İlk bakışta değil son bakıştadır aşk. Ayrılırken sana nasıl bakıyorsa o kadar sevmiştir seni.
Keyifli okumalar...
Rüyamın en güzel yerinde uyandırılmanın verdiği sinir ile kalkmıştım yataktan. Lavaboya ilerliyordum ki yerdeki paspasın ucuna takılan ayağım beni bozguna uğratmıştı.
Yere vurduğum kafami tuttum ve kalkmaya çalıştım kalkacak gücü bulamadığımda pes ederek yüz üstü yerde uzanmaya devam ettim canım acımıştı ama umrumda değildi. Yanıma doğru koşan ayak seslerini duyduğumda kafamı hafif bir açıyla arkaya çevirdim.
Belis tam karşımda anlamaz gözlerle bakıyordu ki düştüğümü anlar anlamaz kahkaha atmaya başladı.
- Yer ile öpüşmeniz bittiyse kalkın lütfen hanımefendi.
Ne kadar da komik bir arkadaşım vardı değil mi? Onun görebileceği bir şekilde gözlerimi devirdim ve kafamı yere koyarak yerde uzanmaya devam ettim kimseyle laf dalaşına giremezdim şu an.
- Ya tamam uğraşmıyorum seninle ama kalk hadi şu pis yerden hazırlanman gerekiyor.
Kafami çevirdim ve hafif sinirli gözlerle Belis'e bakmaya başladım oda kaşlarını çatarak bana bakıyordu.
- Bak kızım zaten sinirliyim sana rüyamın en güzel yerinde uyandırdın beni git başımdan.
Yüzüne dalga geçerek bi ifade takınarak elini beline koydu ve bir kaç adım daha ilerledi. Baş ucumda dikilmeye başladı ve konuştu.
- Neymiş o rüyanın en güzel yeri.
Minik bir kahkaha attı ve devam etti.
- Yoksa Cihangir ile öpüşmek Üzere miydiniz?
Dalga geçerek söylediği şey sonrası hızlı bir şekilde ayağa kalktım ve telaşlı bir şekilde konuştum çünkü tam da öyle olmuştu ama bunu bilmesi gerekmiyordu değil mi?.
- Yo...yoo ne alakası var hayir yok öyle bişey...hiç de öyle bişey olmadı...alakası yok...Kim demiş...hiçte bile.
- Yaa tabi belli.
Eğlendiğini belli eden ses tonunu hiç de gizleme gereği duymadan konuştuğunda geri cevap vermek için hazırlanmıştım ki çoktan açılan ağzımı kapadım bu durum utanmama sebep olmuştu uzatmaya niyetim de yoktu.
- Hadi gir şu lavaboya işlerini hallet sonra da hemen hazırlan Dinçer birazdan burda olmuş olur.
Tam lavaboya girmek üzereydim ki beni durduran şey telefonumun çalması olmuştu. Yatak odama döndüm ve ısrarla çalmaya devam eden telefonumu elime aldım. Ekrana baktığımda tanımadığım bir numaranın olduğunu gördüm. Kayıtlı olmayan hiçbir numarayı açmazdım normalde fakat içimden bir ses açmam gerektiğini söylüyordu. Daha fazla beklemeden aramayı yanıtladım ve telefonu kulağıma dayadım.
- Meyra.
İsmimi söyleyen bu ses Cihangir'e aitti iyide numaramı nereden bulmuştu ki üstelik beni neden arama gereği duymuştu.
- Buyrun Cihangir bey.
- Bey kısmına tekrar geri döndük sanırım beni arkadaşın olarak gördüğünü sanıyordum.
Birden aklıma kafede söylediği sözler geldiğinde gözlerim doldu ve yutkunma isteğim oluştu."Sen kimsin ki buna karışıyorsun. Daha bi kaç gündür hayatımızdasın ne hakkın var ki bunları söyleyebiliyorsun."
Derin bir nefes aldım hafifçe öksürerek sesimin titremesine engel oldum ve konuştum.
- Daha bi kaç gündür hayatınızdayım ne hakkım var ki sizi arkadaş olarak göreceğim Cihangir bey.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İzler
Fiksi RemajaGeçmişi kalbimin derininde saklarken kana bulanmış ellerimle nasıl çıkarırdım açığa, gözlerimden karalar bağlı ziftler akarken geleceğimi nasıl görmeye çalışırdım bana yazık olmaz mıydı? Oysa o temiz ellerini uzatmış beni bekliyordu, geçmişi kirli b...