35.Son Ölüm Dansı

36 4 52
                                    

🌟

Başımı sola doğru çevirdim ve dışarıyı izlemeye başladım. Yağmur öyle hızlı yağıyordu ki cama çarptığında tok bir ses çıkmasına neden oluyordu. Bulutlara eşlik etmeyi sık sık yapmazdım ama bugün eşlik ettiğim günlerden biriydi. Gözyaşlarım gözlerimden süzülüp beni terk ederken parmaklarımdaki sigarayı çektim dudaklarımdan.

Ben, Mercan Okyan. Kendimden nefret ediyorum.

"Özür dilerim her şey için." Bakışlarımı camdan çekip Sarper'e baktım. Dümdüz duruyordu. Parmak boğumlarına kan oturmuştu.

"Bazı şeyleri yapmadan önce, düzeltmem gereken şeyler var. Artık son vermeliyiz." Başını eğdi. Konuşmuyordu. Saniyeler sonra hafif öne doğru eğdi vücudunu ve belinden çıkardığı silahı masaya koydu.

"Cinayetin işlendiği silah." Fısıldamıştı. Gözümden bir damla yaş daha aktı.

"Duyguların var mı merak ediyorum." Beni onaylayan bir ses çıkardı.

"Olmaz olur mu," Derken gülümsüyordu.

"Nefret duygumu nasıl yok sayarsın?" Yutkundum zar zor.

"Hiç sevgi var mı içinde? Kırıntı şeklinde dahi olsa... Olmalı." Bu kez beni onaylamamıştı.

"Sen olduğunu düşünüyor musun?" Pür dikkat bana bakıyordu. Silaha baktım. Olsaydı canına kıymaya çalışmazdı hamile bir kadının. Hayat'ı sevmediğim doğruydu ama bana en büyük kötülüğü bile yapmış olsaydı ben yine de canını almaya çalışmazdım. Üstelik karnında bir can taşıyorken.

"Olmalıydı." Güldü. Sessiz bir gülüştü bu. Ama yine de gülmesi beni şaşırttı.

"Doğru. Vardı." Kalbim pır pır attı.

"Ne zaman? Kime?" Hata yaptığım için beni sevmeyi bırakmış mıydı?

"İzmir'e karşı bir sevgim vardı. Ta ki hamile olduğunu söyleyene dek." Alayla gülümsedim.

"Sen buna sevgi mi diyorsun? Hamile olduğunu söyleyince bebek ölsün diye bıçaklamak da senin sevgi gösterin mi?" Bana ters ters bakınca zil çalmıştı. Eli silaha gidecek gibi oldu fakat ondan önce davrandım.

"Öldürmek istediğin biri değil. Acı çektirmek istediğin biri."

🌟

Elimdeki fotoğraflar gençliğimden kalma fotoğraflardandı. Bunları benim dışımda kimse bilmiyordu. Bilinmesini istemiyordum. Siyah beyaz küçük kare fotoğraflarda daha bir bebek kaybetmeyen ben acının ne olduğundan bihaberdim. O zamanlarda sevdiği adam henüz babamı dövmemişti.

Fotoğraflarda gülen İzmir henüz sevginin herkes tarafından bilinen bir şey olduğunu sanıyordu ve yanındaki adam Sarper'di. Alt alta olan üçlü siyah beyaz fotoğrafları kesmiş minik kareler haline getirmiştim.

"Böyle yapmak zorunda mıydın? Normal gençlik aşkı olarak bitip hayatımdan çekip gidemez miydin? Bana bu hayatı yaşatmak zorunda mıydın?" Fotoğraflarda gülen Sarper'e bakarak konuşuyordum. Daha fazla acı çekmeye gücüm kalmamıştı. Acıyı çeken tek ben değildim ancak diğerlerinin benim yüzümden acı çekmesi benim kat be kat fazla hüzünlenmeme neden oluyordu.

Hayat Işığı✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin