final!

95 2 0
                                    

Nasıl oluyor da ;
Bir insan diğer insanı bu kadar çok mesut edebiliyor ? '

Bölüm 33~
Final!!
Yazardan :

Hastane odasında geçen günlerin ardından  o genç adam uyanma umuduyla beklemekten sıkılmamıştı. Sadece sevdiği kız içeride yaşam savaşı verirken onu beklemek onun iyileşmesini umut ediyordu. Günler su gibi geçmiş 1 ay ' a yakın bir süredir kız yoğun bakımda yatıyordu. Hastaneye getirdiği gün iç kanama sebebiyle ameliyata alınmıştı. O günden sonra yoğun bakıma alınan genç kızın, yaşam savaşı sürmeye devam ediyordu. makineye bağlı, bilinci kapalı, ve yaşam savaşı sürmeye devam ederken geçip bitmişti. Yaşam savaşı hep devam etmişti. Ne pes etmiş nede gözlerini açmıştı. O günden sonra çok şey değişmişti. Çok fazla şey. Miralın oğlu da annesi gibi yaşam savaşı vermişti. Evet bir oğlu olmuştu. Küvezde kalıyordu. onu hiç kucağına almamış dokunamamıştı bile. Livayı her gün cenk getiriyordu. Eve de geri o götürüyordu. İkiz çocukları da teyzesinin hep yanında olmaya gayret gösteriyorlardı. Emir, Vedat Şahin'i bulmuş ve onu öldürmüştü. Kardeşine zarar veren adamın sonu olmuştu. Şimdi hapisteydi. ve hapise girmeden önce kız arkadaşını bize emanet etmişti . Genç adam ise hala aynı yerde karısını bekliyordu. Yoğun bakım kapısının tam önünde. Eli kalbinde. Her gün doktor çıkınca endişeyle bakıyordu. Her gün doktorların miyanın ölüm haberini vermemesi için dua ediyordu. Yıkık dökük bir enkaz bırakmıştı belki de arkasında genç kız. Sevdiği adam zayıflamış göz altları çökmüştü. Her gün duvara dayanır yere otururdu. Hasta olmak mı ? Onu aklı basmazdı işte. Sevdiği kadın içeride her gün yaşam savaşı verirken kendini düşünemezdi. Birinin elini omzunda hissettiğinde derin bir nefes alarak arkasını döndü.

" Arkadaşım seni böyle görseydi çok kızardı! Uyanınca bana kızmayacağına emin değilim. Lütfen bir hava almaya çık. ve biraz da birşeyler ye! "

Kafasını olumsuz anlamda sallayan genç adamla, kaşları çatıldı livanın

" Lütfen ? Miya uyanınca ben azar yemek istemiyorum "

Tam dudaklarını aralayıp bişey diyecekti ki. Araya cenkin sesi girdi.

" Hadi kardeşim "

" Derdiniz ne sizin? Ben kendimi önemsemek istemiyorum ! Benim önemsediğim içeride yaşam savaşı verirken "

" Oğlunu bir kez bile kucağına almadın. Onu sana emanet etmişti üstelik. "

Lidya angi ara gelmişti bilmiyordu bile. Artık sesleri duymuyor önemsemiyordu. Oda evlenmiş İtalya'ya yerleşmişti. Miralın en yakın arkadaşı michelle. Şuan ise 1 aylık kızları vardı.

" Miya uyanmadan kucağıma alamam ben oğlumu " dedi kendince kendini suçluyordu.

Doktorlar koşarak içeriye girdiklerinde miral " "noluyor " dedi. Ama doktorlar onun sorusunu duymadı bile. İçeriye giren doktorlar 15 dakikaya geri çıktıklarında genç adam hiç düşünmeden hızla onların yanına gitti.

" Kalbi durmuş, ama ..... " dedi. Cümlenin devamı gelmeden liva yere yığıldı. İkizler koşarak " anne! " dediler.

5 yıl sonra~

Bazı zamanlar vardır geri gelmez. Bazı zamanlar vardır yaşandığı için pişman olursun. O zamanlardan biri oldu mu derseniz bana., Oldu derdim. 5 yıl olmuştu. Zaman su gibi geçmişti. Doktorluk okumuştum. ve cerrah olarak atanmıştım. Oğlum 6 yaşına girmişti. Daha dün gibi hatırlıyordum o günü. Kucağıma verdiginde hemşire. Oğlumu ilk kocama vermiştim. İçten içe biliyordum. Miral' benim yokluğumda kucağına almaktan bile korkmuştu onu. Bu yüzden ilk ona vermişti. Gülerek kucağına alışını seyretmişti. Minik efe. Annesinin odasında annesinin günlüğüne bakmaya çalışıyordu. Henüz 5 yaşındaydı. Ama okuyamıyordu. Okuma yazma bilmiyordu çünkü

EmanetimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin