#Miia-Dynasty
🌟
Avucumu açtım ve camlara baktım. Bileklikten kopup düşen camlara... Onları toplamamam gerektiğini, hatta benimde boynumdaki kolyeyi çekip atmam gerektiğini biliyordum ama gönlüme söz geçiremiyordum. Mantığımla değil, kalbimle hareket ediyordum. Kalbim çok acıyordu. Canım çok yanıyordu. Gözlerimi kapadım sımsıkı. Gözyaşları gözümden firar edip hala yerde yatıyor olduğum için kulağıma doğru akmaya başladılar.
"Hayat." Alp'in sesini duyunca doğruldum ve yanıma çömelen Alp'e kollarımı dolayıp hıçkırarak ağlamaya başladım. Her sarsılışımda ona biraz daha sıkı sarılıyor ve kendime çekiyordum. Çömelen Alp, düşmemek için yere oturduğunda hiçbir şey söylemeden bana sarıldı ve sadece saçlarımı okşayıp muhtemelen sakinleşmemi bekledi.
Karnımda bir bebek vardı ve babası beni bu gece terk etmişti.
"Alp, ben ne yapacağım?" Gözyaşlarım arasında i ç çekerek konuştuğum için kelimeler birbirine dolanmıştı.
"Alp yardım et bana." Tişörtünü sımsıkı tutuyor ve omzumun ağrısını umursayamıyordum.
"Ne olduğunu söylersen yardım edebilirim Hayat'ım." Alp'in bu cümlesinden sonra bir haykırış döküldü dudaklarımdan. Kendimi geri çektim ve sımsıkı tuttuğum tişörtü bırakmadan kollarımı ileri geri hareket ettirerek ağlamaya devam ettim. Alp'in vücudu sarsılsada sesini çıkarmadan bana yeniden sarılmaya çalıştı. Kollarına sığmıyor o bana sarılmaya çalıştıkça ağlayışım şiddetleniyor onu daha fazla sarsıyordum.
"Hayat, sakin ol." Bileklerimi tutup tişörtünü avuçlarımdan kurtardı. Camdan yapılma boncuklar yere düştü.
"Ne?" Boncukları yerden alıp bana baktı.
"Bunlar Umut'un bileğindeki..." Yeniden yere yığıldım ve gökyüzüne baktım.
"Beni terk etti."
"Seni terk etti birde burada bırakıp gitti mi?" Başımı sağa sola salladım.
"Onunla gitmeyen bendim. Eve bırakmayı teklif etti ama nasıl kabul edip onunla aynı arabada durabilirdin ki." Gözlerimi kapadım yavaşça. Dakikalarca süren sessizliğin sonunda konuştu.
"İyi misin?" Gökyüzünde artık dilek feneri yoktu. Ve tahmin edildiği üzere, benim dileğim yıldız dahi olamadan kaybolup gitmişti.
"Annemle konuşmalıyım. Beni eve bırakır mısın?" Ayağa kalktım ve ona yukarıdan baktım bir süre. Başıyla onayladı ve elindeki boncukları bana uzattı.
"Bunları alacak mısın?" Avucundaki boncukları aldım ve bir süre onlara baktıktan sonra gelişigüzel uzağa doğru fırlattım.
"Artık hayatımda olmadığına göre ona ait bir şeyin de bende olmasına gerek yok." Tam boynumdaki kolyeyi de koparıp atacakken parmaklarım duraksadı. Bu kolyeyi Umut'u kalbimde tek bir duygu dahi beslemediğinde çıkaracaktım ve gideceği yer bir boşluk değil, çöp olacaktı.
Arkamı dönüp yürümeye başladığımda Umut ile aramızda geçen ilk yakınlaşmanın doğurduğu o cam parçalarından da uzaklaşıyordum. Ben Umut'un dağılan parçalarını toparlamıştım ama Umut beni bin parçaya dağıtmıştı. Bir daha karşıma çıksa benden alacağı bir ışık olmayacaktı. Beni ışıksız bırakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayat Işığı✔️
Teen FictionAdam, son dileğini diledi. Son dileği bir ışık olup gökyüzüne ulaştı ve yıldız oldu. Gökyüzündeki yıldız, turuncu saçlı kızın yolunu aydınlattı. Hayat, bir aileye kavuştuğunda hayatına onu mutlu edebilmesi için bir şans daha verdi. Hayat ışığı, bir...