11

28 4 0
                                    


Flacie ona sarılmadan önce Cade'i inceleyebilmek için sadece birkaç saniyesi olmuştu. Sağlıklı görünüyordu. Kumral saçları her zamanki gibi birbirine karışmıştı, yeşil gözleri şimdi yorgun görünüyordu ama hala eski Cade'di, Flacie bunu biliyordu.

"Flacie." dedi çocuk fısıldayarak. Flacie onun nefesini boynunda hissedebiliyordu.

Çok uzun bir süre sonra birbirlerinden ayrılınca Flacie gülümsemeden edemedi. En son annesi onun yanına ilk defa geldiğinde bu kadar mutlu olmuştu.

" Özür dilerim, çok geciktim." dedi Flacie.

Cade, onun elinden tutup evin içine çekti. Yorgun gözleri şimdi parlıyordu.

Evin Siderea'daki klasik bir evden pek bir farkı yoktu. Sadece biraz daha küçük ve daha az eşyalıydı. Geçici süre için kullanılacak gibiydi. Açık mavi duvarlara tablolar bile asılmıştı. Beyaz koltukların karşısına küçük bir televizyon konulmuştu. Arkadaşları, Flacie'nin üç aydır yaşadığı laboratuvardan çok daha konforlu yaşamıştı.

Flacie önündeki uzun koridorun solundan gelen Pax ve Soli'yi görünce Cade'in elini bıraktı. Pax'in yüzündeki şaşkınlığın geçmesine izin vermeden ona sımsıkı sarıldı. Şimdi çok uzamış olan parlak sarı saçlarını karıştırdı.

Üçünün arasından en yorgun görünen Soli'ydi. Genelde özenle toplanmış uzun kahverengi saçları şimdi dağınıktı, omuzlarından aşağı dökülüyordu. Üzerinde Flacie'nin giydiğine benzer gri bir tişört vardı. Koyu renk gözlerini zar zor açık tutuyor gibiydi. Flacie ona da sarılmak için bir adım attı ama Soli ona karşılık iki adım geri çekildi.

"Soli-"

"Sakın." dedi Soli tehditkar bir biçimde. " Sakın özür dileme. Sonunda geldiğinden bahsetme. Tam üç ay oldu. Üç ay-"

"Üç aydır sizi düşünmediğim bir gün bile olmadı."

"Düşünmen bizi buradan çıkarmana yetmiyormuş demek ki."

Soli Flacie'den bir cevap beklemeden geldiği yoldan geri döndü. Flacie onu zorlamaması gerektiğini biliyordu. Cade'in evinde olduğu gibi siniri geçince konuşmak en iyisiydi.

Cade ve Pax'le beraber beyaz koltuklara oturduklarında aklı hala Soli'de kalmıştı. Flacie'nin dikkat dağınıklığı Cade'in gözünden kaçmamıştı:

"O, biraz sinirli. Sadece sana değil bize de böyle." dedi Cade.

"Siz nasılsınız?" diye sordu Flacie konuyu değiştirmeye çalışarak.

"İlk başlarda zordu tabii." dedi Cade.

"İlk bir hafta bizi bir hücreye kapattılar. Siderea'daki her şey çok modern görünüyor ama o hücre... gerçekten korkunçtu." diye devam etti Pax.

"Sonra buraya getirdiler bizi. Dışarı çıkmamıza hiç izin vermiyorlar ama yemek getiriyorlar. Dolabımız da hep dolu. Bize hiç zarar vermediler. Hep sakladılar." dedi Cade. Gözlerini Flacie'den ayırmıyordu.

"Daha erken gelmek istedim ama... bana hiç izin vermediler."

Flacie arkadaşlarının meraklı bakışlarını seziyordu. Çok fazla zamanı yoktu. Siderea'ya geldiğinden beri başından geçen her şeyi, hiçbir şeyi atlamadan onlara anlattı.

"Vay be." dedi sonunda Pax. " Savaşa mı giriyoruz şimdi?"

"Öyle bir şey şimdilik yok ama tedbirli olmalıyız."

"Biz nasıl tedbirli olacağız Flacie? Bu daireden dışarı çıkmamıza izin vermiyorlar."

"Ben artık serbestim. Elimden gelen her şeyi yapacağım. Bir çaresine bakacağız."

İlk ÖlümsüzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin