Hadi Başlayalım...
Bazı geceler, yarının yeni bir gün olacağı umuduyla uykuya dalarsın. Fakat sabah güneşi bedenine deydiğinide, yeni bir başlangıç için hazır olmadığını fark ederdin.
Kendime söylediğim yalanlardan bir diğeri de buydu. Yarın yeni bir gün olacak...
Hiçbir zaman mucizevi bir şekilde yarının yeni bir gün olamayacağını birkaç gece önce kabullenmiştim.
Karan, Gediz'le beraber tekneye çıktıktan sonra her zamanki gibi kaybolmuştu. Mavi ve Alin tüm gece Gediz'e iyi olup olmadığını sormuş, onu ayıltmaya çalışmışlardı.
Bense dışarıda kalan üçüncü şahıs olarak sadece olan biteni izlemiştim.
Gediz'in bulanık zihnine girdiğimde fark ettiğim bir diğer şeyse fazlasıyla parçalara ayrılmış olduğuydu. Bir tarafı hala ona çeşit çeşit yarış arabaları alan annesinin, hayalindeki evlat gibi olmak istiyordu. Fakat o terbiyeli iyi çocuk olmak için fazlasıyla başıboş ve savunmasız bırakılmıştı.
Başımı cama yaslayarak yağan yağmur damlalarının camda izledikleri yolu takip ettim. İşaret parmağımı damlanın izlediği yol üzerinde sürürlen Gece'nin "Fazla düşünüyorsun."demesiyle kaşlarım çatıldı. Neden durup dururken böyle bir şey deme gereksinimi duymuştu ki? Ona döndüğüm sırada o da bakışlarını birkaç saniyeliğine yoldan çekerek yüzümde gezdirdi. Bakışlarını sebepsiz bir burukluk vardı. Ya da sebebi var mıydı?
"Ne demek istedin?"sorum karşısında yüzünü ufak bir tebessüm kapladı ve tekrardan önüne döndü.
"Fazla düşünüyorsun. Bu yüzden de kafanda kuruyorsun."kollarımı birbirine dolayarak oturduğum yerde sırt üstü yaslandım.
"Ne yani. Şimdi burada oturmuş benim kötü özelliklerimden mi bahsedeceği?"bıkkınlıkla bir nefes verdim. Bunu zaten yalnız kaldığım her an yapıyordum.
"Hayır. Sen ne istiyorsan ondan bahsedeceğiz."bunu dedikten saniyeler sonra arabayı sağ çekerek motoru durdurdu. Kemerini çözdü ve neredeyse tüm bedenini benim olduğum tarafa çevirdi. Sorgulayan bakışlarımı üzerinden gezdirirken aradığım şey bir ipucuydu. Neden bana iyi davranıyordu? Neden benim iyiliğimi istediğini net bir şekilde ifade ediyordu?
"Sor Mirel. Sadece sor."dediği şeye alayla gülerken gözlerimi odan kaçırarak önümüzdeki dağ yoluna diktim. Okula gidiyorduk. Gece'de benimle birlikte Kohren Kolejine gelmeye başlamıştı. Yaklaşık bir haftadır beraber, annemin arabasıyla okula gidip geliyorduk ve her seferinden benimle sıcak bir ilişki kurmak adına çabalıyordu. Fakat arabayı kenara çekmesi bir ilkti.
"En son birisine sorularımı sorduğumda, boynumda bir tasma vardı." Karan'a arabada sorduğum sorular ve verdiği cevaplardan bahsediyordum. Onun yaptığı şey bir iyilik veya ödeşmek değildi. Lumar'a yakalanmam için ortaya attığı bir yemdi. Aşağılık herif.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kohren'in Çocukları
General FictionDüşünceler zehirler beni, nefesimi keser. Bana ait olmayan hatıralarda boğulurum hergün tekrar ve tekrar. Gözlerim insanların ruhunu deler. En derinlerine inerim, yavaş yavaş. Anlamazlar beni. Hiçbir zaman da anlayamayacaklar zaten. Bu bir ödül, bel...