Ona aşık olduğumu ve onu ilk görüşümden bu yana böyle hissettiğimi söyledim. Bunu söylediğim an gözleri parlamış ve suratı kıpkırmızı olmuştu.
Kendimi izleniyormuş gibi hissettim ve kafamı çevirdiğimde dışarıda sabit bir şekilde bana doğru bakan birini gördüm. Onun kim olduğunu anlamamla beraber aniden yerimden zıpladım ve jeongini kolundan tutup içeri çektim. Nefes nefeseydim. Jeongine bağırarak hemen buradan gitmem lazım dedim ve hızlıca aşağıya inmeye başladım. Şok geçirmişti.
"Ne oldu Hyunjin. Yüzün bembeyaz oldu. Neden gitmen gerek? O gördüğün adam kimdi? Verdiğin tepki o adamla mı ilgili?" diye bağırıyordu arkamdan jeongin.
Çıkarken duyduğum son söz "Lütfen beni yalnız bırakma" oldu. Bu söz kalbime dokunmuştu ama gitmek zorundaydım. Yaptığım hatanın farkına vardım ve hızlıca dünyadan ayrıldım. Geldiğimde hemen odama girdim kapıyı kapattım ve oturup ağlamaya başladım. Tam bir salaktım ve her zaman duygularıma yenik düşüyordum.
Yatağımın yanında duran aynaya hızlıca bir yumruk attım ve yumrukla birlikte aynayı paramparça ettim. Elimden kan sızıyordu ama farkına varmamıştım ,yatağa tekrar oturdum ve yatağa da kan bulaştırdım.
O gördüğüm adam babamın hizmetçilerinden biriydi ve insan kılığına girmiş beni izliyordu, insanlarla konuşmak yasaktı ve ben bildiğin oturmuş jeonginle kahve içiyordum. Babamın gazabı çok büyük olacaktı bunu hissediyordum. Nasıl bu kadar aptal davranabilmiştim.
Babam genelde beni izlemesi için hizmetçilerini gönderirdi ve her zaman beni takip ederdi ama son zamanlarda bana güvendiği için böyle şeyler yapmıyordu. Her gün çiçekçide saatler geçirdiğimi anlamış ve şüphelenmiş olmalıydı.
Asıl korktuğum şey bana vereceği ceza değildi. Jeongine zarar vermesinden korkuyordum. Bunun olmasına asla izin veremezdim bu yüzden hizmetkarla konuşup kimseye söylememesi için ona yalvaracak, gerekirse zor kullanacaktım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Devil's Love - Hyunin
RomanceHyunjin çok güçlü bir şeytandı ama onu güçsüz kılan biri vardı. Bu güçsüzlüğün bedelini ağır ödeyecekti...