on üç

38.2K 1.5K 1.3K
                                    

Eren'in neredeyse kükrercesine kurduğu cümleyle Berkan'da kapıdaki adamın yanına gelmişti. Bu adam kimdi bilmiyordum ama Eren'in onu sevmediği ve burada istemediği açık ve netti neden Berkan hiçbir şey yapmıyordu?

"Siktir git buradan!" Sonra Berkan'a döndü "Kim haber verdi buna?"

"Bana birinin bir şeyleri haber vermesine gerek yok bunu biliyorsun Özgür ben senin her zaman bir adım arkandayım."

"Benim adım Eren, Özgür değil! Evet o pis kokunla her zaman ensemdesin ama ben eski Eren değilim bunu sende çok iyi biliyorsun şimdi siktir git buradan."

"Adın sikimde değil sen Özgür'sün! Sen benim için hâlâ yavru ceylan Özgür'sün!" Eren'in bu cümleyi duymasıyla elleri titremeye başlamıştı.

"Neden geldin?"

"Nasıl olduğuna bakmaya geldim, biliyorsun benim için her zaman öncelik sensin."

"Gördün şimdi siktir git." Eren saniyeler geçtikçe dahada titremeye başlıyor ilk baştaki gür sesi yok oluyordu.

"Sen kovulduğun yerde duracak insan değilsin değil mi paşa hadi yürü." Berkan sonunda olaya dahil olduğunda şükür etmiştim çünkü Eren biraz daha tek başına bu adamla uğraşacak olursa titremekten bayılacaktı.

"Oğlumu gördüm gideceğim zaten Berkan piçi kes sesini." Şok olmuş bir vaziyette olanları izliyordum.

"Benimle düzgün konuş Eren'i hâlâ etkin altına alabileceğini düşünüyor olabilirsin ama ben sana acımam paşa!"

"Aman ne korktum! Çekil sen şuradan bir gelin kızımızı görelim."

"O siktiğim gözlerini ona değirme! O senin ne bulaşabileceğin biri ne de adını ağzına alabileceğin biri." Cümlesinin sonuna doğru baş parmağımı sıkı sıkıya tutmaya başlamıştı.

"Aşık mı oldun oğlum? Aşk güzeldir bunu sende çok iyi bilirsin, seninde yaşamış olmana çok sevindim bak. Adın ne bakalım senin gelin kız?"

"Ona laf atıp durma! Bak her şeyine susarım ama o olmaz, onun olmadığı bir zamanda gel amca."

"Paşa siktir git artık şuradan!"

"Durduğum yerde delirttim sizi yine bence sorun bende değil sizde. Zaten Özgür'ü gördüm gideceğim sus artık piç." Berkan'a baktığımda ellerini yumruk yapıp yapıp açıyordu, kendini sakinleştirmeye çalışıyordu.

"Sen hep Özgür'dün hâlâ Özgür'sün bunu unutma oğlum. Sana birgün bu mavilere muhtaç kalacaksın demiştim gördüğüm kadarıyla dediğim çıkmış sana hep demiştim senin rengin mavi minik ceylan. Bir dahakine daha fazla görüşeceğiz Özgür." Adamın son cümleleri bunlar olmuştu ama cümlelerin Eren'in üzerindeki etkisi bambaşkaydı.

Deli gibi elleri titriyor, parmağımı kırarcasına sıkıyor, tırnaklıyor, bomboş gözlerle karşısına bakıyor, kafasını olumsuzca sallıyor ve kaskatı bir şekilde oturuyordu.

O kadar gerilmiştim ki sakinleşmesi için ne yapmam gerektiğini bile düşünemiyordum.

Kollarımı boynuna sarıp sıkıca sarılmış ve bir elimle de saçlarını okşamaya başlamıştım. Bir yandan ona iyi gelebilecek şeyler söyleyip, anlatıyor bir yandan da saçına öpücükler konduruyordum. Şu an elimden daha fazlası gelemezdi ama zaten ona iyi gelebilecek şeyler yaptığımı düşünüyordum.

On on beş dakika sonra sakinleşmiş ve o da belime kollarını sarmıştı. Bir gün içinde belki de on kere sarılmıştık ve hepsi farklı bi felaketin kapısını kapatmak içindi.

KOMUTANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin