"Birbirlerinin Diğer Yarısı."

286 34 43
                                    

MİLLETTTT Bangtanımız da Bangtanımız Mayıs'ta geliyorlarmış, keyifler nasıl? 🙈

Benim çok iyi, şahsen ben çok özledim. Herkes Jin askere gitsin diye dört bakarken bu haber ilaç gibi geldi. Her gün draması yapıldığı için malumunuzdur ✌

Film Out efsaneydi ayrıca, her Japonca şarkımızın olduğu gibi.

Şarkı olarak ne koysam diye düşündüm durdum. En sonunda da bu şarkıya karar verdim. "Yine mi Demi Lovato koydun?" dediğinizi duyar gibiyim xlmeöxçwdm
ama bir şans verin şarkıya, belki seversiniz. 👉👈

Eğer bölümde yazım hatası vb. Şeyler varsa şimdiden affedin.

Sizi morluyorum, iyi okumalar!! 💜

"Enişte, burada söz konusu olan şey benim babam, biliyorsun değil mi? Tabi ki bunu sormaya hakkım var. Evet, bugüne kadar benim için bir çok şey yaptınız, teşekkürler. Ama ne olursa olsun benim bunu kabul etmemi bekleyemezsiniz."

Gözlerimden akan sıcak sıvıları yanağımda hissetmeye başlamıştım bile. Hatta dizlerim titriyordu, vücudumu taşıyamıyordum adeta.

Eniştem en yakınındaki tekli koltuğa oturdu.

"Madem katilin bir kimliği yoktur. İstersen senin babanı öldürmeni de konuşalım, ne dersin?"

"Enişte, ikisi aynı şey değil, ben.."

"Aynı şey, tek farkı şu: senin bir deli olman."

Artık dayanamıyordum. Kusmak istiyordum, ses tellerim kopana kadar bağırmak istiyordum.. İçimdeki bir şey bunu engelliyordu. Boğazımda bir yumru vardı.

Konuşamıyordum bile, düşündüğüm şeyleri söyleyememek çok zor gelmişti bana. En iyisi çıkıp gitmek diye düşündüm. Öyle de yaptım. Bu ağır havayı solumak istemiyordum.

Arkamdan söylenen hiçbir şeyi duymadan dışarı attım kendimi. İstesem de duyamazdım herhalde, fısıltı gibilerdi. Tıpkı beynimin içindeki fısıltılar gibi.

Onun fısıltıları gibi.

Hissediyordum, bu boşluğumdan yararlanmak istiyordu. Karşı koyabilecek miydim?

Bugüne kadar ona karşı koyamamıştım aslında. Tek bir an vardı karşı koyabildiğim, o da Taehyung sayesindeydi.

Bir saniye daha düşünmeden telefonumu cebimden çıkardım.

Onu aradım.

"Alo, Jungkook? Nasılsın, nasıl geçti?"
Sesi oldukça endişeli geliyordu.

"Taehyungie Hyung, hiç iyi geçmedi ve ben, ben şu an kendimi iyi hissetmiyorum. Sanki, o geliyor."

"Jungkook-ah, tamam sakin ol, neredesin?"

"Ben, bizim meydandayım şu an Hyung. Hyung, ben.. Başım dönüyor."

Yere çökmüştüm en sonunda, caddeden geçen arabaların sesi çok uzaktaydı artık.

Karşı koyamıyorum.

"Jungkook-ah, olduğun yerde kal, geliyorum."

Esmer adam üstünü başını umursamadan montunu alıp kendini dışarıya atmıştı. Meydan uzakta değildi zaten, koşarak gitse 5 dakikada varabilirdi.

Fakat şöyle bir şey vardı. Hani bir yere acilen yetişmeniz gerekir ve koşarsınız, o yol da uzadıkça uzar ya. Taehyung, o yolu nasıl koştuğunu hayatı boyunca hatırlayamayacaktı. Tökezliyor, yoruluyordu.

agliophobia ¦ TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin