21.𝕭ö𝖑ü𝖒

1.8K 50 9
                                    

"ÖLDÜRDÜN ARTIK NABZIMI YOKLAMA."

Bana bağıran var mıydı? Yoksa donduğum için hayal mı görüyordum bilmiyorum donarken hayal kurmak iyiymiş o an öldüğünü hisseden insan için ayaklanmıştım biri beni kucağına almıştı bir arabaya konuldum üzerime battaniye ne bulursalar koyuyorlardı ama ben hâlâ ölecek kadar üşüyordum. Sesler duyuyordum koşuşturmacalar geliyordu kulağıma o kadar üstüme örtmelerine rağmen hâlâ üşüyordum ama Göktuğ'un sesini duymuyordum yine beni o değil de düşmanları mı kurtarmış başka bir adamın eline mi düşmüştüm artık ölmek benim için kurtuluş olurdu bıkmıştım bu olanlardan ben bunları düşünürken birden kapı açıldı biri başımı kaldırdı sonra üstümdeki şeyleri alıp beni kendine doğru çevirdi kimdi bu adam?

Gözlerimi açamıyordum beni kendine daha çok bastırdı başımı göğsüne yaslayınca kokusundan tanıdım bu Göktuğ'du konuşmasa da hissetmiş ve anlamıştım Selim'e arabanın ısıtıcılarını yaktırdı elleriyle saçımı okşuyor vücuduyla beni ısıtıyordu ondan kaçmak istesem de daha kötü insanların eline düşüyor onu arıyordum bir iki kelime duymam gerekiyordu beni merak etmiş mi? Özlemiş mi? Bilmek isterdim ama o benimle hiç konuşmuyordu Selim'le konuşuyordu maşallah Selim'in ona sorduğu bütün soruları sonra diyerek geçiştiriyordu. Üşümem biraz hafiflemiş ve ısınmıştım başıma bir buse kondurdu bir şeyler mırıldandı ama ne dediğini anlamadım.

Araba durdu kendimdeydim ama göz kapaklarımı açamıyordum arabadan inip beni kucağına aldı evin kapısından geçti sanırım merdivenleri çıkıyorduk. "Ayık olduğunu biliyorum Gökçe Hanım gözlerini açsan mı artık?" Nereden biliyordu acaba? Yine de gözlerimi açmadım. Gülümsedi sanırım vücudu kasıldı beni yavaşça yatağa bıraktı üstüme bir şey örtmemişti üşüdüğümü bilmiyor muydu mafya bozuntusu dolabın kapak sesleri duyuldu bir iki dakika sonra havalandım beni banyoya getirmiş küvetin içine bırakmıştı üstüme soğuk suyu boşalttı kafayı yemişti sanırım hemen gözlerimi açtım. "Manyak mısın sen ya? Ben burada üşüyorum sen soğuk su boşaltıyorsun?" Gülümsüyordu pislik sonra kaşlarını çattı. "Bu gözlerini açman içindi Gökçe Hanım şimdiki seni ısıtmak için." O an üstüme sıcak su geldi.

"Bırak Göktuğ ben su istemiyorum! Üstüme bir şey örtersen ısınırım." "Hayır öyle olmaz güzelim hasta olursun böyle ısınacaksın." Suyla beni bir güzel yıkadı sonra yanı başıma oturdu kafamı kolunun altına alıp yüzümü yıkadı ben de gözlerimi kapatıp başıma gelenleri düşünmeye başladım. "İyi misin sana bir şey yaptılar mı?" Sesin de korku ve endişe vardı beni mi düşünmüştü mafya bozuntusu "İyiyim bir şeyim yok beni neden kaçırdılar tanımıyorum bile onları? O senin yanındaki kız yani sevgilin bile oradaydı o bile beni öldürmeye çalıştı." "Sen sakin ol! Ben her şeyi biliyorum onlarla ilgileneceğim hem o benim sevgilim falan değil Gökçe ben kimseyi sevmem." Bi anda gözlerimi açtım ve gözlerinin içine baktım o kadar duygusuz vahşi bir avcı gibi bakıyordu.

Göktuğ'un elinden bi an önce kurtulmam gerekiyordu. "Tamam yeter bu kadar! Ben hallederim." "Emin misin Gökçe yapabilecek misin?" Kafamı salladım o da kapıya doğru yürüdü o anda ağzıma acı bir su geldi elimi ağzıma kapattım Göktuğ bana döndü. "İyi misin?" Onu dinlemeden direk klozete koştum içimde ne varsa çıkardım kaç gündür bir şey yemediğim için sadece su gelmişti Göktuğ de saçlarımı tutuyordu ıslak ıslak arkama yapışmıştı. Yüzüme su vuruyordu neden midem bulanıyordu ki şimdi? "İyi misin sen orada yemek yemedin değil mi?" "Hayır yemedim neden kustuğumu bilmiyorum ama aç değilim sen dışarı çık ben üstümü giyinip geleceğim sen bana birini gönderir misin?" Kafasını sallayıp odadan çıktı ben de üstümdekileri çıkardım sonra bornozu giyinip odaya geçtim dolabı açıp üstüme bir şeyler giyindim o sırada kapı çaldı çalışan kızlardan biri gelmişti. "Buyurun Gökçe Hanım beni çağırmışsınız?" "Evet senden bir şey almanı isteyeceğim onu alıp bana getireceksin ama aramızda kalacak." "Tamam Gökçe Hanım benden ne istiyorsunuz sizin için ne alacağım?" Ne alacağını kıza söyledim o da odadan çıkmıştı.

Olmazdı değil mi bir şey? Ondan korkarken ona daha çok bağlanmış olamam değil mi? Bu olamaz! Aklımda ki soruları bırakıp saçlarımı kurutmaya başladım. Kuruttuktan sonra at kuyruğu yaptım biraz da makyaj yaptım üstümdeki kırmızı elbiseye de uymuştu ben bunları halledene kadar çalışan kız gelmişti eczaneden aldığı gebelik testini elime alıp lavaboya girdim. Testi yaptım sonucunu bekliyordum nasıl bir şey çıkacağını bilmiyorum ama benim beklediğim tek çizgiydi çift çizgi çıkarsa ne yapacağımı bilmiyordum bir iki dakika sonra ilk çizgi belirdi rahatlamıştım elimden bırakacağım zaman ikinci çizgi de belirdi o an içimden bir şeyler koptu elim istemsizce karnıma gitti. Aynada kendime bakıyordum ben nerede hata yapıyorum? Bu bebeği istemiyorum babasından nefret ediyorum ama onun bir suçu yoktu beni bırakacağı varsa bile şimdi hiç bırakmazdı kaçmak için ona bebeği söylemeyecektim ondan kaçmam lazımdı.

Odadan çıktım elimdekini de çöp kutusuna attım Göktuğ dışarıda duruyordu gidiyordu galiba onunla konuşacaktım beni bırakmasını isteyecektim yanına doğru yaklaştım ama o arabaya binmiş büyük kapıdan çıkıyordu ben de arkasından bağırdım camdan beni gördü arabadan inip yanıma geldi. "Ne oldu Gökçe ne istiyorsun? Eve gir dışarı çıkma benim biraz işim var sonra konuşuruz." Giderken kolundan tuttum. "Bekle konuşmamız lazım önemli beni bırakman gerekiyor senin yanında ölüyorum görmüyor musun? Her zaman beni kurtaramayacaksın bir gün öleceğim senin yanında belki senden uzak olursak daha iyi olur."
"Olursak mı? Kim senden başka benden uzak olacak kişi? Gökçe ne saçmalıyorsun? Konuş!" Kolumu tuttu o an ne söylediğimi fark ettim. "Bir şey yok ben senden uzak olmak istiyorum bırak beni senden nefret ediyorum senin yanında kalmak istemiyorum!" O anda silah sesleri duyuldu Göktuğ gözlerime bakıyordu. "Gökçe eğil." diyerek üzerime kapandı yine silah sesleri susmamıştı Göktuğ üstümden kalktı o anda göğsünden vuruldu. "Seni bırakırsam ölürüm Gökçe Özdemir ancak ben ölürsem gidebilirsin!" Kollarıma yığıldı o an bitmiştim bebeğimle onsuz kalmıştık.

Oy ve yorumlarınızı esirgemeyin lütfen çünkü en büyük motive kaynağı okurların düşünceleridir.

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere 👋

'ɢöᴢʏᴀşɪ'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin