13

296 53 17
                                    


Sabah oldu ve yeni görev için yani dünyaya tekrar inmek için hazırlanmaya başlamıştım. Bugün çok mutluydum. Babam her zamanki gibi çok meşguldü ve benimle ilgili olan hiçbir şeyden haberi yoktu. Babamı uzun zamandır görmüyordum çünkü görevleri bana başka biri yoluyla ulaştırıyordu. Benimle ilgili haberleri sadece hizmetkarından alabiliyordu ve hizmetkar benim için babama yalan söylüyordu ve ben Jeonginle istediğim kadar zaman geçirebiliyordum.

Hızlıca hazırlandım , bugün her zamankinden daha özenliydim çünkü bugün Jeonginin doğum günüydü. Görev alabildiğim için çok mutluydum çünkü bugün yanına gidemeseydim gerçekten çok üzülürdü.

Kırılan aynamın sağlam kalan kısmından kendime baktım. Umarım kırık ayna şanssızlık getirmiyordur diye düşündüm ve güldüm. Böyle şeylere asla inanmazdım.

Bugün altıma siyah düz pantolon giymiştim üstüme ise vücudumu gösteren tül siyah bir gömlek giymiştim. Üzerimde çok güzel durmuştu. Saçlarımı salmıştım. Yüzüme özenli bir makyaj yapmıştım. Gözlerime far ve kalın dudaklarıma da kırmızı ruj sürmüştüm. Acaba Jeongin beni böyle gördüğünde ne düşünecekti.

Son buluşmamızda bana deliler gibi aşık olduğunu ve beni her zaman yanında istediğini söylemişti. Bunu düşününce yine kalbim çok hızlı atmaya başladı. Hızlıca odamdan ayrıldım ,elime jeonginin doğum günü hediyesini de alıp dünyaya indim.

Dünyaya geldiğimde işimi hallettikten sonra bir yere uğrayıp küçük bir fotoğraf makinesi aldım. Artık anılarımızı ölümsüzleştirmenin vakti gelmişti.

Jeongin'in dilinden

Bugün doğum günümdü ve hyunjinin gelmesini bekliyordum. Akşam saatleri olmuştu ama hyunjin hala gelmemişti. Gelmeyeceğini düşünüp üzülmüştüm. Oysa ki bugünü beraber kutlamayı çok istiyordum. Son buluşmamızda ona olan aşkımı kelimelerle ifade edebilmiştim sonunda. Zaten davranışlarımla belli ediyordum ama söylemeye asla cesaret edememiştim. Hava kararmak üzereydi ve tam umudumu kesecektim ki hyunjini gördüm. Ağzım açık kalmıştı. İnanılmaz derecede mükemmel görünüyordu. Üzerindeki kıyafetle vücudu gözüküyordu ,çok seksiydi. İstemeden yutkundum , sanki nefesim kesilmişti. Yüzüne makyaj yapmıştı ve saçını salmıştı. Her geçen gün daha çok aşık oluyordum. Sarhoş gibiydim çünkü o beni sarhoş ediyordu.

İçeri girdiğinde gülümsüyordu. Ben ise odun gibi ayakta dikilmiş dilimi yutmuş gibi ona bakıyordum. Yanıma yaklaştı ve yanağıma bir öpücük kondurdu.

"Doğum günün kutlu olsun aşkım" dedi.

Ne, aşkım mı dedi o bana. Yok canım ben yanlış duydum galiba. Hala mal gibi suratına bakıyordum. Bu çocuk yüzünden aklımı yitiriyordum galiba.

"Neden konuşmuyorsun beni özlemedin mi yoksa" dedi.

Kendime geldim ve gülümsedim. "Seni özlemediğim tek gün öldüğüm gündür" dedim. Boynuna atladım ve ona sımsıkı sarıldım, kokusunu içime çektim. Çok güzel kokuyordu. Hiçbir koku sıkmıyordu kendine çünkü kendi kokusu tek başına ona yeterdi, tüm çiçeklerden daha güzel kokuyordu.

Dükkanı kapattım ve onu elinden tutup odama çıkardım...

Devil's Love - HyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin