2

345 17 2
                                    

dusuncelerinizi satir aralarinda gormek beni cok mutlu eder🫶🏻

                                    •••
Hissettiğim korkuyla ne yapacağımı bilemeden öylece ayakta dikiliyordum, gözlerim ondan başka her yerde dolanıyordu. Bana doğru yaklaşmaya başladığında hiçbir şey yapamadım. Gözlerimi kapıya sabitlemişken odaya yayılan telefon sesiyle ona çevirdim bakışlarımı. Sinirle cebinden telefonunu çıkardı, bana anlık bir bakış atıp aramayı açtı ve telefonu kulağına götürdü. Bir eli cebinde pencereye doğru yürüyordu. Ben de oradan olabildiğince uzaklaştım.

"Acil mi? Bir işi de hallet! Geliyorum şimdi."

Gideceği için rahatlayıp derin bir nefes almıştım. Bunu gördüğünde dudakları yana kıvrıldı. "Merak etme," dedi ve üzerime doğru adım atmaya başladı. "Geri geleceğim."

Önümde durduğunda nefretle baktım yüzüne. Yaklaşmaya başladığında öpeceğini anlamıştım, tam dudaklarını dudaklarıma değdirecekken yüzümü sol yanıma çevirmemle yanağıma değmişti pis dudakları.

Çenemden tutup başımı çevirdi ve dudaklarımı sertçe öperken aniden ısırdı. Bağırdığımda geri çekildiğinde konuştu, "Geldiğimde hiç susmak istemeyeceksin."

Kalakaldım. Ne demekti şimdi bu? Açıkça tehditti bu. Ama ne yapacaktı?

Odadan çıktığında kapıyı kilitlediğini işittim. İçime yayılan korkunun ve az önce yaşadıklarımın etkisiyle göz yaşlarım benden izinsiz akmaya başlamıştı. Topuklu ayakkabılarıma rağmen olduğum yere çökmüştüm. Dizlerimi kendime çekip sarıldığımda arkamdaki duvarın dibine sinmiştim. Bana çiçekler alan adam nereye kaybolmuştu? Belki de kaybolmamış, saklanmıştır. O halleri yalnızca maskeydi yani. Koskoca bir yıl bunu nasıl saklamayı başarmıştı?

2 Ay Önce

Kapının açılmasıyla bakışlarımı önümde duran bilgisayardan kapıya çevirmiştim şokla. Evde ben hariç kimse yoktu.

İlk gördüğüm şey bir papatya demetiydi. En sevdiğim çiçek güldü, olsun, bilmiyordur. Yüzüme yayılan gülümsemeyle bakışlarımı çiçeklerden alıp içeri giren Volkan'a çevirdim. Çapkınca sırıtarak yaklaşmaya başladı. Çalışma masamdan kalktım ve yanına gidip sarıldım. Elleri belime dolanırken bir elini çekip çiçek demetini arkamdaki masaya koydu ve yeniden belime sardı.

Geri çekildim ve yüzüne bakmak için başımı kaldırdım. Tam konuşacakken dudaklarını dudağıma bastırdığında karşılık verdim. Nefes nefese kendimi geri çekip konuştum, "İçeri geçsene geliyorum ben."

Beni dinlememiş elleri vücudumda gezintiye çıkmıştı. Dudakları boynumda oyalanıyordu. Sebebini bilmiyorum ama kendimi kötü hissettim. Uzaklaşmaya çalıştım zar zor. "Volkan durur musun!"

Çiçekleri gösterdiğimde hiçbir şey demeden öfke dolan bakışlarını sunarak odadan çıktı.

Çiçekleri odada bulunan temiz bir vazoya koyarken boş bir merakla saymıştım. 23 tanelerdi. Vazoyu alıp mutfağa girdim ve içine biraz su doldurdum. Salona girdiğimde koltukta oturmuş telefonuyla ilgilenen Volkan'a kaydı gözlerim. Gülümsedim. Vazoyu televizyonun yanında bulunan büyük, kapaksız vitrinin rafına koydum.

Yanına oturduğumda telefonunu kapatıp koltuğun üzerine koydu. "Nereden esti böyle?"

"Aradım kaç kere açmadın. Şirkete baktım orada da yoktun, ben de burada şansımı deneyeyim dedim." Yüzü şüpheli bir hal aldı. "Sahi, ne yapıyordun?"

LEVLÂHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin