hayirli cumalar bu bolum kisa unlemli bir uyari icerir
*
pazar
21.03
mecnun
buğra"buğra," diye yüksek sesle buğra'ya seslendi. "...siktir git artık ya, sal şu topu amına koyayım." sinirli bir şekilde w tuşuna basarken dudakları aralık, kaşları çatıktı. en sonunda gol yediğini gördüğünde asabi bir şekilde klavyeyi ileri itti ve geri çekildi. "oynayacağın oyunu sikeyim, hani bilerek yenilecektin abi?"
"abi," inanamayarak ona bakan buğra'nın gözleri irice açılmıştı. "...boş kaleye gol atamıyorsun, bende mi suç?"
"e zor oyun, ne yapabilirim?"
"kafa topu mu?"
"gel bir daha."
gülerek başını iki yana salladı buğra. "tamam, gel."
birkaç saniye boş boş buğra'ya baktıktan sonra onu hiç reddetmeden öne doğru eğilip ellerini klavyeye koydu. buğra'ya hiçbir şey demeden yatakta ona doğru kaymaya çalıştığında buğra kolunu geri çekip ona bakmıştı. titrek bir sesle "ne yapıyorsun?" derken gülmüştü.
"oraya ben geçeceğim."
"ne fark ediyor?"
"hile yapıyorsun."
"lan kale boş."
"çekil."
gözlerini devirerek geri çekilen buğra yatakta kendini arkaya atmış ve mecnun'un geçmesini beklemişti. en sonunda mecnun'la yer değiştirdiklerinde buğra yüzüstü bir şekilde uzanmış ve parmaklarını gevşekçe tuşların üzerine koymuştu. "başlatayım mı?" mecnun onu dinlemeden boşluğa basıp oyunu başlattığında buğra gülmüştü.
"ya çalışmıyor bu." diye mızmızlandığında buğra ona dönmüştü.
"sayılara basıyorsun çünkü amına koyayım."
"he."
"lan kendi kalen orası."
"niye bana gol atıyorsun?"
"ellemedim bile topa."
"ben karakterimi değiştireceğim." esc'ye basıp menüyü açtığında buğra dirseklerini kıvırmış ve çenesini kollarının üzerine yaslamıştı. "senin karakterin çok çirkin."
"lan messi."
"yarrak gibi çizmişler abi benim suçum mu?"
"değiştir o zaman."
"bu olacağım ben." buğra laptopun yanındaki portakal suyunu alırken ekranı izliyordu. başını kaldırıp bardağı dudaklarına götürdüğünde mecnun hâlâ karakter değiştiriyordu. "sen de bu ol."
gülerek bardağı dudağından çektiğinde yutkunmuştu. öylesine "ne var bunun içinde?" diye sorduğunda yalnızca bir an mecnun'un gözleri ona dönmüştü.
"portakal." dedi ekrana bakmaktan kaynaklı bir dalgınlıkla.
"başka?"
el yordamıyla buğra'nın elindeki bardağa uzandığında buğra ona yardımcı olup bardağı mecnun'a vermişti. "şeker kattım çok az."
"güzel olmuş."
kendisi de buğra'nın bardağından içip bardağı yine el yordamıyla onun parmaklarının arasına geri bıraktı. "bak sen bu oldun."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
rideau
Historia Cortabirkaç saniye öylece buğra'yı izledi. mecnun, buğra'nın düşündüğü kadar basit biri değildi. belki de ikisi de birbirlerini en başında yanlış tanımışlardı. mecnun, çantasını daha sıkı tuttu; yedi yılını boşa geçirmiş olma ihtimali onu korkuttu. "ben...