#Dedublüman-Belki
🌟
Yere düşen silaha baktım ve ondan gözlerimi ayırmadım.
"İşler bu noktaya gelene kadar her yolu denedim. Bekledim ve sabrettim ama bana başka çare bırakmadın." Gözümdeki yaşlar durmak bilmiyordu. Mercan ayakta öylece duruyor, kıpırdamıyordu. Muhtemelen şoka girmişti. Kaç dakikadır bu haldeydik bilmiyordum.
"Sarper!" Diye bağırdı sonunda. Bu çığlık beni transtan çıkarmış gibiydi. Gözlerimi boşluktan çektim ve yerde kanlar içinde uzanan Sarper'e eğilmiş onu uyandırmaya çalışan Mercan'ı izledim.
"Öldü mü?" Sesim öyle ruhsuz ve donuk çıkmıştı ki, bu ses tonuma şok olabilirdim.
"Yaşıyor, nefes alıyor hala. Uyanmalı ama, ne yaptın sen İzmir?" Yerde emekleyerek Sarper'e yaklaştım. O, uzun zaman sonra ilk kez zararsız bir şekilde uzanıyordu. Daha öncede bana zarar vermeyeceğini düşündüğüm zamanlar olmuştu ama bu yaklaşık yirmi yıl önceydi. İnsan yaşı geçtikçe hiç mi uslanmazdı, hiç mi pişman olmazdı.
"Ambulansı arayacağım." Mercan bir şeyi fark etmiş gibi Sarper'i bıraktı hemen.
"Ara, ara ama sonra kaç. Onu vurdun İzmir. Sarper yüzünden hapise mi gireceksin?" Güldüm. Sinirlerim bozulmuştu. Bu gülüş, korkutucu bir tınıda çıkmıştı dudaklarımdan.
"Kaçmak mı? Nefsi müdafaa bu. Kasıtlı vurmadım. Polis önce içeri tıkmadığı bu tehlikeli adam ile ilgilensin."
"İşler böyle yürümüyor." Sonra birden ayağa kalktı ve mutfağa gitti. Saniyeler sonra evinin adresini vermeye başlamıştı. Muhtemelen ambulansı çağırıyordu.
Telefonu kapatıp yanıma geldi ve kolumdan tutup zar zor kaldırdı.
"Git hadi çabuk. Seni burada görmesinler." Şoka girmiş bir halde ayaklandım.
"Olayı sorduklarında sen ne diyeceksin?" Yerdeki silahı aldı ve göz hizamıza kadar kaldırdı.
"Bana tecavüz etmeye kalktı ve kendimi korudum diyeceğim. İyilik meleği değilim, hatta sizin ailenize göre kötü de biriyim. Ama hiç bu kadar kötü olmak değildi niyetim İzmir. Sarper'i seviyorum ama Umut'u öldürdükten sonra hiçbir şekilde onun yanında olup ona destek çıkamam. Ailenize bunu borçluyum. Unut bu olayı. Hapise girecek bile olsam çıkarma sesini. Bunu senin için değil, Umut için yapıyorum. Lütfen git artık." Beni evden çıkmam için iteledi ve yüzüme kapıyı kapadı. Hiçbir şey dememe fırsat vermemişti.
Bir süre kapıya bakakaldım. Sonra savsak adımlarla dışarıya attım kendimi. Sesler aşırı gürültülü geliyordu. Yapmıştım, Sarper'i vurmuştum. Kendime gelmek, etrafı net görmek istiyordum ama buğulu görüntüden kurtulamıyordum. Ağlıyor muydum yoksa bayılacak mıydım? Niye böyleydi? Ne hissettiğimi, ne yaptığımı bilmiyordum. Başımı eğip ellerime baktım. Kanlı ellerimi üstüme sildim ister istemez. Sarper'e ne zaman dokunmuştum. Kabus muydu bu içerisinde bulunduğum durum? Sarper ölürse sevinmeli miydim prangamdan kurtulduğum için, yoksa vicdan azabı mı çekmeliydim bir can aldığım için? Ayaklarım birbirine takılıyordu. Kulaklarım siren sesini duymuştu. Fakat bu polis miydi ambulans mıydı ayırt edemiyordum. Başımı ellerim arasına sıkıştırdım ve çevredeki insanları önemsemeden çığlık attım. Ard arda attığım çığlıklar yüzünden boğazım karıncalandı ama ben durmadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayat Işığı✔️
JugendliteraturAdam, son dileğini diledi. Son dileği bir ışık olup gökyüzüne ulaştı ve yıldız oldu. Gökyüzündeki yıldız, turuncu saçlı kızın yolunu aydınlattı. Hayat, bir aileye kavuştuğunda hayatına onu mutlu edebilmesi için bir şans daha verdi. Hayat ışığı, bir...