4.Tarih Tekerrürden İbarettir

170 10 52
                                    

Multimedya; Umut Akyel&Hayat Kutlu

🌟

Mutfakta sinirli sinirli salatalık doğrarken Alp ve Günce'nin bakışlarını üzerimde hissetmeme rağmen başımı kaldırıpta onlara bakmıyordum. Üçümüzü mutfağa atmış, salona kaçmışlardı. Yemeği hazırlamamız için bir saat vermişlerdi. Daha doğrusu, Alpi'n hazırlaması için... Göz ucuyla ona baktığımda çoktan çorbasını hazırladığını ve ana yemeğe geçtiğini fark edip yeniden salatalığa döndüm. O tüm yemekleri bitirmeden salatayı yaparsam iyiydi. Aslında bu kadar uyuşuk değildim, yemek yapmayı da az çok bilirdim ancak şu an akşam olacaklarını düşünmeden duramadığım için ikinci salatalığı doğramayı bitirememiştim bile.

"Mundar ettin ha o salatalığı." Başımı kaldırıp Alp'e baktım. Gözleri ilgilendiği yemekteydi.

"Aklım salatalıkta değil." Diye itiraf ettiğimde Günce atıldı hemen.

"Yoksa Umut'ta mı?" Benim bir şey söylememe fırsat vermeden Alp atıldı.

"Sağlığında bir problem mi var? Ne oldu?" Günce kıkırdadı.

"Garibim, attan bahsettiğimizi sanıyor. Arada bir mağaradan çık Alp." Alp ters ters Günce'ye baktı.

"Seni tutup o mağaraya götürürsem bir daha salmam görürsün." Günce dil çıkarıp beşamel sosu hazırlamaya devam etti. Alp kıymalı, beşamelli karnabahar yapacaktı.

"Atın adı Umut değil miydi işte? Anlatmıyorsunuz ki bana bir şey." Dedi küçük çocuk gibi.

"Geçen hani kızgın boğa tipli bir çocuğa pantolonunu vermiştin, hatırlıyor musun?" Günce'nin yanına gidip beşamel sosu aldı ve karnabaharın üzerine dağıtmaya başladı.

"Hatırlıyor musun diye sorma, unutmaya çalışıyorum." Günce ile birbirimize bakınca Alp borcamdan gözlerini çekip bize baktı.

"Hayır ya... Hayır. O çocuğun adının Umut olduğunu akşam yemeğine gelecek kişinin o olduğunu söylemeyin." Kestiğim salatalıklardan birini ağzıma attım ve homurdandım.

"O çocuğun adı Umut ve akşam yemeğine gelecek kişi o." Borcamı fırına atıp kapağını kapadı.

"Hazırlamıyorum lan ben yemek falan." Dedikten saniyeler sonra burnunu kırıştırdı.

"Durun yemek yanıyor. Şunları halledeyim de öyle konuşalım." Bu çocuk, yemek yapmaya aşıktı. Kimse aksini iddia edemezdi. Kriz anında bile yemeği düşünüyordu ya!

"Delirtecek bu beni." Diye mırıldandım ve bir an önce bitirip kurtulmak için salatalıkları doğramaya başladım. Günce ise domateslere girişmişti.

"Ne yapıyorsunuz?" Rana'nın sesi bizi kendimize getirdiğinde üçümüzde dönüp ona bakmıştık.

"Babam sizi kontrol etmemi söyledi." İçeri girip kapıyı kapadıktan sonra fısıldadı.

"Kaçmış olduğunuzdan şüphelendiğini de söyledi." Gözlerimi kısıp kötü kötü kapıya baktım, sanki amcam görebilecekmiş gibi.

"Şaka yapıyor baban, bebeğim. Kaçar mıyız hiç?" Gülüp sandalyeye oturdu.

"Bende dedim zaten, kaçacak olsalar beni de alırlardı dedim." Günce kıkırdayarak domatesleri karıştırma kabına attı. Alp'te marulları atınca ona baktım.

"Sen yemeğine baksana ya."

"Hallettim ben." Dudaklarım aralandı ve parmak ucumda yükselip ocağa baktım. Ayrıca fırında da vardı bir şeyler.

Hayat Işığı✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin