Jeongin'in dilinden
Son gecemizdi.
"The night we met" i açtık ve çimlerin üzerinde yalın ayak dans ettik. Bakıştık, öpüştük. Kokumu içine çekiyordu. Saçlarımı okşuyor ve gözlerimin içine bakıyordu. Gökyüzünde yıldızlar ışıl ışıl parlıyordu. Yeryüzündeki en güzel geceydi. Doğa mutluydu çünkü akla gelebilecek en güçlü aşka tanık olmuşlardı.
Yere oturduk, başımı omzuna yasladım ve onu dinlemeye başladım. "Sana bir şarkının sözlerini okuyacağım sevgilim." dedi. Gözlerimi kapattım...
"Başını göğsüme yasla. Sana eskiden yaşayabilecek olduğumuz hayalin hikayelerini anlatacağım. Görmüş olabilecek olduğumuz yerlerin hikayelerini, Yapmış olabileceğimiz şeylerin hikayelerini, Olmuş olabileceğimiz insanların hikayelerini."
Ve başladı anlatmaya,
"Deniz kenarındaydık, evimizin bahçesinde oturuyorduk. İkimiz de yaşlanmıştık ama hala ilk günkü gibi birbirimize aşıktık. İki tane de kedimiz vardı, onlarla oynuyorduk. Beraber bir sürü yağlı boya tablo yapmıştık. Evimizin arkasında kocaman bir beyaz gül bahçemiz vardı, ben her gün onlarla ilgilenirdim. Beraber denize giriyorduk ama ben yüzme bilmiyordum. Bu yaşıma gelmiştim nasıl yüzme bilmezdim ki. Sen bana öğretiyordun ve ben yine de öğrenemiyordum. Ben sana resim çizmeyi öğretiyordum sen bana yemek yapmayı. Her şeyi birlikte yapıyorduk. Cilt cilt kitaplar okuyorduk birlikte. Bir tane seyahat defteri almıştık ve karavanla dünyayı dolaşıyorduk. Her ne kadar sevgilimin yaptığı pizzayı daha çok beğensem de yine de pizza yemek için İtalya'ya gidiyorduk. Kıt kanaat geçiniyorduk ama gözümüz parada değildi. Amacımız sadece beraber olmaktı.
Yavru kaplumbağalar doğduğunda ölmesinler diye onları korurduk, tek tek hepsini denize ulaştırırdık. Her sabah çıkar spor yapardık. Saatlerce sohbet eder gülmekten karnımıza ağrılar girerdi. Yaşlıydık ama hayat doluyduk. Çünkü bize hayat veren şey dünya üzerindeki en güçlü duyguydu, aşktı."
Kendimi tamamen bırakmıştım. Gözyaşlarım içinde boğuluyordum. Konuşamıyordum. Bunu hayal etmek bile o kadar güzeldi ki.
Hyunjin'in dilinden
Ona hayalimdeki hayatı anlatmıştım, ağlıyordu. Bende ağlıyordum. Bu gerçek miydi? Bu gerçekten son muydu?
"Hyunjin, ölürken canım çok yanacak mı?"
Canım yanıyordu, hem de çok...
"Hayır buna asla izin vermezdim."
Gözleri yaşlı kanatlarımı okşuyordu, çok güzel olduğumu söylüyordu.
Göz göze geldik, gözleri parlıyordu.
"Bütün göklerin en güzel iki yıldızı işleri olduğundan, senin gözlerine yalvarıyorlardı biz dönünceye dek siz parlayın diye"
"Seni seviyorum" dedi fısıldayarak,
Beni öpmeye başladı, onu kollarımın arasına aldım ve öpüşmeye devam ettik.
Dudağı dudağımı ele geçirmişti.
Ve bir anda dudakları dudaklarımı bıraktı, hareketsizdi artık dudakları. Kollarımın arasında tuttuğum bedeni kayıp gitmişti şimdi kollarımın arasından. Tamamen hareketsizdi artık. Gözleri aşkla değil tamamen boş bakıyordu.
Artık ağlamalarımız değil sadece benim çığlıklarım duyuluyordu gecede...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Devil's Love - Hyunin
RomanceHyunjin çok güçlü bir şeytandı ama onu güçsüz kılan biri vardı. Bu güçsüzlüğün bedelini ağır ödeyecekti...