#AILEE-Breaking Down
🌟
Bu kez Hayat kabus görmüyor, kabusu yaşıyordu. Aralanan dudaklarından acıyla bi' inleme döküldü ve geriye doğru sendeleyip kapıya çarptıktan sonra yere yığıldı. İzmir koşarak çıktığı mutfak kapısında kızını öyle görünce donakaldı. Sarper'in doğrulttuğu silah henüz inmemişti.
"Hayat?" Ömür, İzmir'in arkasından çıktı ve ayaklarını yerde sürtüp acıyla omzunu tutan ve kıvranan kızına baktı. İzmir o sırada titreyen elleri ile telefonunu tutmaya çalışıyor ambulansa adres veriyordu.
"Bir uyarı yapmam gerekiyordu." Ömür, Sarper'e atılacağı zaman İzmir telefonu kapatmış ve Ömür'ü kolundan yakalamıştı.
"Eşini dinle Ömür, bir adım daha atma." Silahı eğdi ve Hayat'ın başına hedef aldı.
"Polisi boşuna arama Can." Can başını kaldırıp Sarper'e baktı.
"Ben zaten bir kaçağım. Aranan biriyim. Her şey bittiğinde ortadan kaybolmayı deneyeceğim. Kaçamazsam hapise gireceğim ama ne yapıp edip işlerimi bitireceğim. Yavaş yavaş yapacağım, tadını çıkara çıkara." Hayat derin nefesler alıp veriyor sakin kalmaya çalışıyordu. Canı gerçekten yanıyordu ama yerde çırpınmaktan başka bir şey gelmiyordu elinden. Can telefonu kapadı.
"Polisi ararsanız polis beni bulamamaya devam edecek. Ben ekstra sinirlenmiş olacağım sadece." Sonunda bir adım geri attı ve dalga geçercesine elini salladıktan sonra hızlı adımlarla Mercan'ın arabasına doğru yürümeye başladı. Ambulans seslerini duyduğu için daha fazla oyalanmaya gerek duymamıştı.
"Yaptın mı?" Mercan çektiği videoyu Umut'a yollamıştı. Kapıyı açan Hayat görünüyor ve silah sesinden sonra video bitiyordu. Umut neredeyse yirminciye arıyordu ama açan yoktu.
Mercan ve Sarper araba ile evin önünden geçip gittiğinde İzmir gözyaşları içinde özür dileyerek Hayat'ın yanında duruyor ona sarılıyordu.
"Anne sakin ol, ölmeyeceğim. Canım yanıyor sadece." İzmir, kızının omzundaki yarasına baktı.
🌟Hayat Kutlu🌟
"Uyarı dediği için omzundan vurdu. Ya gerçekten vursaydı seni. Polise gideceğiz bugün. Uzaklaştırma kararı çıkaracağız." Dayımın getirdiği kumaşı babam yarama bastırıyordu. Kızarmış gözlerine baktığımda göz göze geldik ve beni annemden alıp sarıldı sıkıca. Saçlarımı severken ağladığını anladım ve o an acıdan değil de onları bu halde görmek ağlamaya başlamama neden oldu.
"Uzaklaştırma kararı onu durdurur mu sanıyorsun? O bir kaçak. Polisler tarafından korunmanız lazım. Evde, çiftlikte, gerekirse iş yerinde." Dayım yanıma geldi ve babam beni kendinden uzaklaştırınca saçlarımı yüzümden çekti. Evin açık kapısından gelen ambulans göründü. Sedye ile buraya koşan teknisyenler beni babamdan ayırdı ve dikkatli bir şekilde sedyeye bindirdiklerinde taksiden inmiş buraya doğru koşan Umut'u gördüm. Kıpkırmızıydı ve atan kalbinin o ritmini duyuyor gibiydim.
"Hayat!" Ambulans sedyeye bindirilirken o da ambulansa binivermişti.
"İyi misin? İyisin değil mi?" Titreyen elimi tuttu ama onun elleri benimkinden daha çok titriyordu.
"Canım çok yanıyor ama iyiyim Umut. Omzumdan vurdu sadece. Nolur biraz sakinleş." Gözlerim gittikçe kararıyordu. Sanırım kaybettiğim kandan dolayı gittikçe odağımı kaybediyordum. Diğer elimi kaldırıp Umut'un yanağına koydum.
"İyi olacağım söz veriyorum." Elimdeki güç çekilince sertçe kucağıma düşmüş ve gözlerim git gide kapanmıştı.
🌟
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayat Işığı✔️
Teen FictionAdam, son dileğini diledi. Son dileği bir ışık olup gökyüzüne ulaştı ve yıldız oldu. Gökyüzündeki yıldız, turuncu saçlı kızın yolunu aydınlattı. Hayat, bir aileye kavuştuğunda hayatına onu mutlu edebilmesi için bir şans daha verdi. Hayat ışığı, bir...