Devil's Love - Hyunin

16[M]

Bilmeyenler için bölüm başlığında yazan M işaretinin anlamı smut bölüm yani müstehcen ya da cinsellik içeren bir bölüm olacağı anlamına gelir.

Eğer rahatsız olacağınızı düşünüyorsanız bölümü atlayabilirsiniz. Sonunu romantik yazdığım için orayı okursanız fena olmaz. Ayrıca yorumlarınızı bekliyorum

Şimdiden iyi okumalar.

Kulağıma doğru yaklaşıp beni sevdiğini söyledi fısıldayarak. Nefesi kulağıma gelmişti. Uzun zaman susuz kalmış gibi kurumuş dudaklarımı yaladım. Aslında ben Jeongine susamıştım.

Yüzü bana çok yakındı. Nefesini hala bedenimde hissedebiliyordum. Yavaşça yüzüme daha çok yaklaşıyordu. Cesur davranıyordu ve bu onu daha da çekici yapıyordu. Sonunda dudakları dudaklarıma değdi. Öpüşmeye başladık. Ondaki cesaretin daha fazlasını kendimde hissediyordum artık. Yavaşça geri çekildi ve bu sefer ben dudaklarına atıldım. Dilimi ağzının içine soktum ve tutkulu bir şekilde dudaklarını emmeye başladım. Tattığım en lezzetli şeydi.

İhtiyacım olan tek şey jeonginin ruhuna ve bedenine sahip olmakmış ve ben bunu sonunda başarmıştım. Ellerimi saçlarının arasına soktum ve saçlarını okşayarak başını kendime daha da yaklaştırdım. Dudağını ısırdım ve çekiştirdim. O da bana aynısı yapıyordu. Canını yakmaktan korkuyordum ama zevk aldığını da biliyordum.

Elleri bacaklarımdaydı ve öpüşmeyi kesmeden yatakta dizlerinin üzerine kalktı. Benden yukarı hizada duruyordu bu yüzden dudaklarına yetişebilmek için başımı kaldırdım. Ellerimi başından çekip karnına götürdüm. Karın kasları büyüleyiciydi.

Öpüşmeyi bıraktı ve boynumdan öpmeye başladı. Biraz daha yukarı çıkıp kulağımı emdi. O bunları yaparken elimi karnından aşağıya indirdim ve tişörtünün bittiği noktaya getirip tişörtü biraz kaldırdım. Tenine değdim , alev alev yanıyordu. Elimi içeri sokup sırtında ve karnında dolaştırmaya başladım. Artık bu tişörtten sıkılmıştım ve üstünden çıkarıp attım. Gülmüştü.

Artık öpme sırası bendeydi. Kollarından tutup onu yatağa yatırdım. Boynundan başlayarak ve yavaş yavaş aşağıya inerek bedenini öpüyordum. Arada kafamı kaldırıp gözlerine bakıyordum. Gözleri parlıyordu ve gülümsüyordu. Bende ona karşılık verip gülümsüyordum ve sonrasında işime devam ediyordum.

Jeongin üzerimdeki siyah tülün düğmelerini açmaya başladı ve çıkardı. Yatakta doğruldu ve göğsünü göğsümle birleştirdi. Kalp atışları o kadar güçlüydü ki tenimde hissedebiliyordum. Kollarını boynuma doladı ve tekrar dudağıma yapıştı.

Öpüşürken bir yandan jeonginin kemerini açıyordum. Pantolonu ve iç çamaşırını çıkarmam yaklaşık on saniye sürmüştü. Çıkarıp fırlattım. Utanmasından korktum ama çok da umursamış gibi durmuyordu. Kendiminkini de çıkardım ve yatağın yanına fırlattım. Jeonginin üzerindeki tek şey ona aldığım kolyeydi. Ona baktım, çıplakken ve üzerinde yalnızca kolyesi varken büyüleyiciydi. Çıplak güzel bedeni tamamen kollarımın arasındaydı...

Jeongin'in dilinden

Hyunjin sanırım bu işte profesyoneldi ya da ben fazla heyecanlıydım. Nasıl olduğunu anlamadan ikimiz de tamamen çıplaktık. Normalde çok utanacağımı düşündüğüm bir şey olsa da hyunjinin yanında çok rahat hissetmiştim.

Gözlerimi vücudunda gezdirdim. Gördüğüm şey bir insan değildi. Bir insana göre fazla güzeldi, her zerresine deli gibi aşıktım ve ona sahip olmak başıma gelebilecek en güzel şeydi.

Onun altındaydım ve omuzlarından tutup yatağa attım ve üstüne çıktım. Bileklerinden tutup kollarını yukarı kaldırdım, cesurca yüzüne bakıp gülümsedim. Bacaklarını açmasını istedim.

Bacakları inanılmaz güzel ve uzundu. Teni bembeyazdı ve sanki parlıyordu.

Bacaklarını açtı ve kafamı bacaklarının arasına sokup penisini ağzıma aldım. Hyunjine baktım, dudaklarını ısırıyordu ve inliyordu. Dayanılmaz gözüküyordu. Boşalmasını sağladıktan sonra hemen penisini bırakıp tekrar dudaklarına atladım. Sanırım dudakları benim en dayanamadığım yeriydi. Boynuna indim ve kokusunu içime çektim. Kokusu beni sarhoş ediyordu. Buna aşk sarhoşu deniyordu.

Hyunjin de benim gibi kıpkırmızıydı ve bedeninin ısısı beni yakıyordu. Yatakta doğruldum ve hızlıca arkama geçip sırtıma sertçe bastırarak eğilmemi sağladı. Acaba bu onun ilki miydi? Merak etmiştim çünkü çok profesyoneldi. Çok seksiydi ve yaptığı her hareket beni öldürüyordu.

Eğilmemi sağladı ve artık onu içimde hissediyordum.

Hyunjin'in dilinden

Jeonginin inleme sesini duyuyordum sadece. Odada yankılanıyordu.

Bitirdiğimde bana yaptığı gibi jeonginin penisini ağzıma aldım, emdim ve ısırdım. Zevk almasını istiyordum. Bana yaşattığı zevkten fazlasını ona vermek için elimden geleni yapıyordum.

Daha sonra pozisyon değiştirdik ve artık o benim içimdeydi. İnanılmaz zevk alıyordum, inliyor ve dudaklarımı istemsizce ısırıyordum.

Ipıslak ter olmuştuk ve nefes nefese kalmıştık. Saatlerdir birbirimizi öpüyor kokluyor ve asla birbirimize doyamıyorduk.

Başladığımızdan bu yana oldukça zaman geçmiş olmalıydı ama bana büyülü bir saniyeymiş gibi gelmişti. İkimizde yorulmuştuk. Durduk ve yatağa uzandık. İkimizde çıplaktık ve karşılıklı uzanmış birbirimizin gözlerine odaklanmıştık. Çok güzel ve aşık bakıyordu.

Jeonginin yüzüne yaklaşıp sevişirken öptüklerimden çok daha farklı bir öpücük kondurdum dudaklarına.

"Hyunjin, bana asla unutamayacağım bir gece yaşattın. Sen ruhuma iyi gelen bir meleksin. Teşekkür ederim" dedi.

O kadar çok seviyordum ki onu. Ne diyeceğimi bilemedim.

"Bedenim çürüyene ve ruhum yok olana kadar seni sevmeye devam edeceğim. O gün gelene kadar hayattaki tek amacım seni mutlu etmek olacak çünkü sen bunu hak ediyorsun, sevgilim." dedim.

Bu an asla bitmesin istiyordum.

Sevişirken vücutlarımız alev alev yanıyordu ama aslında oda soğuktu ikimizde çok terliydik bu yüzden jeonginin üşüdüğünü düşündüm.

"Üşüyor musun canım, seni örtmemi ister misin?" diye sordum.

Üşüdüğü belli oluyordu, kabul etti ve ikimizin üstüne de yorganı örttüm. Elimi jeonginin saçlarında gezdirip saçlarını okşamaya başladım. Hala gözlerimin içine bakıyordu. Uykusu gelmişti, gözleri yavaş yavaş kapanıyordu.

O uyuduktan sonra benimde uykum gelmişti. Rüyalara dalma zamanı gelmişti ama hiçbir rüya şu andan daha güzel olamazdı...