24

248 38 9
                                        


Sabah olmuştu. Kollarımda hala Jeonginin cansız bedeni vardı. Sanki huzurlu bir uykuya yatmış gibiydi. Sabaha kadar başında ağlamıştım. Sabaha kadar onun adını haykırmıştım belki beni duyar diye. Bu acının tarifi yoktu.

Onu kucağıma aldım ve ailesinin yanına götürdüm. Toprağı elimle eşeleyerek kazdım, anlına son bir öpücük kondurdum ve onu gömdüm. Sevgilim umarım orda huzur bulabilirsin. Yani cennette.

Son olarak mezarın üstüne beyaz güller diktim. Artık mezarı bembeyazdı.

Jeonginin ona aldığım kolyesini mezarının başına koydum, yanına çöktüm ve toprağa başımı koydum. Son kez onunla konuştum.

"Gerçek aşk sonsuza kadar sürer aşkım, seni sonsuza kadar seveceğim."

Artık ağlayamıyordum. Hissizleşmiştim. Hissettiğim tek şey nefretti. Onsuz dünyadaki her şeyden nefret ediyordum.

Mezardan ayrıldım ve ruhsuz bir şekilde yürüyerek tekrar çiçekçiye geldim. Eve girdim ve etrafı biraz gezdim. Anılarımızı hatırladım. Seviştiğimiz geceyi, yaptığımız yemekleri, okuduğumuz kitapları hatırladım. Fotoğraflarımıza baktım.

Onu evin içinde anımsadım, bana bakıp tatlı tatlı gülümserken, mutfakta çay yaparken, resim yaparken. Sanki hala buradaymış gibi...

Önceden bu ev benim cennetimdi, huzur bulduğum ve ruhumu dinlendirdiğim tek yerdi. Ama şimdi cehennemim olacaktı.

Son bir kez Jeonginin benim için yaptığı o güllü çaydan yaptım. Balkona oturdum ve içtim. İlk içtiğimde tadına doyamamıştım ama artık tatsızdı. Tıpkı diğer her şey gibi...

Kanatlarım... Kanatlarım artık beyaz değildi. Simsiyahtı. Tanrıya karşı gelmiştim ve artık bir melek değildim. Şeytandım...

Bu öyle bir hayattı ki aşık olduğunda şeytan oluyordun. Öyle acımasız bir hayattı.

Elime kolonya aldım ve bahçe de dahil olmak üzere evin her tarafına döktüm.

O yangın jeongini bana getirmişti, bu yangın da belki beni jeonginime götürürdü.

Üzgünüm aşkım sana verdiğim sözü tutamadığım için. Sensiz ben diye bir şey olamazdı. Bunu yapamazdım.

Ve kibriti yakıp yere bıraktım. Bırakmamla beraber ev yanmaya başladı.

Emininim ki Jeongin cennetteydi ama ben cenneti hak etmiyordum. Ateşler üstüme gelmeye başlamıştı. Isıyı hissediyordum ama dayanabilirdim. Hiçbir acı artık bana zarar veremezdi çünkü en büyüğüyle yüzleşmek zorunda kalmıştım. Artık acı hissetmiyordum, sadece karanlık ve sessizlik vardı...

Demek ölüm böyle hissettiriyordu. Kurtulmak gibi...



Devil's Love - HyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin