34.İşbirliği

26 4 33
                                    

#Tom Odell-Another Love

🌟

Donuk bir şekilde babamı izliyordum. Bakışlarımı biraz daha aşağı indirsem küreğin acımasızca toprakla doldurulup çukura, Umut'un üstüne atıldığına şahit olacaktım. Ellerimle göbeğimi okşamaya başladım. Umut'a bir zamanlar herkesin yaşamasının bir amacı olduğunu söylemiştim. Herkesin hayata bir nedenle geldiğini, hatta bazılarının birçok neden için yaşadığını... Umut hiçbir işe yaramadığını düşünen biriydi geçmişte. Eksik ve yalnızdı. Onu tamamlamaya razıydım. Onun sandığı gibi beni dibe çekme gibi bir durumu olamazdı ama kabul ettirememiştim bu durumu. Umut bana bir şeyler öğretmişti. Herkesin gücünün farklı olduğunu öğrenmiştim ondan.

Beni terk edip gitmesinden bu yana onun korkak olduğunu düşünüyordum. Ancak o oğlu ve benim için canını feda edecek kadar cesurdu. Herkesin cesurluğu aynı konu üzerinden ölçülmemeliydi.

Umut kollarımda son nefesini verdiğinde attığım çığlık yüzünden boğazım tahriş olmuştu. Şu anda bile çığlığın bıraktığı yankı hala boğazımdaydı. Ambulans gelmiş, biz cenaze işlemlerini halledene dek hastane morgunda bekletilmişti. Her ne kadar ambulansa binip gitmek istesem de daha fazla bu acı ile burun buruna durmamam için evde tutulmuştum ve benim yerime ambulansa Çağdaş binmişti.

Zaten şu an buraya gelebilmek için de yalvar yakar izin alıp çıkabilmiştim. Sarper'in bilerek yaptığı kesindi. Telefonda beni korkutmuş, hamile olduğumu öğrendiği anda da tüm planlarından vazgeçip bana yönelmişti. Evet, işte Sarper böylesine kötü biriydi. Karşıma çıksa onu ellerimle boğacak kadar sinirliydim. Onu öldürecek kadar da gözümü karartmıştım. Tek endişem bebeğimdi. Ona bir şey olsun istemiyordum.

"Hadi biz yavaştan arabaya gidelim çiçeğim." Annem koluma girdi. Umut artık annesinin yanında, toprağın altındaydı. Annemden müsaade isteyip kolumu kendime çektim ve mezara doğru yürüdüm. Anılarımızın gözüme yapışması ve güldüğümüz her anı görmem iyi miydi yoksa kötü mü bilmiyordum. Yüzünü ya da sesini unutmak istemesem de onu hatırlamak acı veriyordu. Gözyaşlarım yine akıp gitmeye başladığında yutkundum ve mezarın yanına çömeldim göbeğimi tutarak. Kimse duysun istemediğimden toprağa doğru iyice eğildim ve fısıldadım.

"Doğru zaman geldiğinde sana çocuğumuzu getireceğim. Söz veriyorum seninle tanıştıracağım." Gözlerimi yumup elimi toprağa yasladım ve biraz daha eğilip toprağını öptüm.

"Hadi güzelim." Alp'in sesini duyduğumda göz kapaklarım titreyerek açıldı.

"Sana yardım edeyim." Koluma girip destek olduğunda kolaylıkla kalkabilmiştim. Bakışlarım Doruk'u buldu. Bakışları göbeğimdeydi. Ona daha fazla bakamadım.

"Ferya ile konuşacağım." Ferya adını duyar duymaz hızla bana doğru yürüdü.

"Ne oldu?" Biz önden yürümeye başladığımızda diğer herkes yavaşça arkamızdan geliyordu.

"Mercan'ı bul. Sarper değil ama, Mercan biliyordu hamile olduğumu. Onu bul Ferya. Ne olursun bul onu. Sarper durmayacaktır. Çocuğumu öldürmeden durmayacaktır. Eğer Ulaş ölürse, Umut bir hiç uğruna ölmüş olur. Annemlere bir şey söyleme. Mercan'ı bul ve beni ona götür."

🌟

Herkes evde suspus oturuyorken dayım bir anda konuştu.

"Sahi," Dedi ve kaşlarını çattı. "Umut, neden buradaydı? Yani o olmasaydı ufaklığa ya da her ikinize bir şey olabilirdi." Dayımın bu sorusundan sonra herkes bana baktı.

Hayat Işığı✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin