0.7

158K 3.5K 616
                                    

Sabah ne kadar uyanmak istemesem de annem beni zorla kaldırmış ve temizliğe başlattırmıştı.
Son sınıfın 2. Dönemi olduğu için artık sınavları bitirmiş pek sık okula gitmiyordum. Bu yüzden de annemin elinden kaçacak bir bahanem de yoktu.

Sabahları kahvaltı yapmayı pek sevmediğim için aç açına temizliğe başlamıştım ve artık sonlara doğru başım dönmeye başlamıştı.
Son kez salonu silerken kapının çaldığını duydum.

Halim şu an kısa bir şort ve askılıyla çok paspal dursa da önemsemeden kapıyı açtım. Bu saatte ancak komşular gelirdi ki zaten bugün Tibet gilde gün vardı. Büyük ihtimal annemi çağırmaya gelmişlerdi.

Yüzümde sıcak bir gülümseme oluşturmaya çalışıyordum ama o kadar nefes nefese kalmıştım ki biraz imkansızdı.

Kapıyı açtığımda karşımda Tibet i görmeyi hiç beklemediğimden bir an dondum kaldım. Ben bir şey söylemeyince o da "selam" diye konuştu.

Annem de arkadan "kim gelmiş Lin" diye bağırınca "Tibet abi" diye cevap verdim. Ama verdiğim an pişman oldum çünkü Tibetin gözlerinin içine bakarak abi demek hiç iyi olmamıştı.

Bakışlarının sertleştiğini gördüm.Ama yine de hiç bir şey söylemedi
Yine o her zaman ki bakışlarıyla bana kısa bir bakış atıp "Sen millete kapıyı böyle mi açıyorsun Lin" dedi baskılayıcı bir tonda.
Normalde açmazdım ama komşulardan biri olduğunu düşünmüştüm yine de bu onu ilgilendirmezdi.

"Niye ne varmış halimde" diye söylenince bakışları yine üzerimede gitti geldi.

Genelde küçük oldukları için sütyen takmayı tercih etmiyordum bir de yaz geldikçe beni gereksiz sıktığını düşünüyorum.

Ama galiba bundan sonra sırf Tibet yüzünden sutyen takmayı düşünebilirdim. Çünkü ne zaman onu görsem, ne zaman bana böyle baksa göğüs uçlarım hazır ola geçiyor ve çok dikkat çekiyordu.

"Neyse Lin seninle tartışmak istemiyorum, halinin ne olduğu ortada zaten" diye konuşurken annem ne olduğunu merak etmiş olacak ki kapıya geldi.

"Oo Tibet oğlum hoş geldin kızım sende buyur etsene çocuğu içeriye kapıda kalmış" diye beni fırçalamayı da ihmal etmemişti.

"Yok sağol duygu teyzeciğim beni annem yolladı sizde sandalye varmış herhalde bize geçicekmiş onları almamı istedi."

"Ha evet oğlum hemen şurada alıver sana zahmet biz de zaten geliyoruz, şimdi merak etmesin annen" diye de ekledi.

Aramıza annemin katılmasıyla bırakın aramızda ki muhabbeti bakışmayı bile kesmişti
Hep böyle yapıyordu başkasının yanında bambaşka biri oluyordu.

O da hemen ayrılmak ister gibi hızlıca sandalyeleri alıp, suratıma bakmadan çıkıp gitti.

Bir gülegüleyi bırak suratıma bile bakmamıştı. Ne yapmaya çalıştığını gerçekten anlamıyordum bir öyleydi bir böyle.

Düşünmeyi bırakıp hazırlandım daha Bahtı teyzeye yardıma gidecektik. Üstüme beyaz üzerinde siyah yazıları olan bir tişört altıma da siyah bir darpaça pantolon geçirdim.

Çokta önemsemedim çünkü gidip orada en çok sevilen su böreğimden yapacaktım onu da yaparken biraz evhamlı olduğumdan hep üstümü başımı kirletirdim.

Hemen evden çıkıp Bahtı teyzegile gittim. Şuan Tibetin işte olması gerekiyodu o yüzden daha rahattım. Ama Kapıyı açınca bütün rahatlığım uçtu gitti. Çünkü karşımda bahtınur teyze yerine 1.90 boylarında Tibet duruyordu. Onu çok önemsememeye çalışıp kısa bir selamla içeriye geçtim. O da kısa bir baş selamı verdi. Hızlı adımlarla mutfağa ilerledim hızlıca böreği yapıp eve dönmek istiyordum.

Bahtınur teyze beni görünce "oo Lin kızım hoşgeldin kusura bakma seni de yoruyorum böyle hakkını helal et"

"Hiç olur mu öyle şey benim üstümde emeğin çoktur feda olsun sana börekler" deyip yanaklarına öpücük kondurdum.

"Hemen de sırnaş zaten, hadi hadi geç başla sen ben daha odayı temizleyeceğim birde bir duş alırım hadi görüşürüz" deyip ayrıldı yanımızdan.

*

Ansızın AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin