13

578 16 0
                                    

Benim bir mucizeye ihtiyacım vardı ve hayat karşıma seni çıkardı.

Bölüm 13~

Miral *

Uyuduğu andan beri düşünceler içerisindeydim. Ne yapmışlardı da böyle düşünmüştü. Babası onu sevse kendi öz kızını satmazdı biliyordum ama yine de içimden bir ses hiç birşeyin bundan ibaret olmadığını söyler nitelikteydi. Tıpkı miyanın sarf ettiği cümlelerin kanıtlılığı gibi. öfkeyle soludum. ne olmuştu ne yaşamıştı bir an önce öğrenecektim ve bunu ona yaşayanlara iki mislini yapacak kadar öfkeli hissediyordum. Kapıyı yavaşca biri çaldığında bakışlarım oraya döndü. Kapı hafif açıldığında içeriye kafasını uzatan Lidya ile hafif gülümsedim. Lidya bir şeyler biliyor olmalıydı. o gün de saklanmıştı zaten.

" Abi müsait miydin?

" Evet " dedim bakışlarım uyuyan miyaya dönerken " odama geçelim " diye de ekledim.

" Aslında Kayra abim geldi benimle birşey mi konuşcaktın ? "

" Evet " dedim. Oysa kaşlarını çattı. Sonrasında hatırlamış gibi endişe ile konuştu.

" Kayra abim acil gelmeni söyledi. "

" Bekleyebilir, odama geç ve bekle " sesim itiraz istemez tonda çıkarken o da omuzlarını düşürerek odadan çıktı. Son kez miyaya baktığımda derin bir şekilde uyuduğunu görmüştüm. Uykusu normalde  hafifken bugün değildi sanırım. Kapıyı yavaşça açarak  çıktım ve yanında bulunan kendi odama girdim. Lidya yatağın üzerinde oturmuş düşünceli bir şekilde yere bakıyordu. Benim geldiğimi fark etmemişti bile.

" Dinliyorum? " dedim yanına otururak.

" Abi ? " dedi gözleri bana dönerken. " Bunu nasıl anlatacağımı inan bilmiyorum " diye de devam etti.

" Olduğu gibi anlatabilirsin " dedim sabrım tükenmişcesine.

" Bu öyle bişey değil ama ? " dediğinde kaşlarım benden bağımsız çatılmıştı bile.  Ona pür dikkat bakarken gözlerini kaçırdı. Odaya pat diye giren kayrayla tek kaşım havaya kalkmıştı.

" Abi çok önemliydi kusura bakma "

" Söyle " dedim.

Soluk soluğa " Bu Vedat kıza birkaç kez dokunmaya kalkmış. Hatta dokunmadığı her saniye de sigaranın izmiritini üzerinde söndürmüş. " şaşkınlık ve kızgınlık içeresinde ona bakakalmıştım. Lidyaya döndü bakışlarım.

" Söyleyemeceğin şey bu muydu ? " Lidya kafasını salladığında öfkeyle ayaklandım.  Ne demek dokunmak. hızla aşağıya indiğimde ikisi de peşimden geliyordu.

" Miya uyandığında bir işimi halletmeye gittiğimi söylersin " dedim bakışlarım lidyaya dönerken. Kafasını salladı tekrardan sessiz kalarak. Hızla evden çıktığımda Kayra peşimden gelmiş arabaya kurulmuştu bile. Hızla aracı çalıştırıp vedatin evinin olduğu yerde ani bir frenle durmuştum. Arabadan inmek için yeltendiğim sırada kayra kolumdan yakalamıştı.

" Abi biliyorum sırası değil ama eğer öfkeyle hareket edip vedatın işini bitirirsen Miya sana katil gözüyle bakar ne kadar babalık yapmamış olsa da. Sakın unutma bunu. "

" Sakin kalmaya çalışırım " dedim. Arabadan indiğimde Kayra da inmişti bile. Hızla binaya adım attığımda pencereden görünen köy kılavuz istemiyordu. hizmetçisi miydi o? Bu iğrenç görüntüye daha fazla şahitlik etmemek için hızla kapıyı çaldım. kapıyı bir süre açmayan adamla öfkeyle yerimde hareket ettim. Sonunda kapı açılmıştı. Vedat beni görmeyi beklemediği aşikardı. Gözleri  şokun etkisi ile açılırken hızla yakasına yapışarak içeriye ittim. Arkamdan Kayra da girerken kapıyı sert bir şekilde kapattı.

" Vedatcım bu adamlar da kim ? Bırakın sevgilimi " diye cırladığında yüzümü  buruşturarak kayraya bakış attım. Kayra silahını çıkardığında kadının kafasına dayayarak oturma odasına oturttu.

" Derdimiz seninle değil kes bi sesini ! " öfkeyle bağırdığında derin bir nefes aldım.

" Bu sevgilin diye savunduğun adamın ne halt yediğini bilmiyor musun ? Kadının gözleri bu sefer vedata döndü. " Ne yaptın ? " dedi sorgularcasına.  Dışarı bıkkın sert bir soluk verdim. Kimseye söz hakkı vermeden vedata döndüm.

" Miyaya angi elinle dokundun! ? "  sesim o kadar öfkeliydi ki. Karşımdakinin sesini duymaya tahammülüm bile yoktu. Ama bana bir cevap vermek zorundaydı.

" Anlamadım ? " dedi. Dalga geçiyordu. Resmen dalga geçiyordu. Öfkeyle bir tane suratına yumruğumu geçirdiğimde Kayraya döndüm. Önünde oturan kadın şaşkınlıkla gözlerini açmış bakmaya devam ediyordu.

" Ben sana anlatayım o halde !" dedim kolunu ters çevirdiğimde acıyla bağırdı. " Bu elinle mi dokundun. Bu elinle mi izmirit söndürdün. Bununla mı kemer vurdun sırtına. Benim gözümden sakındığım kıza sen ne kötülük ettin lan! Ha! Konuş ! "

" Kendi istedi " dedi sessini kısarak. Gözüm dönmüştü. Kendisi istese böyle mi olurdu.

" Pisliklerini örtmek için kızı sattın! Neyi kendi istedi ! " Öfkeyle bağırdığımda oturduğu koltuğa sindi. Kolunu geriye bıraktığımda acıyla yüzünü buruşturmuştu. Kırılmış mıydı? Umrumda bile değildi.

" Seni şuan öldürmüyorsam sırf miyanın babası olduğun için. Gerçi olamamış gibisin ama çok yakında geri döneceğim. Bu kırıklığı uyarı olarak hatırla " ayağa kalktığımda Kayra da kadını bırakmıştı. Ona döndüm.

" Kızına dokunan bir heriften sana yarar gelmez. Yine de birlikte olmak senin iğrençliğin ! " dedim öfkeyle ve arkama bile bakmadan çıkışa yürüdüm. Vedatın sesini duymuştum dış kapıdan çıkmadan hemen önce.

" Bu yaptığını yanına bırakmıcam " demişti. Umursamadan arabaya bindim. Kayra tekrar yanıma oturduğunda konuşmaya başladı.

" Abi boş durmayacaktır. Bizimkileri yurt dışına uçurmamız gerekebilir"

" Miya benim yanımda güvende. Diğerlerini gönder. Güvenliğinden de emin ol mutlaka "

" Tamamdır " diyen kayrayla arabayı çalıştırıp son süratle sevdiğim kızın yanına yol aldım.

Bölüm sonu 

EmanetimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin