Bir hafta. Koskoca bir hafta boyunca aynen şuan olduğum gibi dalıp gidiyordum. Gözlerimi karşımdaki duvardan çekemezken derin bir iç çektim. Tüm o olayların üzerinden bir hafta geçmişti. Yifan ile konuşup The Wona projesine bir son vermiştim. Zaten restore işi neredeyse bitmişti. Bu yüzden hiçbir sorun çıkmadan herşey bir çırpıda hâllolmuştu. Vante de gidişime itiraz etmemişti. Ne bir çiçek, ne bir mesaj, ne bir arama..
Paramı almıştım. İşim bitmişti. Herşeyin farkındaydım zaten, ama şimdi böylesine üzülmeden edemiyordum. O gece, oraya ilk gittiğimde işlerin bu raddeye gelebileceğini tahmin edemediğim gibi şimdi tüm bu yaşananlar beni yaralıyordu. Eninde sonunda böyle bir sonumuz olacaktı, biliyordum. Sadece olması gerekenden biraz daha erken olmuştu. Ben ayrıldıktan sonra Jisoo çok üzülmüş ve neredeyse her gün beni ziyarete gelmişti. Ona The Wona ve Vante ile alakalı herhangi birşey dahi duymak istemediğimi söyleyip her seferinde onu susturmuştum. Bu yüzden Jisoo'dan öğrendiğim tek şey, Vante'nin kısa süreliğine de olsa son dokunuşlar için yeni bir mimar alma fikrine şiddetle karşı çıktığıydı. Neden istemediği hakkında bir fikrim yoktu.
Telefonumun melodisiyle irkilirken arayan kişiye baktım.
"Tam aklımdaydın."
Hattın diğer ucundan kıkırtısını duydum.
"Bana aşık olduğunu düşüneceğim, Lalisa."
"Aşığım, Jisoo."
Bu sefer ikimizde gülmüştük.
"Ne yapıyorsun?"
"Yeni geldim ofisten, evde uzanıyordum. Sen?"
"Bende aynı. Lalisa?"
"Evet?"
"Ya burası hakkında birşey duymak istemediğini biliyorum ama bugün birşey oldu."
Yattığım yerden yavaşça doğruldum.
"Ne gibi?"
"Bugün ekip yeni bir mimar getirdi. Vante bunu duyunca çıldırdı."
Söyledikleri ile kalbim çarpmaya başlarken bu histen nefret ettiğimi bir kez daha farkettim.
"Kızı hemen kovdu. Ve dekorasyonda yaptığı şeyleri de bozdu. Tanrım..görmeliydin. Senin elinin değdiği bir şey daha değişirse hepimizi kovacağını söyledi."
Nefessiz onu dinlerken üzülsem mi sevinsem mi bilememiştim.
"Ondan nefret ediyorum."
"Lalisa, doğru düzgün konuşamadık ama Vante ile aranızda birşeyler geçtiğini tahmin etmek zor değil. Sadece, üzülüyor musun bilmiyorum ama ben o günden sonra Vante'yi pek iyi göremiyorum."
Yavaşça yutkunmama rağmen boğazımdaki ağrı canımı daha da acıtmaya başlamıştı.
"Nasıl yani?"
Derin nefesini duydum.
"Yani, ben Vante'yi fazla tanımıyorum ama.. Arkadaşları konuşurken duydum. İyi olmadığını söylüyorlardı. Zaten sinir küpü gibi, her gün gelip etrafı kontrol ediyor bir değişiklik olmuş mu diye. Bazen de hiç gelmiyor bile. Hatta şu kadın varya hani odasında gördüğümüz.."
"Yoona."
"Evet. Vante ile kavga ettiler."
"Ne kavgası?"
"Konu ne tam olarak bilmiyorum ama, mekânla alakalıydı. Yoona'ya bunu artık yapmak istemediğini söylüyordu. Yoona da ona saçmaladığını falan. Bilmiyorum, sadece kulak misafiri oldum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the wona •taelice•
FanfictionLalisa Manoban, aklı başında bir mimardı, ta ki Kim Taehyung ile tanışana kadar. 𝘒𝘪𝘮 𝘛𝘢𝘦𝘩𝘺𝘶𝘯𝘨×𝘓𝘢𝘭𝘪𝘴𝘢 𝘔𝘢𝘯𝘰𝘣𝘢𝘯 [𝘋𝘰𝘳𝘢'𝘥𝘢𝘯, 𝘔𝘢𝘳𝘤𝘦𝘭𝘪𝘯𝘦'𝘪𝘯𝘦.]