19☆

15.8K 1.1K 1.7K
                                    

Ne zaman böyle sahneler yazsam güzeller güzeli ablacığım gelir aklıma. Yaşadıklarıma dayalı şeyler yazmak beni güçlendiriyor. Biraz da yoruyor sanırım.
Bir de her bölüm hoppidi hoppidi gülemeyiz🥺🙄
Sıkılmayın ve yorum yapın olur mu🥺
Lanet bir karın ağrısıyla yazdım. Çok zor tamamladım. Hala kendime gelemedim. Tekrar bakamadım da ağlamaktan umarım saçmalamamışımdır.🤍🤎🤍

Çikraliçe han iyi okumalar diler!💜

.....

"Beklemeden bu mektubu götürüp geri gel."

Namjoon kaşlarını çatmış hemen arkasında ilerledi perdeden duyduğu ses ile duraksamıştı. Gecenin bir vakti çoğu asker cephedeyken sorumlu komutanlardan biri ne diye dinlenme çadırındaydı?

"Sakın kimseye görünme."

Başkumandan iyice şüphelenerek kıpırdamadan beklemişti.

Bu ses kumandan KyaSoo'ya aitti. Kendisi daha önce sınırdayken Taehyung'un Namjoon yerine görevlendirdiği, ardından Güzide Jeongguk'un idamını istediği için görevden aldığı komutandı.

"Vaktimiz yok, sen dönene dek o Kral bozuntuları ölecek. Karşı tarafa bunları ilet."
Namjoon duydukları ile büyük bir sarsıntı yaşamıştı. Çünkü KyuSoo tek başına asla krallarına zarar vermeyi düşünemezdi.

Öyleyse... aralarında birden fazla hain vardı. Hemde içeriyi tamamen kuşatarak Krallarını öldürmeye kalkacak kadar çok.

Hırsla yumruklarını sıkmış ve içeri girmek için bir adım atmıştı. Tam o an... tam o an eşi gelmişti gözlerinin önüne. Tek başına tehlikeye girmeyeceğine söz verdiği eşi.

Doğru olan buydu zaten. Tek başına onlarca kişiye karşı duramazdı fakat öfkesi düşüncelerinin önüne geçiyordu. Kendini, saray ve Krallarını korumaya adamış bir adam olarak dizginlemek oldukça zordu.

Fakat bu defa yapmayacaktı. Kendini bekleyen hamile bir eşi vardı. Ona verdiği sözü tutacaktı. Bu yüzden yavaşca geri gitmişti.

Birkaç adım sadece, sırtı birine çarpana dek. Anında savunmaya geçmişti başkumandan. Tek bir hareketle arkasındakinin koluna yapışmış ve dirseğini karnına geçirerek yere sermişti. Yanlış bir andı. Çünkü içeridekiler sesleri duymuştu. Ve sadece saniyeler sonra Namjoon'un etrafını büyük bir hain sürüsü sarmıştı.

Tükürür gibi bağırmıştı Namjoon karşılaştığı yüzlerle.

"Kralımızın size verdiklerine yazık!"

En azından 15 tane adam vardı etrafında. Yarısı, özellikle KyuSoo gevşek gevşek gülerken sadece iki üç tanesi başını önüne eğmişti.

Oysa hepsi utanç duymalıydı. Taehyung gibi adaletli ve iyi niyetli bir yöneticiye yaptıkları bu hainlik utançtan başka bir duyguya yer vermiyordu.

"Yakalanmayacağınızı mı sanıyordunuz?!"

KyuSoo gülmüştü. Başkumandan planlarının tam ortasındaydı. Biliyordu ki planlarına ulaşmak için önce Namjoon'u ortadan kaldırmalıydı. Tabii fırsatın bu kadar çabuk ayağına geleceğini bilmiyordu.

"Bir şeyler duymuş gibisin Namjoon."
Dediklerini duymamazlıktan gelerek ona doğru adımlamıştı Hain. Namjoon hiç kıpırdamıyordu. Sadece nefretle gözlerine bakıyordu karşısındakinin.

Şimdiye dek Başkumandanım diye etrafında gezinenlerin, bulundukları durum itibarı ile ona ismiyle hitap etmesi şaşırtmamıştı. Ülkesine hainlik yapan birinden her şeyi beklerdi artık.

Flowers (Vminkook)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin