yirmi bir

23.1K 975 799
                                    

29 Ekim

Yarın Eren'in doğum günüydü ama ya Eren doğum günlerini umursamıyordu ya da doğum gününü unutmuştu.

Doğum gününün çok fazla kutlanıldığını düşünmüyordum çünkü bizim gibi çocukların doğum günleri kutlanmazdı.

Sabah Berkan aramış ve gece Eren'in doğum günü için ortak alanda toplanmak istediklerini söylemişti. Ne de olsa onlar Eren'in benden önce tanıdığı insanlar oldukları için kendi planımı geriye atıp onları onaylamıştım.

Birkaç saat sonra 30 Ekim'e girecektik ve ortak alanda olmamız gerekiyordu. Eren'e sürpriz yapmak istedikleri için ne diyip evden çıkartacaktım bilmiyordum.

Her şeyi bir kenara bırakıp hazırlanmaya başladım. Altıma siyah bir pantolon, üzerime siyah kısa kollu bir crop ve onun üzerine bej rengi bol bir ceket giymiştim. Eren içinde siyah pantolon ve spor bir siyah gömlek çıkarmıştım. Uyumlu olacaktık ve bu yüzümde bir gülümseme oluşturdu. Ben bunları düşünürken kapının açılma sesini ardından adım seslerini duydum.

"Küçüğüm?" Arkamda duran Eren'e baktığımda neden giyindiğime anlam veremeyen bakışlar attığını gördüm.

"Efendim?"

"Nereye?" gerçekten bir merakla sormuştu.

"Berkanlar hep birlikte oturuyorlarmış. Gelsenize dedi bende gidelim bir değişiklik olsun diye düşündüm. Kötü mü yapmışım?" gülümsedi.

"İyi yapmışsın." onun için çıkardığım kıyafetlere baktığında yüzünü buruşturdu "Peki neden şık bir şekilde gidiyoruz?"

"Ne şıkı Eren ya? Zaten evden dışarı çıkmıyorum bende güzel güzel giyineyim istedim. Sen de benim yanımda güzel dur diye öyle giyiniyorsun." Döndür kazı yanmasın.

Eren şu an benimle uğraşmak istemediğinden mi bilinmez daha fazla bir şey demeden üzerini çıkarmaya başladığında çantamdan makyaj malzemelerimi aldım. Abartmadan biraz rimel ve göz altlarıma biraz kapatıcı sürdüğümde Eren'de giyinmişti.

"Bu saatte bok mu var da gidiyoruz Allah aşkına?" Saate baktığımda çokta haksız sayılmadığını gördüm ama yapabileceğim bir şey yoktu.

"Eren biraz daha laf edeceksen bütün gece, evde tek başına oturabilirsin." cümlemle ağzına görünmez bir fermuar çektiğinde bıyık altından gülmüştüm.

Birlikte evden çıktığımızda Berkan'a mesaj atmış ve ona göre bir şey çaktırmamalarını tembihlemiştim. Ortak alana geldiğimizde Berkan, Deniz, Tolunay ve Hasan'ın muhabbet ettiklerini görmüştük. Bizde yanlarına oturduğumuzda bir süre hoş geldiniz muhabbetleri olmuş ardından sohbet etmeye geri dönmüşlerdi.

Deniz yanıma oturduğunda telefonunu elime verip ekranda duran fotoğrafı göstermişti. Ekranda Aren'le ikisinin öpüşürken çekilmiş bir fotoğrafı vardı. Şokla ona döndüğümde mutlulukla bana bakan yüzünü gördüm. "Sevgili misiniz?"

"Evet! Fotoğraf çok güzel değil mi?" sesi o kadar sevinçliydi ki içim mutlulukla dolmuştu.

"Aşırı güzel. Çok mutlu oldum Deniz! Umarım hep mutlu olursunuz."

"Umarım. Gerçi bu ülkede ne kadar olabilirsek."

Gerçekten o kadar garip bir ülkede yaşıyorduk ki, insanların sevgiye bile saygısı yoktu. Onlar için normal olan diye nitelendirdikleri ilişki kalıbından çıkmak insanlığın kurallığına aykırıydı. Kimse çıkıp bu insanların kimi sevdiği beni ilgilendirmiyor demiyordu, herkes sanki karşısındaki insanın hayatından kendi de sorumluymuş gibi davranıyordu. Sevgi sevgidir ve kimsenin sevgisi kimseyi alakadar etmez bunu kimse düşünmüyordu. Bir erkekle bir kadının ilişki ne kadar normalse bir kadınla bir kadının ve bir erkekle bir erkeğin ilişkisi de o kadar normaldi.

KOMUTANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin