3.Bölüm

1.9K 114 5
                                    

Baltalı adam " Silahlarınızı indirin sizi öldürmek zorunda kalmayalım " dedi.

" Boş kafalarınıza beyin koyunda eşit olalım" dedim dalga geçercesine.

Ward "Dikkat et şu kız üstün hızlı koşar. Şu beyaz saçlı çocukta" Güldüm.

" Bende hızlı koşarım" dedim. 

Coulson "Son uyarı ya bırakın ya ölün" dedi.

" Gerekirse Hydra için ölürüm ama sizin tamı tamına 5 dakika önce ölen 1.500 ajanınıza ne olacak birde bu konuda tartışalım" dedim. 

Nick Fury "Nasıl" dedi.

Ward "Biz sizi burada rehin alırken Şikago'da 3, Los Angeles'da 5 Shıeld üssüne baskın yapılarak bir sürü kişi öldürüldü" dedi.

" Kelleden diyorum. Odamda fotoğrafları yakışır mı?" dedim.

Ward "Bilmem ama ben gerçeğini alırım " dedi.

" Hayır ben onu yakın zamanda Hydra'nın başına geçtiğimde odamda duracak. Bunun için eğitildim farkındaysan ve ellerindeki tek en iyi varisleri benim" dedim. 

Ward "Evet ama bir tane alırım" dedi.

" Tamam senin için istisna olabilir koleksiyonda bir tane eksikten zarar gelmez " dedim.

Bir tanesi ateş etmişti. Eğildik. Sonra bende ateş edene elimde ki frizbi şeklindeki halkayı gönderdim. Arkadaki üç kişinin kafası kesilmişti. Halka tekrar bana geldi bende elimi kaldırıp aldım.  

" Eğer bizi bırakmasanız ölürsünüz" dedim.

Sonra sarışın, elinde sopaları olan kadın diğer esmer elinde bir şeyi olmayan kadını onayladı. Anlaşılan bize koşarak saldıracaktı. Kadın bize doğru ışık hızında koşmaya başlayınca bende aynı şekilde koşmaya başladım.

Kadın ağzı açık bir şekilde geçerken ben kafasına silahımın arkası ile vurarak bayılttım. Kadının hızı bitti ve yere baygın şekilde yattı. Bende geri yerime koştum ve aynı şekilde durdurdum. Onlar için 2 saniye bizim için 1 dakikaydı. 

Ward "Yok yokçu gibi güçlerin var" dedi.

" Benim gücüm aslında iki tane, diğer insanların gücünü kopyalayabilmek ve ondan almak " dedim kısık bir sesle. 

Arkadaki aynı giyimli ajanlar gelmeye başlayınca onları uçurdum ve camlardan dışarı attım.

Ward "Bana bırakmayı düşünüyor musun?" dedi.

" Tamam gelenler senin bende bize doğru gelen kızıl cadıyı halledeyim " dedim ve arkamı dönüp bize doğru gelen Wanda ile beklemeye başladım. 

Wanda "buradan gidin" dedi.

" Kusura bakma Scarlet Witch. Ya da bak birazdan önümde yalvaracaksın. Shadow witch'in önünde eğileceksin" dedim.

Pierto ve Wanda aynı anda "NE!!" dedi.

Gülümsedim. Wanda bana kızıl ışık attı. Işığı elim ile tutup ona geri gönderdim. Hemen eğildi ve böylelikle ona gelmedi. Telsizden sesler geliyordu. Güç il telsizin düğmesine bastım.

" Anne".

General " Tanrıya şükürler olsun. Orda ne oluyor" dedi.

" Savaştayım anne seninle sonra konuşuruz" dedim.

Karnımda sızlama hissetim ve geriye doğru savruldum. Camdan geçtim ve kuleden düşmeye başladım. Son anda durdurdum ve olduğum yerde uçmaya başladım. Sonra yükseldim ve düştüğüm yerden girdim. Ward zor durumdaydı. 

Elimi kaldırdım ve herkesin duvara yapışmasını sağladım. Ward yerde yatıyordu. Onun yanına uçtum ve yanına gelince yere bastım.

" İyi misin?"

" Asıl sen iyi misin? 30 katlık kuleden düştün de"

" Son anda uçtum. Ama şimdi benim başka işim var"

Geri uçtum ve duvarda asılı kalmış cadıya bakıyordum. Hemen onu uçurdum ve dışarı gönderdim sert bir biçimde. O dışarı uçarken Daisy'nin yanına ilerledim. Bileğindeki bilekliği aldım ve kendime takıp gücü kopyaladım. 

Bilekliği ona geri taktım. İhtiyacım yoktu istersem tüm ülkedeki bileklikleri alırım. Sonra sırtımda sızı hissetim ve yere kapaklandım yüz üstü. Sırt üstü döndüm. Bu sırada Wanda elinde kızıl toplarından yapmış tutuyordu.

Bunu o istedi. Uçarak kalktım ve bende elime kara toplardan yaptım. Elimde tutuyordum. 

" Arkadaşlarımı bırak canını yakmayım" dedi etrafta yürürken. Şuan herkes bizi izliyordu çünkü hareket edemiyordu.

" Wanda canımı yakamazsın senden güçlüyüm. İstesem gücünü alırım senden"

Bana toplarından atmıştı. Elimle tuttum ve kara toplarımla birleştirip ona gönderdim. Ona çarpmanın etkisi ile yere düşmüştü. Onu da diğerleri gibi hareketsiz bıraktım. Yanına eğildim ve alnına dokunup tüm gücünü içime çekmeye başladım. 

Gücü çok fazlaydı. İçime çektikçe canım yanıyordu. Yükselmeye başlamıştık. Havada onun gücünü içime çekiyordum ama sanki vücudumda bir şeyler değişiyordu. En son canım çok yandı. Wanda'nında canı yanmış olmalı ki ikimizde bağırdık. 

Etraf sallanmaya başlamıştı. Siyah- kızıl ışıklar sarmıştı. Bitince çığlıklar kesilmiş ışıklar yok olmuştu. Yere bastığımda  Ward'e döndüm. Bana korkmuş gibi bakıyordu.

"Ward neden öyle bakıyorsun"

" Şuan görünüş herkesi korkutur" telefonumu çıkardım ve kamerasını açtım. Waow değişik. Gözlerim simsiyah, kafamdaki damarlar siyah belirgindi. 

" Bu kadar yeter

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

" Bu kadar yeter. Hadi gidelim" dedim ve Ward'in elinden tutup bizi ışınladım. Zor bir gündü çok güç çekmiştim içime birde şu ışınlanmayı kullandım. Gözlerim karardı ve kendimi yere bıraktığımı hissetim. Sonra birisi beni tuttu ve götürdü. 

𝐻𝑎𝑡𝑎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin