5.3.DEDE ZİYARETİ

8 0 0
                                    

Dedemlerin mektubunun geçen hafta elimizde olması gerekiyordu ama yoğun kar nedeni ile mektup elimize bir hafta geç ulaşmıştı. Bunun anlamıda dedemlerin yarın geliyor olduğuydu. Dedemlerin gelişi için hazırlık yapacaktık ama hazırlık olarak fazla bir şey yapamayacaktık. Çünkü hem vaktimiz hem de enerjimiz kısıtlıydı. İçeri daha fazla ışık gelmesi için perdeyi açtığımızda ise hazırlık yapmaktan tamamen vazgeçtik. Çünkü lapa lapa kar yağıyordu. Geçen hafta da kar bu şekilde yağmıştı ve yollar bir hafta sonra ancak açılmıştı.

Dedemlerin ikisi de uçak yolculuğunu sevmedikleri için büyük ihtimalle kiralık bir araba ve şoförle geleceklerdi. Bugün sabah yola çıkmış olsalar akşama doğru Sivas'a daha beş altı saatlik yolları olurdu. Çünkü dedemler seyahat ederken sık sık ve uzun molalar vermeyi severlerdi. Ayrıca gece yolculuk etmezlerdi. Bu yüzden akşam olunca bir otelde dinlenecekleri kesindi. Yarın sabah erkenden de tekrar yola çıkarlar ve Sivas'a varırlardı ama lapa lapa yağan bu kar kasaba yolunu kesin kapardı ve ekipman eksikliğinden kasaba yolu üç güne ancak açılırdı. Kasadan köyümüze gelen yolsa bir haftadan önce açılmazdı. Yani dedemler bir hafta Sivas'ta otelde kalmak zorunda kalacaklardı.

Ertesi gün uyandığımızda kar hala yağıyordu ve bahçemizde diz boyu kar birikmişti. Yani yollar kesin kapanmıştı. Bizde sobamızı yaktık ve sessizce kahvaltımızın ederken bir ara masa hafiften sallanmaya başladı. Pencerelerin camları hafiften titredi ve güçlü bir motorun sesi kulaklarımızı doldurdu. Üçümüzde ayaklandık. Çünkü bahçeye, ağır vasıta bir araç girmişti. Pencereye gittik ve perdeyi çektiğimde, bahçemizde koca bir kepçe duruyordu. Bu kepçeler kar temizlemek için kullanılırdı ama köyümüze hatta bahçemize kadar girmesi bizi şaşırtmıştı. Bu araçlar hem zamanları hem de sayıları az olduğundan yalnızca kasaba ile köy arasındaki yolu açarlardı. Bizim çocukların söylediğine göre köye girdiğini bu zamana kadar gören olmamıştı. Köylü her zaman kendi çabası ile yollarını açarmış.

Kepçe bahçemizde ilerledi ve yerini siyah bir arazi aracı aldı. Hemen kapıya çıktık.

Ömer dedem arazi aracının ön kapısını açarken, arkadaki kapılarda açıldı. Annem koşarak Ömer dedeme, bende Mehmet dedeme, babamda ninelerime sarıldı. Sonra eşler değişti ve kısa sürede herkes birbirleri ile kucaklaştı. Hatta bir ara şaşıran babam, annemin elini öpüp başına koydu.

Valizleri indirdik ve kiralık arazi aracı bahçemizden geri geri çıktıp gitti. Kepçe de bahçeden çıkmak için manevra yapıyordu ama Ömer dedemin el işareti ile durdu. Kaptanı, kabinin kapısını açıp kafasını uzatınca:

"Kaptan, buraya kadar gelmişken köyün yollarını da açsanız köylü rahat eder." dedi ve cebinden çıkardığı parayı, kaptanın eline tutuşturdu. Kaptan hemen halledeceğini söyledi. Kepçenin köyümüze girmesinde dedemlerin bir parmağı olduğunu sezdim ve Mehmet dedeme sordum. Kepçe özel sektöre aitmiş ve kasaba yolu ile köy yolunun kardan kapandığını öğrenen dedemler tarafından kiralanmıştı.

Hava soğuktu. Kepçe bahçeden çıkarken bizlerde eve girdik. Sonradan bizim çocuklardan öğrendim. Kepçenin yolları temizlemesi, köyde büyük yankı uyandırmış. Köye kepçenin girdiğini duyan köylü, kısa zamanda etrafında toplanmışlar. Bu kepçenin dedemler sayesinde köye girdiğini de öğrenmişler. Böylece köye adım attıkları anda dedemler, köylünün sevgisini kazanmışlardı.

Eve girdiğimizde babam hala dışarıda valizleri taşımak ile meşguldü. Kendisine yardım etmek için kapıya yöneldiğimde Ömer dedem:

"Gel Ali, o halleder. Kendisi köy hayatına pek meraklıdır. Bırak tadını çıkarsın." dedi. Ben içeri girerken, babam ellerini dua eder gibi açmıştı ve kafasını göğe kaldırmıştı. Gülümsedim.

BİR ŞEHRİN HİKAYESİ(Tamamlandı.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin