Keyifli okumalar...🖇
O uzun bakışmadan sonra yerimde öylece durmuş karşımda duran Elif ve Cihangir beye bakıyordum. Bana baktığı an gözleri beni sanki hipnoz etmiş ve ayrı bir dünyaya geçiş yapmamı sağlamıştı.
Ben hala o sekil hareket etmeden durunca yanıma gelmiş ve bana birşeyler söylemişti fakat ben hala o dünyadan çıkamadığım için söyledikleri uğultu gibi gelmişti kulaklarıma.
Hala konuşuyordu fakat ben anlayamıyordum. Koluma dokunan bir çift el hissettiğimde kafami indirdim ve koluma baktım. Cihangir bey su anda koluma dokunup birşeyler daha söyledi fakat yine anlayamadım. Vücudumu kastım birden koluma dokunduğu için ve girmiş olduğum dünyadan çıktım.
- Meyra hanım iyi misiniz.
- Ben ş-şey iyiyim. Siz ne demiştiniz anlamadım ben dalmışım.
Kafasını salladı ağır bir şekilde ve konuştu.
- Prenses açıkmış da yiyecek birşeyler getirmenizi istemiştim.
Gözlerim Elif'i buldu. Sıkıldığını belli eder şekilde ellerini çenesinin altına koymuş ayaklarını sallıyordu ritmik bir şekilde,tekrar Cihangir beye döndüm.
- Getiririm tabi hemen duymamışım beklettim özür dilerim şimdi hallediyorum.
Eli hala kolumda duruyordu koluma baktığımda oda hala kolumu tuttuğunu yeni fark etmiş olacak ki elini çekerken eş zamanlı bir şekilde konuştu.
- Olur öyle önemli değil. Elif acıktığı zaman huysuz oluyor da biraz.
Dedi ve ensesini kaşıdı rahatsız bir şekilde. Cihangir beyin bu hareketinden ne olduğunu anladım ve kafamı sallayarak içeriye girdim. Adam resmen acele edeyim diye kibarca bana durumu açıklamak istemişti yaptığım aptallığı fark edip kendime geldim ,kafama vurdum ve sürekli kendime gelmem konusunda uyarılarda bulundum içimden.
Tost makinesinin başına geçtim ve hazırlamış olduğum tostları içine koyup sıkıca bastırdım. Tostları makineden aldım ve küçük tabaklara koydum Elif için bir bardağa meyve suyu koydum, Cihangir bey içinse hızlı bir şekilde kahve hazırladım.
Hazırladığım şeyleri hızlı bir şekilde tepsinin içine yerleştirdim ve masaya doğru yürümeye başladım bu sırada içimden yaptığım aptallığa ve sürekli kekeleyerek konuşmama bi güzel sövüyordum.
Masaya ulaşana kadar iç sesim kendini belli etmiş konuşmaya başlamıştı. "Salak mısın kızım sen ne diye adamın karşısında donup kalıyorsun. Adam seni her gördüğü çocuğa aşık olan ergen liseli gibi sanacak."
İç sesime hak verirken çoktan masaya ulaşmıştım bile. Elimdeki tepsiyi masaya bıraktım ve karşılarına geçerek oturdum.
- Kusura bakmayın ben nasıl yediğinizi bilmediğim için karışık tost hazırladım. Soracaktım fakat Elif çok acıktığı için acele ettim.
- Önemi yok yemek seçmez Elif.
Cihangir beyin tostundan yemediğini görünce içimden sıkı bir küfür ettim keşke sorsaydım diye geçirdim içimden fakat olmuştu bi kere.
- Siz yemediniz. İsterseniz farklı bir tost yapabilirim veya sandviç yada her ne isterseniz.
- Yok aç değilim ben. Kahve için teşekkür ederim.
Hiçbir şey demedim ve arkamı dönerek hafifçe eğilip etrafa bakındım. Belis nerede kalmıştı eksikler için markete gideceğini söylemiş fakat yarım saattir de gelememişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İzler
Teen FictionGeçmişi kalbimin derininde saklarken kana bulanmış ellerimle nasıl çıkarırdım açığa, gözlerimden karalar bağlı ziftler akarken geleceğimi nasıl görmeye çalışırdım bana yazık olmaz mıydı? Oysa o temiz ellerini uzatmış beni bekliyordu, geçmişi kirli b...