yedi

43.3K 1.8K 1.4K
                                    

(ertesi gün)

Ada:günaydın yazmaya gelmiştim sonra mesajları görüp hatırladım (iletilemedi)

of işsizim ben canım sıkılıyor (iletilemedi)

gerçekten işsizim bu arada (iletilemedi)

psikoloji okuduk noldu her yer psikolog dolu elimizde patladı (iletilemedi)

bende geldim İzmir'de tatil yapıyorum işte (iletilemedi)

offf çok moralim bozuk kırgın gitmen çok dokundu bana sanırım (iletilemedi)

(2 gün sonra)

ben seni özledim galiba ya (iletilemedi)

nasıl gidiyor acaba görevin (iletilemedi)

(1 hafta sonra)

offf 1 hafta oldu (iletilemedi)

ve ben seni merak etmeye başladım (iletilemedi)

gerçekten sabır gerekiyormuş (iletilemedi)

Son attığım mesajı da yazıp telefonu yatağın üstüne fırlatmıştım. Düşündüğümden bin kat daha zordu birini beklemek. Bunu bir haftada üç yüz mesaj yazmandan anlayabiliyoruz.

Daha doğrusu canının sağlığından emin olmadığınız birini beklemek.

Evet sabırla bekliyor olabilirdim ama insan merak ediyordu ve ben daha önce hiç böyle duyguların içine girmemiştim,böyle şeyler yaşamamıştım.

Ona bir şey olmuş olabilir miydi?

(Eren)

1 hafta olmuştu ve biz hâlâ bu kancıkların peşinde dolanıyorduk.Bulduğum yerde analarından emdikleri sütleri burunlarından getirecektim artık çünkü bizimkide sabırdı hani.

Aklım hep Ada'daydı ve bu en zoruydu.En son aramız sıkıntılıydı ve üstüne ilk defa böyle bir şey yaşıyordu,asker bekliyordu.Kendini üzüyor mu acaba diye düşünmekten işime odaklanamıyordum.

En son yaşanan olayda belki de çok üstüne gitmiştim bilmiyordum ama bu hayatta katlanamadığım tek şey yalandı ve bu ondan beklediğim bir şey değildi.Ani gelmişti belki bilmiyordum.

Onu üzmek istememiştim ki büyük ihtimal üzmüştüm de ama o an elimde değildi.Hayatımda ilk defa birine bu kadar kolay güvenmiştim belki de bu yüzdendi bu tepkim.O farklıydı,her anlamda farklı.Diğerleri gibi değildi.Gerçi bu zamana kadar kaç kız tanımıştın Eren? Annen? Ablan? Derya?

"Komutanım?" İki dakika düşüncelerimize bile dalamıyorduk amına koyduğumun yerinde.

"Efendim çaylak?" Çaylak,en küçüğümüzdü.
Çaylak olduğu için çaylak diyorduk.Ana kuzusuydu hatta babasının bile kuzusuydu.
Bu kadar el bebek gül bebek büyütülen bir insanın bu meslekte olmasına hâlâ anlam veremiyordum.Hatta bomba imha ediyor oluşuna hiç anlam veremiyordum.Ailesi asla asker olsun istememiş ama Tolunay kimseye haber vermeden sınavlara girip asker olmuştu.Tolunay Göde namıdeğer Çaylak.

"Eren abi beş dakikadır sesleniyoruz.Bir haftadır hep dalgınsın,neyin var senin?"
Hepimiz kardeş gibiydik ama özellikle 6'mız çok farklıydık.Bu yüzden komutanım yerine abi diyordu,öz olmasada candan abisiydim.

"Yok aslanım bir şey dalmışım öyle.Hadi yürü yetişelim diğerlerine." Diğerleri;Sarı, Nişancı, Çavuş, Sibirya.

"Sorunda o ya zaten abi Sibirya yine konuşturmuş kendini." Bezmiş sesiyle gülmeye başlamıştım.Sibirya ekibimin belasıydı.

Koşa koşa ilerideki mağara yaklaştıkça Sibirya'nın sesini duymaya başlamıştık.

"Lan bana sizi teker teker mi yolluyorlar kafasını siktiğimin aptalları. Lan ben öldürecektim ya onları ne sıktınız kendi leşinize amına koyduklarım."

KOMUTANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin