Yüzümü inceleyen bakışlarında boşalmanın verdiği rahatlığın yanısıra hayranlıkta vardı. Biraz böyle bakışımış olsak ta durduğumuz pozisyondan dolayı ne yapacağımı bilmiyordum. Şaşkınlıkla aralanmış dudaklarıma kısa bir öpücük kondurduktan sonra beni yavaşça üstünden indirip "Hemen geliyorum" diye konuştuktan sonra ebeveyn banyosuna doğru yöneldi. Altında ki pantolonu çıkarmış, boxerını da yukarı çektirmişti. Benim yaşadığım anla beraber hala kanım kaynarken yaklaşık 30 40 saniye sonra banyodan çıktı.
Üzerini temizlemeye gitmişti anlaşılan. Bana doğru gelirken gözlerim istemsizce deminkinin aksine oldukça küçük gözüken erkekliğine kaydı. Tibet nereye baktığımı görünce gülümsemeye başlamıştı. Seri bir hareketle yatağa varıp beni hızlıca altına aldı. Yüzünü boynuma gömmüş, küçük öpücüklerinin arasından "Sana tapıyorum" diye mırıldandıyordu.
İçimde ki henüz sönmemiş yangın Tibetin boynumu delice öpmesi ve emmesiyle beraber tekrar harlanmıştı. Az önce altımda çaresizce yatıp gözlerime bakan adam şimdi tekrar vahşileşmiş, kontrolü eline almıştı. Bu sertliklen, kontrolden hoşlansam da onun o muhtaç halleri paha piçilemezdi. Tibet üstümde ki geceliğin kalan son bir kaç düğmesini de çözdükten sonra üzerimden çekip aldı. Aynı hareketlerle altımda ki pijama takımını da çıkardı. Gözleri gözlerime bakarken elleri inatla göğüs ucuma dokunmuyor, sürekli çevresinde daireler çiziyordu.
Bir kaç dakika süren bu işkencesine artık dayanamıyordum. Göğüs uçlarım öyle bir sızlıyor du ki artık acı vermeye başlamıştı. Tibetin ne yapmak istediğini tam olarak çözemesemde artık bunu umursamayıp "Tibet n-nolursun oynama benimle, yap a-artık " diye kekelememeye çalışarak konuştum.
Kısa bir hareketle yerlerimizi değiştirip sırtını yatak başlığına yaslayarak yine onun kucağına çıkmamı sağladı. Tüy gibi dokunuşlarını iyice arttırıp dudaklarını göğüs ucuma yaklaştırırken "Ne yapayım, söyle" diye nefesini göğüs uçlarıma üfleyerek konuştu. Onun bu hallerine alışmıştım, sevişirken konuşmayı seven biriydi. Aslında bu konuşmalardan kendim de zevk aldığımın farkındaydım ama bazen utangaçlığım öne çıkıyordu işte. Aramızda ki- kendim oluşturduğum - utangaçlık meselesini ortadan kaldırmak istedim. Derin bir nefes alıp düşünmemeye çalışarak benden beklemeyeciğine emin olduğum açık bir dille konuşmaya karar verdim. Bu gücü şuan kendimde buluyordum.
Gözlerinin içine bakıp dudaklarımı yavaşça yalayarak "Göğüs u-uçlarımla oynamanı, onları emmeni i-istiyorum " diye kısık bir sesle fısıldadım. Utançtan sesim içime de kaçmış olabilirdi. Gözlerinden geçen şaşkınlığın yanında ki arzu dolu parıltıyla dediğimi ikiletmeden parmaklarıyla göğüs uçlarım yakalayıp , sertçe oynamaya başladı. Gözleri pür dikkat yüzümü izlerken, hiç bir şeyi kaçırmak istemezmiş gibi bakıyordu.
"Böyle mi?" diye erotikçe fısıldadıktan sonra dudaklarıyla sağ göğsümü yakalayıp emmeye başladı. Aldığım hazla beraber gözlerimi kapattım. Ensesine götürdüğüm elimle onu daha çok kendime bastırıken inlemeyle karışık "Aah evet" diye konuştum. Elleri yavaşça kalçama kayıp onları sertçe sıkıp çekiştirmeye başladı. Diliyle attığı küçük darbeler bacak aramda gerçeşen infilağı büyütüyordu. Tüm bacak aram ıslanmış gibi hissediyordum.
İç çamaşırımda ki ıslaklığın Tibete de geçmemesi için yavaşça dizlerimin üstünde havalandım. Böylelikle göğüslerim de tam Tibetin yüzünün hizasına gelmişti. Tibet elleriyle kalçalarımı yoğurmaya devam ederken bir elini kalçamdan bacaklarıma doğru indirdi. Sağ eli biraz bacaklarım da dolaşsa da asıl niyetini belli eder şekilde yavaşça kasıklarıma doğru kaymaya başlamıştı.
Dizlerimin üstünde doğrulduğumdan bacaklarımı onun iki yanına açmış şekilde kucağında duruyor gibi bir şeydim. Elleri zaten ayrık duran bacaklarım sayesinde rahatlıkla kadınlığımın üzerine kapandı. Ellerimle omuzlarını güç almak istermişçesine kavradım. Parmakları iç çamaşırımın üstünden kadınlığımı okşarken dudaklarını göğüslerimden ayırıp "Nasıl bu kadar çok ıslandın ki?" diye mırıldandı.
Tüm parmak kıvrımlarının ıslanmış olduğuna emindim. Gözlerimi kapatıp başımı yana doğru atarak yüzümü saklamaya çalıştım. Bu gece gözümü hiç açmasam iyi olurdu. Biraz süre geçtikten sonra Tibet huysuzca
" Gözlerini benden saklama" diye homurdandı. Onu cevap vermeyip gözlerimi kapalı tutmaya devam edince "Açmıyor musun yani şimdi?" diye tehtidvari bir şekilde konuştu.Kadınlığım da ki baskısı artarken zevkle gözlerimi daha sıkı yumdum. Elleri kasıklarımda dolaşırken aniden zaten çokta kaliteli olmayan ince iç çamaşırımı ikiye çekip parçalamıştı. Duyduğum kumaş sesiyle ne olduğunu bilsem de bir umut iç çamaşırıma baktığım da yırtılmış kumaşı görmüştüm. Tibete dönüp "Ne yapı-" dememe kalmadan iki parmağıyla tepemi okşamaya başlayınca sesim içime kaçmıştı. Kelimelerim güçlü inlemelere dönerken Tibet de beni arsızca okşamaya devam ediyordu.
Bir elini belime geçirip beni yana devirdi. Üstüme çıkmasını beklerken biraz geriye çıkıp zaten paramparça olan iç çamaşırımı bacaklarımdan sıyırıp aldı. Yatakta biraz daha öne kayarak bir bacağını altına alıp oturdu. Yatağın köşesinde durduğundan diğer bacağını da destek almak için yere koydu. Beni kendine doğru hafifçe kaydırdıktan sonra bacaklarımı tutup biri dizine gelecek şekilde iki yanına koydu.
Çırılçıplak karşısında yatıyor olmamın dışında bacaklarımı da ayırarak tüm benliğimi açıkça ona sunuyordum. Bu utancımı körüklese de ihtiyaç duygum onun bastırılmasını sağlıyordu. Tüm dikkatini kadınlığıma yönlendirip yavaşça okşadı. Baş parmağıyla vajinamı hafifçe çekiştirip kadınlığımı aralamasıyla ikimizde aynı anda dudaklarımızı sertçe ısırdık. Diğer başparmağıyla da aynı şeyi yapıp bir süre oluşan görüntüyü izledi.
Sağ baş parmağını aşağı yukarı hareket ettirerek beni okşuyor, kendimden geçmemi sağlıyordu. İnlemelerim artık kontlolsüzce dudaklarımdan kaçarken tutmak için uğraş vermiyordum. Uzun bir süre vajinamı boydan boya okşarken bende ara ara yükseliyor ama onun yavaşlamasıyla tekrar sakinleşiyordum. Yine sınıra çok yaklaştığımı hissettmiş kendimi istemsizce kasmaya başlamıştım. Deminden beri her sınıra yaklaştığım da Tibetin geri çekilmiş olması aldığım hazzın daha da artmasına yol açmıştı.
Yine yavaşladığını farkedince aldığım zevkten dolayı çatlamış sesimle ona yalvarır bir tonda "Yavaşlama. Daha hızlı aşkım, lütfen" diye çaresizce mırıldandım. Beni sakinleştirmek ister gibi "Hişşt bebeğim sakin ol" diye konuştu. Aynı tonda "Artık dayanamıyorum" diye fısıldadım.
Son sözümle beraber bana bir cevap vermese de hareketleri hızlanmış, parmakları zevk noktamı bulmuştu. Kendimi geçen sefer ki gibi kasmamaya çalışarak derin nefesler aldım. Kendimi iyice dokunuşlarına odaklayarak rahatlamaya çalıştım. Daha bir dakika geçmemişti ki vucüdum duyduğum bu hazza dayanamayıp kendini orgazmın kollarına bıraktı.
*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ansızın Aşk
Fiksi UmumYetişkinlere uygun bir kitaptır. (+18)Lütfen çocuklar okumasın.