum."



Küçük bavullarımızı sırtlanıp vapura binmiştik. Hafta içi olduğundan fazla kalabalık olmaması bizi hayli mutlu etmişti.

Güneşin varlığı içimizi ısıtsa da deniz üşümeme neden olmuştu. Taehyung bunu farkedip omzuma doladı kollarını.

"Böyle iyi mi?"

agliophobia ¦ TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin