20☆

16.9K 1.1K 2.2K
                                    

Finale yaklaştığımızın farkında mısınız?
Benim için zor olacak sizden ayrılmak. Çoğunuz unutup gideceksiniz zaten. Yapayalnız kalıcam burada. Okul öncesi şey yaptık öğrencilerim de hatırlamicak beni🥺
Issız...
Kimsesiz...
Sevilmemiş...
Sefil...
Fakir...
Soğuk...
Üşüyorum...
Üstümü örtün...
Şaka la şaka. Beni bırakmayacağınızı biliyorum🥺 hüğ
Bırakmayın yapışın bana hüğ🥺 öle gitmeye kalkan falan olursa.......... YEMİNLEN 50 BÖLÜM DAA YAZARIM GÖRÜRSÜNĞZ
BEN GİDİN DEMEDEN GİTMEK YOK
YAKARIM LAN BURAYI
BENİM AMCAM MUHTAR OLUM!
AİLEM MAFYA!
SİLAH KAÇIRIYORUZ!
Oo kaaadaar.
Öww bakıyorum da yine aşırı olgunum. Aşırı asil, aşırı tatlı, seksi fln. Daş gibiyim olum benden iyisini mi bulacaksınız. Yapmayın.
Pişman olarsınız.

....

Jimin...

"Bir şeyler ye hyung."
Elimdeki tepsiyi boş gözlerle zemini izleyen Seokjin hyungun yanına bırakmış ve yavaşca oturmuştum.

Çok temkinliydim ona yaklaşırken. Çünkü yanına kimsenin yaklaşmasını istemiyordu. Neredeyse iki gündür kendi odasında ya ağlıyor, ya yeri izliyordu.

İçim gidiyordu onu böyle gördükçe. Namjoon hyung için fazlasıyla üzülürken bir de hamile haliyle yemek yememesi beni daha fazla endişelendiriyordu.

"Sevdiğin şeylerden getirdim sana."
Demiştim biraz daha yaklaşarak. Şişmiş gözleri, dağılmış saçları ve bitkin bedeniyle gözlerimi dolduruyordu her defasında.

"Eminim tadını beğeneceksin."

Beni duyup duymadığından emin değildim. Bir süre onun gibi sessizce beklemiştim. Kaç gündür benimle doğru düzgün konuşmadığı için yadırgamamıştım.

Fakat bu endişeme endişe katıyordu.

"Beni duyuyor musun?"

"İstemiyorum, aç değilim ben."
Sesi kısıktı, çok fazla ağladığı için gitmişti.
Bana kızgın gibiydi. Herkese, her şeye çok fazla kızgındı. Sesinden duyabiliyordum öfkesini.

"Yemen gerek hyung. Saatlerdir yemiyorsun bu sana zarar verecek."

"Namjoon gelene dek yemeyeceğim."

Gözlerim dolmuştu. Onun da zaten kısık olan sesi çatlamış, göz yaşlarını tekrar düşürmüştü.

"Bana inanmıyorsun, geldiğin de göreceksin."

Onunla beraber ağlamamın işleri kolaylaştırmayacağını bildiğim için boğazımı temizlemiş ve "Bebeğiniz peki?" Diye sormuştum.

"Namjoon hyung bebeğinizi aç koyduğunu duysa üzülmez mi?"
İlk defa bakışlarını yüzüme çevirmişti günler sonra. Hamile olduğunu tekrar öğreniyormuş gibi elini karnına koymuştu hatta.

"Kızar, çok kızar."
Demişti. Sanki Namjoon hyungun yaşadığına inandığımı söylemişim gibi omuzlarını dikleştirmişti. Onun yaşadığını az da olsa hissettirecek olan kelimelerim ışık vermişti gözlerine.

Umutlandırmak istemesem de toparlanana dek idare etmeliydim. Kendini düşünmüyordu, bebeğini düşünmeliydi.

"Onun kızmasını asla istemeyiz değil mi?"

Dişleriyle dudağını ezerek kıkırdamıştı. Gülse de göz yaşları durmadan düşüyordu.

"Haklısın, sinirlenirse konuşmaz benimle. İnatçıdır, günlerce konuşmaz hemde."
Dolan gözlerimi gizleme gereği duymadan gülümsemiştim ona. Ben bunu yapınca kendine acıyormuş gibi başını iki yana sallamıştı.

Flowers (Vminkook)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin