Tibetle ayrıldıktan sonra yavaş adımlarla eve doğru yürüdüm. Bahçeye geldiğimde Selinin hala telefonla konuştuğunu farkettim. Benim geldiğimi görünce bana gülümseyip "Tamam aşkım görüşürüz o zaman bay bay" diyerek telefonu kapattı.
Erkek arkadaşının kim olduğunu merak etsemde onu bu konuda darlamak istemiyordum. Hazır olduğunu hissettiği zaman kendi nasılsa söylerdi.
Ben döndükten sonra içeriye girip gecenin saat kaçı olduğunu önemsemeden mikrodalgada kek yapmış ve kahvelerimizi de alıp tekrar bahçeye geçmiştik. Geçmişin dedikodusu instagramda gezinmece falan derken saat 4 e doğru geliyordu. Benimde artık hafiften uykum gelmeye başlamıştı.
Hastanede çok zaman geçirmesekte kendimi pis gibi hissediyordum. Yarama su değdirmemek şartıyla bedenimi yıkamaya karar verdim. Hem uykumda açılırdı. Seline dönüp "Balım ben bir yarım saat duş alıp gelsem olur mu? Hem uykumda açılır" dedim. Selin sabahlamaya alışkın olduğu için onda henüz bir uyku emaresi görememiştim.
Tabi anlamında kafasını sallarken "Olur canım benimde bir dizim vardı onun son bölümünü izlerim o ara" diyerek dizi sitesini açmaya koyuldu bile. Tam yanından ayrılıcakken dış kapının açılmasıyla abimin döndüğünü anladım. Biliyormuş gibi direkt bahçeye gelmesine şaşırsamda büyük ihtimal gecenin sessizliğinde seslerimizi duymuştu.
İçeri girince uykusuz gözleri ikimizin üzerinde gezinirken "Selam" diye mırıldandı. Ona gülümserken "Hoş geldin abi" dedim.
"Hoşbuldum, başın nasıl iyi mi?" diyerek bana doğru yaklaştı.
Başımla onaylarken"Evet iyiyim şimdilik ama uykum geldi biraz, gidip bir duş alıcaktım bende tam"diyerek devam ettim.
"Tamam dikkat et su değmesin ama dikişlerine" diyerek tembihledi. Kafamı sallarken Seline dönüp "Sende içeri geç istersen uzan biraz yorulmuşsundur artık sabahtan beri oturmaktan" dedim.
Selin de beni onaylayıp içeri geçerken "Farketmez" dedi. Abim "Ben odama çıkıyorum yorucu bir gündü" diye mırıldandıktan sonra yanımızdan ayrıldı.
Bende ondan sonra odama çıkıp hangi kıyafeti falan giyeceğimi hazırladım. Odamda ki kirlilerimi toplayıp banyoya götürüp geri geldim. Odamda temiz havlumun kalmadığını gördüğümde oflayarak ana banyoya gidip havlularımı da aldım. Artık banyoya girmeye hazırken müzik açmak için telefonumu aramaya başladım.
Aklıma gelen şeyle sinirle oflayıp odadan çıktım. Telefonumu bahçede unutmuştum. Aşağı indiğim de Selini oturma odasında göremesem de tuvalete veya mutfağa gitmiş olacağını düşündüğümden önemsemeyip bahçeye yöneldim.
Duyduğum konuşma sesleriyle adımlarım yavaşlarken sessizce arka bahçeye adımladım. Sesler gittikçe belirginleşiyordu. "Kaan lütfen dur bir gören olacak" diye fısıldayan Selinli duymamla nefesimi tutmuştum. Zaman geçmeden abimin de "Ya kim görecek bu saatte? Özledim diyorum gelsene" diye fısıldayan sesini duydum.
Kulaklarıma inanamazken sessizce kafamı uzatıp bahçenin köşesinde konuşan ikiliyi gördüm. Gözlerim şokla irileşirken bir "Hasiktir" çekmemek için kendimi çok zor tutmuştum. Nefesimi tutmuş onları izlerken yanlış anlayıp anlamadığımdan da emin olmaya çalışıyordum. Selinle abim olabilir miydi cidden?
Abim aralarında ki mesafeyi kapatıp Seline söz hakkı vermeden dudaklarına yapışınca emin oldum. Olabilirmiş.
Yaklaşık 5-6 saniye donup kalırken öpüşmelerinin daha da alevlendiğini farkettiğimden neler olduğunu algılayıp anında gözlerimi kapatarak arkamı döndüm. Hızlı ama sessiz adımlarla oradan uzaklaşırken odaklandığım tek şey odama varmaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ansızın Aşk
General FictionYetişkinlere uygun bir kitaptır. (+18)Lütfen çocuklar okumasın.