Multimedyaya bakmayı unutmayın :)
Derin'in ağzından ;
Sabah uyandığımda direk koşarak müzik odası diye adlandırdığım odaya gittim. Koşuşturmamı yanlış anlamış olan Yiğithan ve Uzay hemen geldiler bişey mi oldu diye telaşla sordular. Bense gitarı elime aldım çalmaya başladım (Seksendört -Dokunma açın)
Dokunma, dokunma kırılır kalbim
Dokunma kırma, kırma
Seven kalbimi kırma
Dokunma, dokunma ben yaralı bir gönülüm Vurup kırıpta kan atıp cana dokunma
Anlaşmak bir bakış
Bazende seviyorum demektir
Anlaşmak bir gülüş
Bazende bir özür dilemektir
Zor değil, zor değil
Seviyorum seni derken bana özür dileme
Konuşma, konuşma düşünmeden konuşma
Kırma kırma, incitip beni kırma
Yiğithan da bana eşlik etmeye başladı Uzay ise hemen eline telefonu alıp video çekmeye başladı
Unutma, unutma bugünün yarınlarıda var
Hep sevdim sevecek deyip kendini avutma
Darılma darılma seven seveni affedermiş
Darılma darılma hemen nefrete sarılma
Dünyada en zor şey kırılan bir kalbi onarmaktır
İnsana yakışan insanca yaşayıp var'olmaktır
Zor değil zor değil
Seviyorum seni derken bana özür dileme
Zor değil zor değil
Seviyorum seni derken özür dileme
Konuşma, konuşma kırılır kalbim konuşma
Kırma kırma seven gönlümü kırma
Şarkı bittiğinde Uzay telefonu cebine atıp alkışlamaya başladı. Yiğithan ise yanağımdan makas aldı. Uzay ne efkarlanmışsın be dedi bana gülerek. Mızmızlanarak sus ya ben acıktım diye cırladım. Yiğithan ise hiç düşünmeden beni birden kucağına aldı ve koşmaya başladı Uzay ise arkadan bekleyin lan geliyom diye bağırmaya başladı hep birlikte hem mutfağa doğru koşuyor hemde gülüyorduk daha önceb bu kadar eğlendiğimi hiç hatırlamamıştım ne bizim çeteyle ne başkasıyla. Mutfakta hepimiz sarelleli ekmek yerken kapı çaldı Uzay mızmızlanarakta olsa kapıyı açmaya gittiğinde Yiğithan'a baktım ve göz göze geldik kafamı tekrar ekmeğime diktim o sırada Yiğithan'ın Ahu diye şaşırmasıyla gelen kişiye baktım kumral güzel bir kızdı şu Yiğithan'ın mesajlaştığı. Doğum günü hediyesi olarak geldim dedi kız. Yiğithan ise gözleri aşkla parlarken kıza sarıldı ve teşekkür ederim dedi. O maviş gözler acaba banada öyle bakacakmıydı bir gün diye düşünürken kız Derin dedi bana bakarak. Efendim dedim umursamazca. Aman tanrım ben sana hayranım ben Ahu dedi. Merhaba dedim bende geçiştirircesine sonuçta o benim Yiğithan'ımın aşkla baktığı kızdı. Nerden hayran olduğun dedi Uzay. Videoları internette dolu sahne performansları mükemmel dedi Ahu. Teşekkürler dedim. Seninle tanışmayı çok isterim dedi Ahu. Benim birşey dememe izin vermeyerek Yiğithan tamam bu gece doğum günümü barda kutluyoruz o zaman dedi. Doğum günüymüş allahım o kızla bir arada olmak için beni kullanıyor resmen acayip sinirlerim bozulmuş bir şekilde odama çıktım neyseki uzun zamandır kimseye görünmemek için dışarı çıkamıyordum bu iyi olacaktı. Her zaman siyah ya da bordo gibi koyu renkler giyerdim bugün değişiklik olsun diyerek beyaz balerin eteği, beyaz büstiyer ve beyaz supralarımı giydim. Saçlarımı düz dağınık bıraktım ve makyaj masamın üstünde bulduğum beyaz güller ve tatlı yeşil yapraklardan kalın tacı kafama yerleştirdim. Aynanın karşısına geçtiğimde yine egom tavan yaptı mükemmel olmuştum. Aşağı indim, prensler beni görünce uzun bir ıslık çaldı ikiside cidden harika olmuşlardı Ahu denilen kız hazırlanmak için evine gitmişti onu almak için yola çıktık. Evinin önüne geldiğimizde Ahu kırmızı tam bir fahişe elbisesiyle arabaya bindi Yiğithan ona mükemmel bir gülümseme bahşettikten sonra Ahu kollarını Yiğithan'a doladı sürücü koltuğunda oturan Uzay ve yanındaki koltukta oturan ben ise sadece gözlerimizi devirmekle yetindik. Bara giriş yaptığımızda tanınma ihtimalim yüksek olduğu için yüzümü gizleyerek en kuytu köşeye gittik. Ahu ve Yiğithan şarap içmek istediler Uzay'la ben ise daha ağır bişiler istedik hele de ben o ikisini görmek bana acı verecekti acının yanında ağır bişeyler iyi gider diye düşünmüştüm. İçki beni ele geçirmeye başlarken Yiğithan ve Ahu'yu gözetliyordum Ahu tam bir fahişe hareketleri sergiliyordu Yiğithan'a Uzay bir kızla oturup sohbet ediyordu ben ise biri beni tanır diye en gizli köşede içkimi içiyordum. Ahu Yiğithan'a yavşamayı bırakınca bana döndü ve önce hediyeleri mi verelim pastayı mı keselim dedi. Hediyeler dedim kendimden geçmiş bir şekilde Ahu Uzay'ı çağırdı ve Yiğithan doğum günün kutlu olsun diyerek dudaklarına yapıştı Uzay gülerek bana baktı galiba bendende aynı tepkiyi bekliyordu ben ise önümdeki bardağı kafama dikledim ve sendeleyerek sahneye çıktım ben sahneye çıktığımda birden müzik kesildi dj'yin yanına gittim ve kulağına şarkıyı fısıldadım Yalnızlık Senfonisi
Anladım sonu yok yalnızlığın
Hergün çoğalacak
Her zaman böylemiydi bilmiyorum
Sanki dokunulmazdı çocukken ağlamak
Alışır her insan alışır zamanla kırılıp incinmeye
Çünkü olağan yıkılıp yıkılıp yeniden ayağa kalmak
Gözlerimden yaşların süzüldüğünü ve kolumdan bir elin çektiğini hissettim o eli kendine çektim ve sarılarak şarkıyı söylemeye devam ettim
Yalnızlığım yollarıma pusu kurmuş beklemekte
Acılar gözlerini dikmiş üstüme nöbette
Bekliyorum bekliyorum bekliyorum
Hadi gelin üstüme korkmuyorum
Bulutlar yüklü ha yağdı ha yağacak
üstümüze
Hasret yokluğunla ben başbaşayım nihayet
Şarkıyı bitirdiğimde sarıldığım kişinin Uzay olduğunu gördüm kulağıma eğildi ve Onur burda kaçmamız gerek dedi elinden tuttum ve sendeleyerek onu takip etmeye başladım. Arabaya bindik sonra gözlerim kapandı. Sabah uyandığımda bir çift mavi göz, gözlerime dikilmişti günaydın dedi. Ardından telefonda Uzay ve benim sarıldığım ikimizinde beyaz giyinsiği dün geceden kalan fotoğrafı gösterdi Ahu bu fotoğrafı çok beğendi dedi. Cevap vermedim o fotoğrafta Uzay değil Yiğithan olmalıydı ama yoktu acaba dün gece başka ne olmuştu çünkü arabaya bindiğimden sonrasını hatırlamıyordum. Kapı açıldı ve Uzay girdi içeri Onur, Uzay'ı tanımış ama beni neyseki tanımamış. Yırttık dedim Uzay'a gülerek tabisi dedi Uzay yanağımdan makas alırken hiçbirşey demeden odadan çıkan Yiğithan'a baktım daha sonra Uzay'a dönerek Ahu bizi sevgili sanmış dedim. Fahişe o boşver dedi ardından ben seni minik kız kardeşim gibi görüyorum dedi burnumu sıktı bende ona sıkıca sarıldım ve Yiğithan'a aşık oldum galiba dedim. Biliyorum dedi şevkatle sırtımı sıvazlarken. Hadi dedi elimi tutup aşağı sürüklerken aşağı indiğimizde kahvaltı hazırlarken aynı biscolata erkeklerin benzeyen Yiğithan'ı kestim bir güzel o ise benim onu izlediğimi görünce doğradığı salatalıklardan birini ağzıma tıkıştırdı vitamin vitamin diye de ekledi. Hayatım çok değişti dedim iç çekerken ne gibi diye sordu Uzay. Kahkaha attığım veya ağladığımm hiç bir gün yokken burda hergün bunları yapıyorum sizi gerçekten benimsedim dedim. Uzay ise bende galiba iyi bir insan olmaya başladım ilk defa gusül abdesti aldım dedi o an Yiğithan ve biz kahkaha krizine girdik hatta bir ara Yiğithan elindeki bıçağı fırlattı ve bıçak dolaba saplandı komik bir kahvaltıdan sonra koltuğa uzandım ve düşünmeye başladım sıradışı berbat hayatım normal bir hayata dönüyordu Yiğithan normal bir çocuktu. O mentol ve sigara kokmuyordu o kendisine özgü kokuyordu, o kaba değişken biri değildi o centilmendi iyi kalpliydi. Bende artık o sadist Derin değildim en azından daha iyi hissediyordum. Artık ilaçlarımı düzenli kullanıyordum bu yüzden sağlıklı düşünebiliyordum biraz da onun katkısı var. Koltukta uzanıp eski ve yeniyi karşılaştırıken kapı çaldı ve kapıya bakmaya gittim ne olur ne olmaz diyerek delikten baktığımda suratı görür görmez tanıdım Ege kapıya sertçe vuruyordu. Koşarak üst katta Uzay'ın odasına girdim Yiğithan ve Uzay oturmuş sohbet ediyorlardı. Ege burda kapıyı kıracak dedim. Uzay telaşla seni gördümü diye sordu görmedi dediğimde Yiğithan sakla onu dedi ve aşağı indi. Yiğithan gel diyerek nazikçe beni çekmeye başladı onun bu narin dokunuşları hem hoşuma gidiyor hem de ürpermeme neden oluyordu. Tahminlerime göre Yiğithan'ın odasına gelmiştik yorganı kaldırdı ve gir dedi ardından t-shirtini çıkarak yanıma yattı ne oluyor dedim. Eğer bu odaya girerse yüzünü gizlersem seni yattığım biri sanar çeker gider dedi. Mantıklı dedim ardından evde Ege'nin birazda olsa özlediğim sesi yankılandı Derin ölmedi nerde lan söyle şerefsiz diye ağlamaklı çıkan sözleri kötü hissetmeme neden oldu ama ben zaten kötüyüm diye düşünerek yatakta Yiğithan'a iyice sokuldum ve kendine has kokusunu içime çektim. Yiğithan iyice yorganı üstümüze kapattığında kalbim yaralı acı çeken bir kul gibi çırpınıyordu Yiğithan bunu anlamış olmalıki gözlerimin en içine bakıyordu. Biran gözü dudaklarıma kaydı ardından kafasını çevirdi ben ise aptal bir cesaretle yüzünü kendime döndürdüm ve tam dudaklarına doğru yaklaşırken Uzay'ın n'oluyor lan sesini duydum. Yiğithan hemen yataktan çıkarken Uzay gitti pezevenk dedi. Ne istiyormuş dedim. Seni dedi Uzay pis pis sırıtırken offf dedim küçük bir çocuk gibi be zıplaya zıplaya merdivenlerden inerek televizyonun karşısına geçtim birkaç kanal karıştırdım sıkılınca koltuğa yattım ve Uzay'dan telefonunu istedim. Bana telefonunu fırlattığında zorda olsa yakaladım ve direk Uzay'ın instagram hesabından Ege'nin profiline girdim, profili herkese açıktı görüşmediğimizden beri 2 fotoğraf atmıştı hepsi de içerken çekilmiş fotoğraflardı altında ayrılıkla ilgili Kro sözler yazılmıştı yüzümü buruşturdum ve gülmeye başladım beni aldatmanın bedelini oda ödücekti Melih'te ama en büyük bedel Onur'un üstüneydi öldüğümü zannedip yıpranacaklardı sürekli akıllarına gelecektim bundan emindim çünkü yaptıkları herşeye Uzay gizlice karışıp benimle ilgili şeyler koyuyordu buda nerede olurlarsa olsunlar beni hatırlatıyordu onlara aslında bana yaptıkları şeyler onlara göre doğal banada doğal ama insanlara acı çektirmeyi severim o kendini Playboy sanan babacım (!) ve amcacım (!) biraz akıllansın beni daha yakından tanısın. Eski günler aklıma gelince hemen mutfağa gidip ilacımı içtim artık biraz daha zararsız olmaya karar verdim Yiğithan'ın ısrarı üzerine o olmasaydı ben hala psikopat bir kızdım şimdi en azından iyi hissediyordum daha zararsızdım. Derin düşüncelerimi bölen yukarıdan gelen bağırtı sesleriydi koşarak yukarı çıktım ve ses çıkarmadan bağrışmaların geldiği kapıya yaklaştım Uzay ve Yiğithan tartışıyorlardı. Uzay Yiğithan'a Ahu ile birdaha görüşmemesini söylüyor Yiğithan ise o kız için Uzay'a bağırıyor seni ilgilendirmez diyordu oysaki Uzay benim üzülmemem için kardeşiyle kavga ediyordu. Hemen Ahu'ya buraya gelmesi için mesaj attım, onları birleştirecektim. Acı çekecektim ama Yiğithan'ın o kıza baktığı duyguyu gözlerinde ezberlemek hafızama kazımak istiyordum çünkü Yiğithan bir gün bana o gözlerle aynı duyguyla bakmazsa benim adımda Derin değil diye kendime büyük bir söz vermiştim.Voteler yorumlar artsın bu bölümüde istek üzerine yayınladım aslında daha uzun yazacaktım iyi okumalar :) şarkıları dinleyin bence
ŞİMDİ OKUDUĞUN
|DERİN|
ChickLitDerin adında şizofren ve karakter bozukluğu hastalığı olan, kendini müziğe adamış sevimli ama bir o kadar kötü bir kız ve aşk hayatı...