Geçmişi kalbimin derininde saklarken kana bulanmış ellerimle nasıl çıkarırdım açığa, gözlerimden karalar bağlı ziftler akarken geleceğimi nasıl görmeye çalışırdım bana yazık olmaz mıydı?
Oysa o temiz ellerini uzatmış beni bekliyordu, geçmişi kirli b...
Yine o ormandaydım ve ağlıyordum yine. Yeniden buraya nasıl gelmiştim ben en son ağacın dibinde oturuyordum. Yerde cenin pozisyonunda yatıyordum ve yine o beyaz elbise vardı üzerimde kanlıydı hala fakat daha çok kan vardı üzerimde bu sefer. Ellerime baktım yavaşca ellerimde de kanlar vardı ve daha taze görünüyordu,bu kanlar yeni olmalıydı.
Kafamı ağır ağır kaldırdım ve karşımdaki ağaca baktım. Boydan bir ayna vardı,ağaca yaslı bir şekilde duruyordu. Gözlerim bulanık olduğu için daha kendimi tam göremiyordum. Ellerimi kaldırdım ve yaşlı gözlerimi sildim ellerimde ve yüzümde kan kokuyordu sanki.
Gözlerim ellerime gitti. Ellerimde kan vardı daha yeni bulaşmıştı peki nereden gelmişti bu kanlar? Her yerime baktım belli ki yara almıştım fakat hiçbir yara izine rastlamamıştım.
Gözlerim ayna ile karşılaştığında korkudan ağzım açık kalmıştı kesik kesik nefesler alıyordum. Hala yerdeydim ayağa kalkmamıştım geri geri sürünmeye başladım hızlıca fakat ayağımdaki demir kalın zincirler daha fazla ileri gitmemi engelliyordu.
Gözlerimden yaş yerine kanlar akıyordu nasıl bişeydi bu Allah'ım nasıl böyle olmuştu neden kan akıyordu gözlerimden. Kan mi ağlamıştım ben.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
( Temsilidir yüzünü çok aşırı fazla kanlı bir şekildehayal edin please )
Derin titrek bir nefes aldım ve yavaş yavaş ayağa kalktım aynaya taraf yürümeye başladım. Yakından bakmak istiyordum kendime kim bilir ne kadar iğrenç görünüyordum.
Aynanın karşısına geçtim ve yüzüme baktım yutkunmaya çalıştım ama yapamadım boğazıma bir yumru oturmuştu sanki. Gözlerimin etrafı siyah kanlarla kaplıydı gözlerimden aşağı akan kan kimi yerlerde kurumuş ve zifiri siyah bir renk bırakmıştı. Gözlerimin derinlerinde bile görmüştüm o zifiri karanlığı.
Nasil bu hale gelmiştim hiçbir fikrim yoktu elbisem sanki siyah bir boya kutusuna batırılıp çıkartılmıştı. Kimi yerlerinde açık renkte kanlar vardı. Uçları ve dizleri yırtılmış bir haldeydi.
Bu demirler ayağıma nasıl takılmıştı ve nasıl hissetmemiştim. Anıl yüzünden olmuştu herşey beni burda o bırakmıştı o bırakmasa şimdi burda bu halde olmayacaktım. Bir kere daha lanet ettim şu halime.
Gece olmasına rağmen etrafı görebileceğim kadar ışık vardı bu ormanda. Etrafa bakmam gerekiyordu belki bu zincirleri ayağımdan çıkaracak işe yarar bir alet bulabilirdim.
Biraz ileride parlayan birşey görmüştüm fakat işime yarayacak birşey olup olmadığından emin değildim. Biraz uzansam kendimi zorlasam ulaşabilirdim belki. Ileri doğru yürümeye başladım ne olduğunu hala çözememiştim fakat büyük olmadığını anlamıştım. İşime yaramazdı ki bu baya küçük bişeydi dikkatlice baktığımda anlamıştım.
