yirmi üç

18.7K 931 909
                                    

Ada'm,

Bugün gidişimin kaçıncı günü bilmiyorum ama sen bu mektubu okuduğuna göre ben geri dönememişim demektir.

Bu yüzden sana ilk sözüm; beni affet.

Beni affet çünkü bunun olacağını bile bile hayatına girdim. Affet çünkü sana bu mektubu okutmak durumunda kaldım.

Elimden gelen her an timimden olan olmayan herkese asker olduklarını ve işlerine, aşkı karıştırmamaları gerektiğini dile getirdim. Aşk bizim için hayatımızda yapabileceğimiz en büyük hataydı, bizi ziyan ederdi.

Sonra hayatıma sen girdin ve ben aşkı tatmış oldum. O an anladım, aşk benim yapabileceğim en güzel hataydı; sen yaşayabileceğim en güzel duyguydun.

Sen hayatıma girmeden önce olduğum kişiyi düşünüyorum. Belki de kendimden nefret ediyordum. Sen hayatıma girdiğinden beri hayatıma o kadar çok şey kattın ki farkında bile olmadan. Her şeyden önce sen bana kendi benliğimi sevdirdin.

İşte bu yüzden Ada; gözlerinde gördüğüm beni kahramanın ilan eden bakışlarının aksine, asıl kahraman sensin, her zaman sendin.

Sana üzülme demeyeceğim çünkü seni tanıyorum, seni biliyorum, üzüleceğini biliyorum. Tam tersini söyleceğim Ada. Üzül, ağla. İçindeki seni yiyip bitiren üzüntüyü gözyaşların alıp götüresiye kadar ağla ama bu ağlamanın sonu gülmek olacaksa, ağla. Sana yemin ederim ki hayatımda gördüğüm en güzel gülüşe sahipsin, bunu bozma.

Sana bu mektubu yazdığım gece; dışarıda yağmur yağıyor, karşımda sen bütün duruluğunla uyuyorsun ve ben göreve gideceğimi biraz önce öğrendim.

Hangi duygu, hangi düşünce beni bu cümleleri yazmaya itti bilmiyorum ama bunu yazıp kenara koymazsam içim rahat etmeyecek. Kendi kendime mi kuruntu yapıyorum inan bilmiyorum ama şunu da unutma; benim bu mektubu sana okutmamı sağlayan benim gururum, benim şerefim.

Her askerin hayalidir şehit olmak biliyor musun? Hepimiz bütün kalbimizle isteriz masum kalpler uğruna, toprak uğruna can vermeyi.

Şimdi bana içten içe soruyor hatta bana kızıyor bile olabilirsin. "Hayatında ben varken beni düşünmeyip hâlâ nasıl istersin?" diye soruyor olabilirsin.

Üzgünüm sevgilim, bu benim boynumun borcu. Ben son ana kadar "Vatan sağolsun." diyeceğim, senden bir isteğim de bu; senin de aynısını yapman. Biliyorum. Biliyorum senin için çok zor, çok can yakıcı ama olmasına gereken bu birtanem.

Her şeyini kaybetmiş bir çocuğun hayatına girmek kolaydır çünkü boşluğunu doldurduğun an tamamlanmış hisseder. Tamamlanmış hissetmişken tekrar her şeyini kaybetmiş, yalnız biri gibi hissedeceksin bu çok zor biliyorum, hepsinden önce anlıyorum da ama bu sefer yalnız kalmayacaksın.

Seni ne olursa olsun yalnız bırakmayacağım. Bir insanın kalbinde yer edinirsen yokluğunda bile orada kalmaya devam edersin. Ben de ebediyen kalbindeyim, bunu hiç aklından çıkarma olur mu?

En önemli olan ruhsal birlik. Herkes fiziksel olarak yanında olabilir ama bizim ruhlarımız bir. Bunları hiç unutma.

Seninle uzunca bir şeyler yaşamadık hatta kısacık diyebileceğimiz bir süre kadar az bir şeyler yaşadık. Kısacık fakat yaşayabileceğim en yoğun duygulara karşılık gelen anlardı bunlar. Aklımı başımdan alan, ne yapacağımı bilemediğim, bazen kalbime fazla geldiğini hissettiğim anlardı. Kısacıktı ama aşktı.

Hayatımın hiçbir zamanında aşık olabileceğimi düşünmemiştim. Hatta aşkın ne olduğunu öğrenebileceğimi bile düşünmemiştim. Aşk yaşayan bir tanıdığım hiç olmamıştı, ben zaten yaşamamıştım. Bu yüzden aşk bana her zaman çok uzak gelmişti. Senin bana öğrettiğin şeylerden biri de buydu; aşk ansızın, beklemediğin bir anda kapını çalmaya bile gerek duymadan hayatının tamamı oluyordu.

KOMUTANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin