2

2K 45 5
                                    

Birbirine iz bırakan insanlar birbirinden kopamazlar.

Bölüm 2 ~

Geçmiş:

" Liva hadi ama bir kerecik. Hem annemde öyle istiyo "

düşünür gibi yapan livayla gülümsedim. Bana ne kadar düşkündü bilemiyordum ama anneme asla hayır diyemezdi biliyorum.

" semra sultan öyle istiyorsa o zaman gelirim tamam "

Zaferle gülümsediğimde mutlulukla beşlik çaktık.

" Miya bu kadar sevineceğini bilsem öncesinde kabul ederdim " dedi kahkaha atarken. Mutluydum o zamanlar. Bir ailem vardı en azından. Annem akşam yemeğine çağırmıştı. Abimi. Ama livayi da kızı gibi gördüğü için onuda davet etmemi söylemişti.

" O zaman akşam görüşürüz ? " dedim heyecanla. Aslında o gün hayatım bitti. Annemi öleceğini düşünmemiştik çocukluk aklı işte.

Şimdiki Zaman:

Pek arkadaşım olmasada hayatımda en değer verdiğim kişilerden biriydi liva. Annemi ilk toprağa verirken liva yanımdan ayrılmamış bana destek olmuştu. o gün mezarın başında saatlerce ağlamıştım o gene yanımda olmuştu. Onunla görüşmem gerekiyordu. En kısa zamanda.

Düşüncelerimden miralın sesiyle sıyrılırken bana bakarak.

" İyi misin? " demişti.

Kafamı sallarken yavaşça açık olan kapıdan indim. Ne ara geldiğimizi bile bilmiyordum ki. Müstakil  bir ev tüm ihtişamıyla karşımda duruyordu. Göründüğü  kadarıyla da 2 katlıydı. Yanıma gelen miral önce ayağıma sonra gözlerime bakarken. Ayağımı işaret ederek.

" Yürüyebilecek misin? " diye sordu.

" Yürürüm " dediğim an kafasını sallayıp kolunu bana uzattı koluna girmem için.

Koluna girerken oda benimle birlikte yavaş adımlarla büyük kapıdan  içeriye yöneldi. kapıdaki korumalar baş selamı verirken kafaları yerdeydi.

Yavaş yavaş toparlayarak yürüyordum ki aniden havalanmamla miralla göz göze geldik.

" Miya ayağın daha kötü olacak izin ver "

Kafamı olumlu anlamda  çoktan kapıya varmıştık. Beni kucağından indirmeden anahtarı kapı deliğinden döndürdüğünde kapı açılmıştı. Kucağında benimle içeriye girerken koltuklardan birine oturttu beni.

" Beni burada bekle "

Zaten nereye gidecektim bu ayakla beklemeye koyulurken salondan çıkıp gözden kayboldu. Geri döndüğünde elinde ilk yardım çantası vardı. Önüme çökerek ilk yardım çantasını aldı.

"ağrırsa bana söyle olur mu? "

Kafamı sallarken oda gözlerini gözlerimden ayaklarıma indirmişti. Yavaşça ayağıma bakarken, arada gözlerini gözlerime odaklıyordu. Sanırım canımın yanıp yanmadiğını ölçmeye çalışıyordu.  Ayağımı sarması bitince koluma baktı.

" Sıyırmış "

Gözlerimi ona dikerken o bana bakmadan sarmaya devam etti. Tüm işi bitince ilk yardım çantasıyla beraber ayağa kalktı.

EmanetimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin