2

642 77 9
                                    


Kapıyı araladım ve içeriye girdim. Girer girmez babam beni görmüştü , hoş geldin Hyunjin dedi ama ona cevap vermedim. Odanın her yerini ilk defa görüyormuşçasına detaylı bir şekilde inceliyordum. Oldukça karanlık ve geniş bir odaydı. Duvarlarda işlemeler vardı ve insanı huzursuz hissettiriyordu. Babam biraz yüksek bir koltukta oturuyordu, korkutucu görünüyordu gözleri parlıyordu, kırmızıydı.

Beyaz en sevdiğim renkti ve odamda yüzlerce beyaz gül yetiştiriyordum. Normalde beyaz saflığın ve güzelliğin rengini temsil ederdi ama babamda bu renk korkunç bir hal alıyordu. Kırmızı dudaklarını kıvırıp bana bakarak sırıttı.

"Nasılsın bakalım" dedi. Şaşırdım ama uzun sürmedi. Asla gerçekten nasıl olduğumu bilmek istemezdi, dalga geçer gibi sormuştu. Zaten cevap vermemi beklemeden konuşmaya devam etti. "Seni neden buraya çağırdığımı biliyor musun" dedi.

"Ne yapmam gerek" dedim itaatkar bir şekilde. Artık bu işe alışmıştım. Öldürmem gereken kişiyi öğrendim ve kılık değiştirerek dünyaya indim. Uzun boylu, beyaz tenli uzun siyah saçlı ve yakışıklı biri kılığındaydım. Beyaz soluk kanatlarım ve babamınkiler kadar uzun olmayan ince beyaz boynuzlarım burada yoktu. İnsan halimi çok seviyordum. Kendimi gerçek bir insan olarak hayal edip yaşayabileceğim güzel hayat ihtimaline sığınıyordum burada. Bu imkansız olsa da hayal etmesi muazzamdı.

Her zamanki gibi nefret ettiğim işimi hızlıca hallettim ve her zaman yaptığım şeyi yapmak için yola koyuldum. Babamın da bildiği ve bu konuda bana izin verdiği bir şeydi bu. Her insan öldürüşümde dünyadan bir beyaz gül alıyor ve onları odamda yetiştirip suluyordum. Bu konuda çok hassastım ve bunu yapmayı seviyordum. O çiçekler bana gerçek kimliğimi hatırlatıyordu yani kötü biri olduğumu olmam gerektiğini. Aynı zamanda öldürdüğüm insanların saflığını.

Normalde insanlar ile iletişim kuramazdık ama babam yalnızca bunun için bana izin veriyordu çünkü ne kadar ısrarcı ve isyankar biri olduğumu biliyordu. Sürekli gittiğim ıssız bir yerde bulunan bir çiçekçi vardı ve her gidişimde oradan beyaz gül fidanı alıyordum. Çok konuşmadan alıp çıkıyordum. Onlar da benim geleceğimi biliyorlardı ki her zaman ellerinde beyaz gül fidanı bulunurdu.

Neyse yine her zamanki gibi işimi halledip çiçekçiye gittim, içeriye girdim. Bugün içerisi oldukça boş ve sessizdi. Sadece kasada genç bir çocuk vardı, bu çocuğu ilk defa görüyordum...

 Sadece kasada genç bir çocuk vardı, bu çocuğu ilk defa görüyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Devil's Love - HyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin