Dokuz diyardan gelen elçiler Asgardda Odin'in barış antlaşması için toplanmışlardı.Odin dokuz diyarda barış ilan etmiş ve bir hafta boyunca Asgard'a gelen elçileri ağırlamak için Loki ve Thor'u görevlendirmişti.Bizim iki Asgardlımız bu iş için pek gönüllü olmasada itişe kakışa bir şekilde yapıyorlardı.
Hazırsanız hikayeyi anlatması için sözü Midgard elçisine bırakıyorum sevgiler...
Asgarddan içeri girdiğim an büyülenmiştim.Gökkuşağı köprüsü ve Heimdall'ı görmek benim için bir şerefti.
Dünyamda-ya da Midgardda-Üç yıllık Midgard elçisi seçilmiştim.Dünya'yı yönetmesemde temsil amaçlı buradaydım.En büyük hayalim Asgard'ı görmek olabilir.
Midgard heyetinde kıran kırana ve günler süren oylamalar sonucu kazanmıştım.Her üç yılda bir değişen elçilik makamına oturmuştum.İlk seçildiğim gün koltukta boş boş oturmuş ve ne yapacağımı bilememiştim.
Sonra Odin'den bir elçi gelip beni Asgard'a,Midgard'ın elçisi olarak davet ettiklerini söylediler.Heyecandan yerimde duramıyordum.
Oralarda giyilen kıyafetler dünyadakilerle aynı değildi.Orada bana kıyafet vermelerini umuyordum.Tek derdimin bu olmasını diledim.Gezegenimi en iyi şekilde temsil edip güzel ittifaklarla dönecektim.Böylece bir sonraki elçilik seçimlerinde şansımı arttırabilirdim.Belki Asgard'a bir daha gelebilirdim!
Buraları geçecek ve şimdiye yaklaşacak olursak şu an Gökkuşağı köprüsündeydiz.Thor ve Loki bizi karşılamış ve köprüden geçiyorduk ki...
Hangi gezegenin elçisi olduğunu bilmediğim bir adam Loki'nin altın boynuzlarına kafayı takmış ve ikide bir laf atıyordu.Loki sinirle geri dönüp arkamda bulunan adamın boynuna asıldı.Thor önden diğer elçilere eşlik ediyordu.
"Başlarım barışına da..."
"Hey!Bırak onu öldüreceksin!"
Loki yeşil gözlerini alayla bana çevirdi.Gözlerimin içine bakarak adamın boynunu daha çok sıkmaya başladı.Panikle etrafa baktım.Thor ve diğer elçiler çoktan gökkuşağı köprüsünü geçmişlerdi.
"Prens Loki dinle lütfen onu öldürmenin sana hiçbir faydası yok.Onu öldürmek yerine hayatı boyunca işkence yaparsan daha acı çekmez mi ha?"
Loki'nin tek kaşı havalandı.Böyle bir şey dememi beklemiyordu.Bende beklemiyordum.Sadece o an düşünebildiğim adamı kurtarmaktı.Onu bıraksın yeter.Odin'e karşı gelmezdi.Gelmezdi değil mi?
"Fikrini beğendim Midgardlı.Öyle olsun."
Loki adamı bırakıp büyük adımlarla Thor'a yetişmeye çalıştı.Sonunda nefes alabilen adam biraz soluklandıktan sonra ayağa kalkıp sertçe kolumu tuttu.
"Hey Midgardlı!"
Benden uzun,kel olan adama gözlerimi çevirirken yavaşça yutkundum.
"Senin derdin ne?Az önce kötülük tanrısına 'hayatımı mahvetmek daha eğlenceli olmaz mı' diye sordun resmen!"
"Özürdilerim,özürdilerim.Prens Loki'nin size bir şey yapacağını pek sanmıyorum.Sonuçta Odin-"
"Prens Loki'yi hiç tanımıyorsun değil mi?"
Kel adam bana acır gibi bakarak kolumu bıraktı.Beni arkada bırakarak ilerlemeye başladı.Koşarak adama yetişmeye çalıştım.Sesimi duyması için gür bir şekilde konuştum.
"Bayım bunu telafi edeceğim.Prens Loki ile konuşup böyle bir şey yapmayacağından emin olacağım tekrar özürdilerim."
Adam adımlarını yavaşlattı ve ona eşlik etmeme izin verdi.
"Midgardlı sen burada en sırıtan kişisin biliyorsun değil mi?"
"Ne demek istiyorsunuz?"
"Kendi gezegeni dışına çıkmamış ve hiç bir özelliği olmayan tek kişisin herhalde."
"Ha o anlamda.Anladım." diye mırıldandım.Kel adam doğru söylüyor olabilirdi.Gelen elçilerin hepsinin insan formu yoktu.Bir buz devi görmüştüm.Kimseye dokunmamak için arkadan yürüyordu.Aynı şekilde ellerinden ateş saçan bir ablamız vardı.Sanırım elçiler içindeki tek kız bizdik.Ateş saçan ablayla henüz tanışmamıştım.Ama ona fazla yaklaşmamayı da kendime not almıştım.
Asgard sarayının girişine gelince duraksadım.Sağıma soluma bakıp bizi yönlendirecek birini görmeyi umdum.Kel adam yolunu biliyormuş gibi önden gitmeye başladı.Hızla peşine takıldım.
Kel adamı takip ederken koridor boyunca yerlerden tavana kadar olan altın işlemelere baktım.
Sen kızınla tüm diyarı fethet sömürgecilik yap.Sonra keyfi bitince ben barış yanlısı olacağım diyip kızını bir yere kapat ve hiçbir şey olmamış gibi yaşa.Ne güzel!Odin'den bahsediyorum.Gezegenler arası tarih dersinde ve hukukunda böyle şeyleri görmüştüm.
Burada gördüğüm her altın işleme bana Asgard'ın bir zamanlar sömürge yaptığını hatırlatıyordu.Ben tavandaki mozaik işlemelere bakarken kel adamın radarımdan çıktığını fark etmemiştim.
Nerede olduğuma dair bir fikrimde yoktu.Önünde bulunduğum kapılardan birini çalıp bir çıkış göstermelerini rica edebilirim.Ya da koridor boyu ilerleyip bir muhafız bulmayı umabilirim.
Şansa inanmam.Seçimi benim yerime kader yapmıştı.Önümdeki altın işlemeli kapı açılırken sesler yükseldi.
"Kapa çeneni Thor!"
"Loki kavgadan kaçıyorsun şu an.Buraya gel."
"Ben kavgadan kaçmam tartışma burada bitmiştir."
Loki sertçe Thor'un kapısı olduğunu düşündüğüm kapıyı çekti.Dönüşüyle göz göze geldik.
"Midgardlı sen bizi mi dinliyorsun?"
Loki eliyle kendini ve Thor'un kapısını gösteriyordu."Ne hayır.Kesinlikle hayır.Thor'un odası olduğunu bile bilmiyordum."
"Değil zaten benim odam.O çıkmayınca ben çıktım.Bazen beni delirtiyor."
"Şey benim odamın nerede olduğuna dair bir fikrin olabilir mi acaba?"
"Pekala beni takip et Midgardlı."
Loki'yi takip ederken kel adam için konuşmam gerekenleri kafamda toparlamaya çalıştım.
"Prens Loki."
"Dinliyorum."
"Köprüde söylediğim şeylerde ciddi değildim.O adama cidden işkence yapacak mısın?Biri suçluysa o benim yani-"
"Midgardlı."
"Loki hayır.Yani Prens lok-"
"Midgardlı!"
"Benim bir ismim var ama!"
"İsmini bilsem söylerdim değil mi?"
Elimle alnıma vurdum.Kendimi takdim bile etmeden konuşuyordum.
"Haklısınız.Ben Elizabeth.Eli deseniz yeterli."
"Pekala Eli,benden sana bir ders kimi savunduğunu biliyor musun?O adam istese bana karşılık verebilecek güçte."
Loki duraksadı ve karşısında bulunan kapıyı parmağıyla işaret etti.
"Yani ona işkence etmeyeceksin?"
Loki sırıtıp cevap verdi.
"Kimi savunduğunu hâlâ bilmiyorsun değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Loki Fanfiction
FanfictionBu bir Loki Fanfictionıdır. Bir Midgardlıyla bir Asgardlının hikayesi...