21. HANZO

89 5 13
                                    

Bir kız çocuğu düşün annesi sarmamış, babası omuzlarında taşımamış, oyunlar oynamamış şımarmamış. İlk aşkı babası, tutunacağı dal annesi olmamış. O kız çocuğu benim. Onlar ruhu yaralı küçük kız çocukları, sen iyi bak onlara.

Keyifli okumalar...🖇

Sonunda sıkılıp elimdeki telefonu sinirle masaya bıraktığımda herkesin gözleri üzerime dikilmişti. Bir süre bana baktıklarında tekrar muhabbetlerine döndüler. Sıkılmıştım ve ciddi anlamda patlayacaktım.

Kafeye kimse gelmiyordu ve bu aşırı derecede anormaldi. Gençlerin çıkmadığı kafemiz şu anda boştu ve bu oldukça garip bir durumdu. Fazla düşünmeye gerek yoktu Belis'e sormak en iyisiydi sanırım.

- Belis kafe bugün neden boş.

Kendi halinde takılan Belis sonunda biricik telefonundan kafasını kaldırdı ve kaşlarını çatarak bana baktı.

- Bende seninle bunu konuşacaktım ama fırsat olmadı. Şimdiye kadar öğrenirsin diye düşünüyordum.

Masadakiler dikkatini bize verdi ve konuşmamızı dinlemeye başladılar. Bu konu onların da dikkatini çekmiş olmalıydı. Onları gelişi güzel süzdüğümde her ne olduysa haberleri olmadığını anladım.

- Yeni bir kafe açılmış Meyra. Yaşlısı genci hepsi orda duyduğuma göre millet masa sırası bekliyormuş resmen. Ben daha göremedim tabi ama aşkım aradı geçen o anlatıyordu. Büyük ihtimal bu yüzden kimse buraya gelmiyor.

Yeni bir kafe açılmıştı ve benim haberim yok muydu? Nasıl bir yerdi ki herkes orada oturmak için can atıyordu. Yüsra dışarıya gözleri kısık bir şekilde baktı ve elini kaldırarak karşıda her kim varsa ona gelmesi için işaret etti. Arkamı döndüm ve kime işaret ettiğini görmeye çalıştım. Kız yanımıza geldiğinde sık sık burada gördüğümü hatırladım.

- Yeşim neden buraya gelmiyorsunuz. Her zaman burda takılırdınız ne oldu?

- Aa haberin yok mu kızım senin yeni bir kafe açıldı az yukarıda. Hepimiz oradayız valla çok cool bir yer, üst katı da içmek isteyenlerin bölümü alkol satışı bile oluyor. Cok güzel değil mi? Hadi sizde gelin takılırız.

Zaten fazlasıyla sinirliydim ve karşımdaki kız resmen ağzını yaya yaya konuşuyordu. Şeytan diyordu ki kalk çarp bir tane ağzına bak bakalım bidaha konuşabiliyor mu? Şeytana uymak günahtı da bazen de hakli oluyordu sanki.

- İstemez kızım ne çabuk sattınız sizde Meyra'yı.

Berk'in sinirle kurduğu cümle karşısında içten içe tebessüm etmiştim kendi çaplarında beni savunuyorlardı işte.

Alkol satmak da neydi bile bile gençleri mi zehirliyordu yani, sırf kafemde alkol olmadığı için gelmiyorsa hiç gelmesinlerdi zaten.

- Yaaaa Berkcim!! Deme öyle lütfen ne satması. Hem sen neredeysen ben orada olurum merak etme.

Kızın yüzünde salak bir gülüş belirdi ve bu oldukça komikti. Hareketlerinden ve sözlerinden de anlaşılıyordu ki bizim Berk'e yanıktı. Berk'e baktığımda yüzünü buruşturmuş tişörtünün yakasını silkeliyordu.

- İstemez istemez benden uzak ol. Hadi canım hadi. Tamam bişey sorduk cevapladın git artık.

Kızın düşen yüzüne tabiki de üzülmüştüm fakat bu durum Berk'in canını sıkıyor olmalıydı. Bir erkek olsam sanırım bende böyle fok balığı gibi konuşan barbie bebeklere benzeyen bir kızla çıkmazdım o yüzden berkin halinden anlıyordum zor değildi empati kurmak lazımdı.

Tekrar kıza baktığımda yüzünün düşmüş olduğunu gördüm. Arkasini döndü ve çıkışa doğru yürümeye başladı. Kafeden uzaklaşır uzaklaşmaz Berk konuşmaya başladı.

İzler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin