11-Esaret Çıkmazı

81 7 66
                                    


3 saat önce

Varolan her kusursuz şeyin ardında acılar gizlidir. En sıradan çiçeğin açması için dünyanın çile çekmesi gerekir, demiş Oscar Wilde.

Birkaç ay öncesine kadar kusursuz bir ailem vardı. Dürüstlüğü onlardan öğrenmiştüm. Kalp atışı gibi süreklilik gerektirirdi dürüstük. Bunca çektiğim acının da başrol oyuncusuydu kendisi.

Aileme duyduğum güven, gece yatarken dolandığım yorgan kadar sıcak tutardı vicdanımı. Çok mu büyütmüştüm onları gözümde? İlahileştirmek miydi bu?

İnsanlar hatalar yapar, kusursuz değillerdir. Kusurları yüzünden bedeller öderler. Ailemin ödediği bedel hangi Mirel Murtezaydı?

Siyah minibüsün sürgülü kapısını açarak aşağıya indim. O sırada sürücü koltuğundan inen Gece arkamdan"En azından teşekkür edebilirsin."diye bağırdı. Evimin bahçe kapısına doğru yürümeyi keserek aniden arkamı döndüm.

Yol üzerinde arabadaki diğer adamları da çimenlik bir yere bırakmıştık. Zaten bilinçleri de yerinde değildi. O yüzden bu arabayla evimin kapısının önüne kadar gelebilmiştik.

"Niçin? İstediğiniz gibi benimle oynayabildiğiniz için mi?"bir tepki vermesi için yüzüne baktım ama beklentim onun duygusuz yüz ifadesiyle birlikte suya düştü. Nasıl bu kadar umursamaz olabilirdi insan?

"Hiç sanmıyorum."diyerek tekrardan arkama döneceğim sırada sinirli bir şekilde"Kimseninle seninle oynadığı falan yok!"diyerek daha da sinirlenmeme neden oldu. Ani ruh değişimlerine sahip olan tek kişi o değildi. Alayla gözlerimi devirdim ve arkamı dönerek"Yaa ne demezsin."diye kendi kendime homurdandım.

"Dağhan amca sana hiçbir şey anlatmamakla çok haklı. Çocuksun ve-"bu sözleriyle birlikte sınırı tamamıyla aşmıştı. Hızlıca arkamı dönerek üzerine doğru yürümeye başladım. Bu sırada zihnine girdiğim için sözleri yarıda kesilmiş, acıyla yüzünü buruşturmuştu. Ayakta durmak için fazlasıyla çaba sarf ediyordu.

Kimse benimle alakalı olan şeylerin bir sır gibi saklanmasından oldukça normal bir şeymiş gibi bahsedemezdi. Kendi başıma bir şeyleri bulmak için girdiğim çaba yüzünden her şey daha da berbat bir hale gelmişti. Birkaç hafta öncesine kıyasla daha mutsuz ve tükenmiş haldeydim. Bu muydu doğru olan?

"Bu şey yüzünden hiçbir zaman çocuk olamamış birine, sırf hatalarınızı örtbas etmek için 'çocuksun'diyerek kendinizi temize çıkartamazsınız. Benimde herkes kadar neyin içinde olduğumu bilmeye hakkım vardı."içimden farklı birisi çıkmış gibiydi. Gün geçtikçe artan öfkem kendini bu şekilde göstermişti. Sanki sessiz, sakin Mirel gitmişti ve yerine her an patlamaya hazır bir bomba gelmişti. Gece karşımda acıdan iki büklüm olmuşken yüzüme çarpna far ışığıyla yüzümü buruşturarak elimi o yöne doğru siper ettim. Yine mi?

Arabanın farları kapandığında, kapıdan inen Gediz ve Karan'ı rahatlıkla seçebilmiştim. Siyah Dodge Charger'ın sürücü koltuğundan inen Karan'la birlikte sinir katsayım arşa çıkmıştı. Karan ve Gediz baloda bıraktığım gibi görünüyorlardı ama ne yazık ki ben o zaman aralığında olduğu gibi sakin değildim.

Araba dikkatimi dağıttığı için Gece'nin zihninden çıkmıştım ama bu sefer bakışlarımın hedefinde Karan'ın zihni vardı. Onu parçalara ayırmak istiyordum.

"Kızlar iyi misiniz?"Gediz'in endişe ve merak barındıran sorusuyla istemsizce ona döndüm. Yüzünde gerçekten endişeli olduğunu belli eden bir ifade vardı.  Son dakika ikimiz de Lumar'ın elindenden kurtulmayı başarmıştık ve bunun için, içinde saklamakta zorlandığı bir sevinci vardı Gedizin. Fakat buna rağmen sinirden kavrulan bedenime engel olamayarak "Yardım etmem için çağırdığın baloda kaçırıldım! Sence iyi miyim?"bağırdığım için boğazım acıyordu ama bu şuanda umrumda olacak son şeydi.

Kohren'in ÇocuklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin