29.bölüm 'ÖLÜ'

110 7 1
                                    

Medya Derin.

Ege'nin ağzından;

Günler, haftalar oldu... Hiç bir yerde yoktu. Durumu nasıldı? O psikopat ona birşey yapmış mıydı? Onur çok kötüydü. Ece zaten çıldırmıştı, o iyilik meleği kız bile çıldırmıştı. Herkes üzüntü içerisindeydi Merve ve Yeşim bile. Ben zaten kahrolmuştum ona çok ihtiyacım vardı hemde çok. Sesini duymaya bile razıydım. Evde bir anda çığlık koptu bodrum katından koşarak yukarı çıktım. Herkes toplanmıştı Ece çığlık çığlığa elindeki telefona sarılarak ağlıyordu. Yeşim ve Merve koltuğa oturmuş gözlerinde biriken yaşları serbest bırakmıştı. Batuhan camdan dışarı bakıyordu, gözleri dolmuştu. Berk elleriyle yüzünü kapatmış ağlıyordu. Atakan, Selim ve Ca dolu gözlerle bana bakıyorlardı. Onur koltuğa oturmuş kafasına viski şişesini dikiyordu. Ece'nin elinden telefonu bir çırpıda çektim ve ekrana baktım. Derin yüzüstü çıplak yatıyor sırtı ve başı kanlar içinde yüzünün görünen tarafı yara bere içinde tüyler üsrpertici bir fotoğraf en önemlisi altında yazan 'O öldü malesef ://' yazısı. Tüm gücümle telefonu fırlattım. Derin kötü biriydi cehennem onu bekliyordu belki ama onun tek suçu Onur'un kızı mı olmaktı şimdi. Boğazım gözlerim yanıyordu. Başım dönüyordu kendimi yere attım ve ellerimi yumruk yaparak oracıkta ağlamaya başladım. Ben onu çok seviyordum daha mutlu olup kavuşamamıştık bile bunca zaman hep aramızda engeller vardı şimdi kalkmıştı o engeller ama o yoktu. O gitmişti. Beni bu salak siktiğimin dünyasında bırakıp gitmişti. Ayağa kalkıp toparlandım ve masanın üstündeki vazoyu elime aldığım gibi fırlattım. Gördüğüm elime geçen tüm eşyaları fırlatmaya başladım bağırdım küfür ettim tüm evi kırdım ama içimdeki yanma geçmedi. Mutfağa gittim damacanayı kafamdan aşağı boşalttım yanma hissi geçmedi. Balkona çıktım o yoksa bende yokum, yoktum artık. Yavaşça nefes alıp verdim ve arabamın anahtarlarını aldım evden çıktım. Arabaya bindim ve çalıştırdım arkamdan koşan ailem yerine koyduğum arkadaşlarımı hiçe sayarak....

Derin'in ağzından;

Gözlerimi açtığım an yüzümü buruşturmam bir oldu. Boğazım tamamen kurumuştu yattığım yatak kandı sonradan kafama dank etti kan kaybından ölmem gerekiyordu. Elim sırtıma gitti ve irkildim ben uyurken dikiş atmışlardı hem kafama hem sırtıma. Ve beni çözmüşlerdi. Hemen kafes ya da beşik gibi şeyin içinden çıktım ardından odadan çıkarak büyük karanlık koridorda sessizce yürümeye başladım. O sırada açık bir kapı gördüm ve ordan içeri girdim bir yatak odasıydı yatağın üstünde bir telefon vardı. Etrafıma bakındım kimseyi görmeyince hemen telefonu elime alıp tuş kilidini açtım ardından mesajlara girdim. Gönderilen mesajlarda Onur ismini görünce hemen tıkladım ve benim dün gece çekilen fotoğrafım ve 'O öldü ://' yazısını gördüm. Beni öldü zannediyorlardı inanamıyorum kim bilir neler oluyordu şuan. Aman banane kesin üzülmemiştir hiçbiri ama Ece gerçekten üzülmüştür. Odanın banyosunun kapısı açıldı ve belinde havlusuyla Uzay çıktı. Hemen gülümsedi ama o gülümsemesinden tiksindiğimin belirtisi öğürdüm. Yanıma yaklaştı ve kulağıma fısıldadı 'Ölüsün sen'.

Sınavım yaklaştığı için bölüm pek yayınlayamıyorum ama yinede ayda 1 kere felan yayınlamaya çalışıcam sizleri seviyorum. Yeni başladığım kitabın okunma sayısı çok az destek olursanız çok sevinirim :)

|DERİN|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin